3 YIL ÖNCE
Elliot avucunda tuttuğu hapı ağzına atıp elindeki şişeden bir yudum su içti. Başı şiddetle ağrıyordu. Kahrolası migren. Her düşünce okuyuşunda ağrısı artıyordu.
"Her şey geçecek Elliot. Tüm bu ağrılar. Bu senin için çok kolay bir şey haline gelecek. İnan bana. "
Elliot huzursuzca kıpırdandı. Hemen sağ tarafındaki duvara yöneldi ve yavaşça oturdu. Sırtı buz gibi duvarla temas ettiğinde irkilse de karşısındaki adama bunu belli etmedi. Kamp. Herkes bu kamptan bahsetmişti. Fakat bu kampın bir eğitim kampı olduğunu bilmiyordu. Ayağa kalk dedi odaya giren iri yarı adam. Boyu yaklaşık 190 cm idi. Omuz genişliğinin 3 karıştan fazla olduğu anlaşılıyordu. Adam cidden kocamandı ve gözlerindeki kızıl parıltıyla Elliot'a emredercesine baktı. Elliot kızıl parıltının nereden ve nasıl geldiğini düşünürken bir taraftan ayağa kalktı. Dr. Cook ilacı almasına sevinircesine bir bakış attı. Buranın hem doktoru hem yöneticisi olmak yorucu olsa gerekti ki göz torbaları oluşmuştu.
"Angela, gelişme kaydediyor mu?"
Dr. Cook elindeki istatisklere baktı. Elliot gelişme kaydediyordu fakat hâlâ istenilen düzeyde değildi. Yine de soruyu çok fazla oyalanmadan cevapladı.
"Gelişme kaydediyor. Yakında oldukça iyi bir durumda olacağına inanıyorum." dedi Walter'ın gözlerine bakarak. İri yarı adam memnun olmuş olacak ki sessizce kapıya yöneldi. Kapıyı açtı ardından dışarı çıktığında Elliot derin bir oh çekti.
Adam dışarı çıkınca Dr. Cook bakışlarını Elliot'a çevirdi.
"O haplardan bir tane daha at. Çalışmaya dönmemiz gerek."
Elliot başıyla onayladı ardından denileni yaptı.
GÜNÜMÜZ
"Burada biraz dinlenebiliriz."
Elliot gözlerini araladı. Uykuya mı dalmıştı? Omzundaki ağırlığı fark edince duraksadı. Claire omzunda uyuya kalmıştı. Yüzüne düşen bir tutam saçını elleriyle kulağının arkasına aldı. Claire hissetmiş olacak ki gözlerini araladı ve zoraki bir şekilde gülümsedi. Acısı henüz çok tazeydi. Hissettirmeye çalışmıyor olsa da bu acı çekmediğini göstermiyordu.
Arabadan indiklerinde geldikleri yeri görme fırsatı oldu. Eski bir tür bara gelmişlerdi. Elliot abisinin eskiden bu tür yerlerden hiç çıkmadığını hatırlayarak gülümsedi.
Kapıyı araladığında içini bir huzursuzluk kapladı. İçerisi oldukça ürkütücüydü. Etraf dağılmıştı, sandalyeler yerlerdeydi.
Sam yerde bulduğu 5-6 yıllık viski şişesini aldı.
"Hey! Biraz eğlenmeye ne dersiniz?"
Claire göz devirdi ardından hemen sol tarafındaki sandalyeye oturarak başını masaya koydu. Yorgun olduğu her halinden belliydi. Muhtemelen derin ve güzel bir uyku çekecekti.
Sam iç çekerek barmen edasıyla iki bardak çıkardı. Etrafın aksine bardaklar oldukça sağlamdı. Bardakları yarım yarım doldurarak birini Elliot'a doğru ittirdi. Elliot bardağı kapsa da huzursuzca bir süre bardağındaki içeceğe baktı. Bir yudum aldıktan sonra yüzünü ekşitti. Boğazındaki yanma hissi garip bir duygu yaşattı.
"Sence başarabilecek miyiz?"
"O başaracak." dedi Elliot hiç düşünmeden.
"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?"
"Çünkü ne yapılması gerektiğini biliyorum."
3 YIL ÖNCE
"Tamam... Şimdi konsantre ol..."
Elliot tüm dikkatini topladı. Karşısındaki iri yarı adama bakarak odaklandı.
"Robb da kim?"
Adam şaşkınlıkla bakakaldı. Ardından boğazını temizledi ve soruyu cevapladı.
"Bir kitap karakteri."
"Bir kitap karakterini neden düşünüyorsun?"
"Şuan bunun önemi yok."
Dr. Cook gülümseyerek Elliot'a baktı. Başı ağrımıyor hatta bu durumdan zevk alıyor gibiydi. "Çok geçmeden buranın başına o geçecek." diye düşündü. Elliot... Onda kesinlikle potansiyel vardı.
Arkadaşlar bölüm kısa oldu biliyorum. Fakat zamanım cidden kısıtlı, sınavlar vs. üst üste geliyor. Bir sonraki bölümlerde telafi edeceğime emin olabilirsiniz. Bu arada bölüm biraz Elliot üzerine olsa da umarım beğenirsiniz :) Beklemede kalın. Sizleri seviyorum :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Invisus
Science FictionTanrının terkettiği bir Dünya... CarleyBatteries'in kaleminden Invisus. Claire Walker ile tanışmaya hazır mısınız?