17.Bölüm

188 48 68
                                        

GEÇMİŞ

Claire tek sıra halinde ilerleyen mahkumlara baktı. Quentin ve Joseph arka arkaya ilerliyordu. Elleri kolları bağlanmış, düzenli bir ritimle verilen elektrik sayesinde güçlerini kullanmaları engelleniyordu.

Onları görünce rahatladı. Aklından onlarca senaryo geçmişti. "Koskoca bir yıl geçti" diye düşündü. Peki ya Corey neredeydi? Aralarında görünmüyordu. Uzun süre birlikte yaşadığı arkadaşını görmemek biraz moralinin bozulmasına sebep olmuştu.

"Pekala basit olacak."

Claire hızla tepeden aşağı inmeye başladı. Büyük kaya parçasının arkasında durdu. Başını uzatarak etrafı kontrol etti. Sadece 4 muhafız. Kolay olacaktı. Kolay olması gerekirdi.

Quentin ile göz göze geldiğinde, Quentin'in yüzünde bir rahatlama belirtisi oldu. Kim bilir ona neler yapmışlardı? Aniden buluncuğu yerden çıkarak kendine yakın olan muhafızı omzundan yakaladı. Muhafızın bedeni yere yığıldığında diğerleri şaşırmış olacaklar ki Claire'e silahlarını çevirdiler. Aralarından biri ise Claire'e yürümeye başlamıştı. Ama bir şeyi unutmuşlardı. Elektrik kontrolünü. Quentin çoktan serbest kalmıştı bile. Elini bile kaldırmadan üç muhafızıda yere serdi. Ardından kendi elindeki bileklikleri yine aynı şekilde açtı.

Claire dayamayıp Quentin'in boynuna sarıldı. Ardından geri çekilerek Quentin'in yüzüne endişeli bir şekilde baktı.

"İyi misiniz?"

"İyiyiz. Bunca zaman... Öldüğünü zannetmiştik!"

"O kadar basit değil." dedi Claire sırıtarak. Ardından devam etti. "Corey. Corey diye birini gördün mü? O nerede?"

"Arkadaşın mıydı?"

"Aynı hücredeydik."

"Kaçmaya çalıştı. Jacob onu-"

Gerisini dinlemesine gerek yoktu Claire'in. Öfkenin damarlarında yayıldığını hissedebiliyordu.

"Claire? İyi misin?"

Claire başını kaldırdığında gözlerindeki öfke parıltısını görmek güç değildi. İntikam almak istiyordu. Ve alacaktı.

GÜNÜMÜZ (YANİ KISMEN...)

"Harika. Günümüzden yaklaşık 10 yıl geçmişteyim. Ve yarın Jacob ile bir randevum vardı. Cidden harika!" ses tonu iyice yükselmişti. Etrafındaki turistler ona garip garip bakarken üzerinde tahminen "Güvenlik" yazan garip kılıklı bir adam Claire'e doğru ilerlemeye başladı. Claire göz devirdi. Güvenlik tam yanına gelmişti ki güvenliğe gülümseyerek baktı. Cidden yavru kedilerden daha sevimliydi şuanda. Adam gülümsemesine rağmen kolundan hafifçe kavrayarak insanların olmadığı büyük ihtimalle sergi dışı kalan bir noktaya getirdikten sonra garip sözcükler kullanarak gitti. Claire adamı arkasından bir süre süzdükten sonra etrafına bakındı.

"Pekala... Şimde ne yapıyoruz? Ve neden buradayım? Jacob benden bu kadar korkuyor olamaz."

Ani flaş sesiyle irkildi. İlk uynadığında yanında olan adam gülümseyerek ona bakıyordu. Claire şaşkınlıkla adama bir süre baktıktan sonra gözlerini kameraya dikti.

"Her şeyi çekiyor musun?"

Adam garip bir bakış attı. Pek anlamışa benzemiyordu.

"En azından adın ne?"

Adam garip garip bakmaya devam etti. Kesinlikle hiçbir şey anlamadığı belli oluyordu.

"Harika. Diyalog bile kuramıyorum."

Ardından etrafı bulanıklaştı. Aniden midesinin kalktığını hissetti. Etraf birden karardı ve kendisini yerde buldu.

"Cidden mi!?"

İnleyerek doğruldu. Etraf zifiri karanlıktı. Ayağa kalktı ve üstünü düzeltti. Etrafına dikkatlice bakarak karanlık odada ilerlese de hiçbir şey göremiyordu.

"Bir oyun oynamak istiyorum."

Ses resmen zihninde yankılanmıştı. İrkildi.

"Jacob!?"

"Anlaşılan beni özlemişsin."

"Neredeler!?"

"Her şey cidden arkadaşların için mi? Bir anlaşmaya varamaz mıyız yani?"

Claire sinirle etrafına bakınmaya devam etse de bir şey göremiyordu. Kendisini çaresiz hissediyordu.

"Pekala. İkisinden birini seçecek olsan, bu hangisi olurdu?"

Claire'in telaşla gözleri açıldı. Aniden ışıklar açılınca Jacob'ı ve sağında Sam, solunda ise Elliot'ı gördü.

"Bırak onları!"

Ani şok dalgasıyla dizlerinin üzerine düştü. Güçlerini kullanamıyor ayağa kalkamıyordu.

"Seç. Sadece on saniyen var."

Claire ilk kez kendisini bu kadar çaresiz hissetti. Düzgünce düşünemiyordu.

...5

"Onları bırak. Ne istersen yaparım!"

"İşte böyle! O kadarda zor değilmiş değil mi?" diyerek dişlerini göstererek sırıttı Jacob. Claire Elliot ile göz göze geldi. Elliot sakin görünüyordu. Sakince gülümsüyordu. Sanki kızın tüm yüz hatlarını ezberlemek ister gibi bakıyordu.

"Şimdi... Bırak onları!"

Ardından zihninde bir ses duydu. Ses Elliot'ındı.

"Sen Claire Walker. Tanıdığım en zeki insansın. Fakat Jacob'ın kararını vereli dakikalar olduğunu fark edemiyorsun."

Claire şaşkınlıkla başını kaldırdı. Hayır Elliot ölemezdi...

"Jacob! Lütfen..."

Jacob gülümsedi. Ardından ufak bir el hareketi yaptı. Yüksek çatırtı sesi ve Claire'in tiz çığlığı tüm odada yankılanırken Sam'in cansız bedeni yere yığıldı.



InvisusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin