Multimedya:Park Jimin💙
"Mina!"
Dondum.
Olduğum yerde durdum.
Arkamdan geldi ses. Jimin'in sesi bu! Bas gaza Mina, bas gaza!
Arkama dönüp bakmadan koştum.
"Mina dur bekle!"
Nasıl bekleyeyim ya? Utançtan ölüyorum. Dün akşamdan beri yüzüne bakamıyorum. Yüzüne bakmamak için ondan kaçıp duruyorum.
Neyse ki bu akşam Daegu'daki son akşamımız. Sabah Seul'e döneceğiz.
Jimin'in arkamdan geldiğini bilsem de sadece koşarak kulise geçtim. Nefes nefeseydim.
Çalışanların büyük bir kısmı buradaydı. Kalabalıktı. Üyeleri son kez gözden geçiriyor, onları hazırlıyorlardı.
Üyeler de ses denemeleri, hafif hareketlerle kareografi tekrarı vs.yapıyordu.
Suga ağzında bir şeyler mırıldanırken makyözü dudaklarına dudak kremi sürüyor, bir yandan da yüzündeki pudrayı eşitliyordu.
Sonunda Jimin de geldi ama kalabalık olduğu için hiçbir şey diyemedi. Zaten onu arıyorlarmış. Personeller onu görünce direkt azarladılar.
"Neredesin sen Jimin?! Ne zamandan beri seni arıyoruz? Hazırlayamadığımız için azarı yiyen biz olacağız. Çabuk! Sıranız gelmeden gel şöyle."
Orta yaşlardaki bayan personel Jimin'i kolundan tuttuğu gibi bir kenara çekip oturttu.
Göz ucuyla ona baktığımda onun da bana aynı şekilde göz ucuyla baktığını gördüm. Hemen gözlerimi çektim.
Biraz sonra görevli personel gelip Bts'e hazır olmasını, az sonra çıkacaklarını haber verdi. Bts hazırlandı. Hep beraber o personeli takip ettiler.
Biz de diğer personellerle beraber kuliste kaldık. Yanımda ecza çantam hazırdı.
Sahnede performans sergilemeye başlayan Bts'i biz de izlemeye başladık.
Gözüm ister istemez tek bir kişi üzerinde gezip duruyordu. Yüzüne baktım. Tüm ciddiyetiyle işine odaklanmıştı. Keskin hareketlerle, âşık olduğu dansını sergiliyordu. İzleyenlerini büyülüyor, arkadaşlarıyla beraber öldürüyorlardı.
Sağ elim havaya kalktı ve istemsizce dudaklarıma gitti. Dün akşamki o anı hatırladıkça,sanki o an hissettiklerim yeniden tüm benliğime yayıldı.
Titredim.
Midem kasılmaya, göğüs kafesim o güzel ve eşsiz anın yaşanmışlığıyla heyecanla sıkışmaya başladı.
Çevrede kimsenin dikkatini çekmemek için elimi dudaklarımdan indirdim. Kollarımı birbirine bağladım.
Dudaklarımı birbirine bastırıp Jimin'i izlemeye devam ettim. İlk öpücüğümü saliselik de olsa yine o almıştı. Şirketin revirindeki ilk günümde. Ama bu seferki... Ah! Çok utanıyorum!
Jimin'i izlemeye devam ederken üzerinde bir gariplik sezdim. Yüzü değişmişti. Üstelik hareketleri... Yavaşlamıştı sanki.
Yavaşlayan bu hareketleri grup arkadaşlarının hareketleriyle olan uyumu bozuyordu.
Bts de bunu sezdi.
Sırtımı yaslanmış olduğum duvardan kaldırıp kollarımı birbirinden ayırdım.
Jimin, bir anda kendisini J-Hope'un önüne attı. O kendisini attığı an, seyircilerin olduğu taraftan hızla gelen bir cisim başına isabet etti.
Ellerim ağzıma kapandı. Gözlerim irileşti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doktor Hanım// BTS (✓)
Fanfiction"Yine neyin var?"diye sordum bezgin bir ses tonuyla. Çünkü bezmiştim artık. Bu neydi canım?!Her gün,her saat insan hasta mı olurdu?! "Dün karnın ağrıyordu. Önceki gün başın. Ondan önceki gün sözde dizini incitmiştin. Ondan önceki gün de,kolun muydu...