Multimedya: Park Jimin💙
Dikkatli bir şekilde ellerimi belinden çektim. Dizlerimi yere dayayarak onun başını dizlerimin üzerine koydum.
Bu esnada yerdeki kanı fark ettim.
Kan...
Kan mı?! Nereden geliyor bu kan?!
Endişe içerisindeydim ama doktorluğumun vermiş olduğu hız ve alışkanlıkla bu endişemi biraz daha alt seviyeye indirgeyerek hemen Jimin'i incelemeye koyuldum.
Oldukça hızlıydım.
Ama neyse ki bulmam çok zor olmadı. Sağ eli parçalanmıştı. Hatta elinin içinde dolu dolu cam kırığı vardı.
Fazla kan kaybetmiş olmalı. Namjoon da 2 haftadır neredeyse doğru düzgün hiçbir şey yemediğini söylemişti. Bitkin düşüp, kan kaybıyla da bayılmış olmalı.
İçim biraz daha rahatladı.
Kalbim her an göğüs kafesimden fırlayacakmış gibi atmaya devam etse de derin derin nefesler alıp vererek düzene sokmaya çalışıyordum.
Etrafı yeni görüyordum ama Jimin yatak dışında her yeri dağıtmıştı. Vazolar, salondaki aynalar parçalanmıştı. Yerler bu parçalarla doluydu.
Hatta kapısı açık olan banyonun bile zemininde cam kırıkları vardı. Oradaki ayna da indirilmiş gibi duruyordu.
Elimi Jimin'in yumuşacık yanağına yerleştirdim. Onu hafifçe tokatlayarak uyandırmaya ve kendisine getirmeye çalıştım.
"Jimin! Hadi aç gözlerini. Uyan. Beni duyuyor musun? Jimin?"
Yavaş yavaş gözlerini araladı. Gözleri pek görünmüyordu ama açık olduklarına emindim.
"Ayağa kalkabilecek misin? Yatağa yatırmalıyım seni."
Jimin yüzünü buruşturdu.
Ellerimi belinin altından geçirdim.
"Benden destek al. Bana tutun lütfen." dedim.
Tek elimi belinin altından çıkardım ve kolunu tuttum. Belinin altında kalan elimle de bedenini yukarı doğru kaldırdım.
Bana göre ağırdı. Kolay olmadı. Ama Jimin de elinden geldiğince yardımcı olmaya çalıştı.
Önce doğruldu. Daha sonra yine iki elimi de kullanarak onu ayağa kaldırdım. Çok da uzağımızda olmayan yatağıma doğru ağır adımlarla ilerledik. Başına gelince Jimin'i dikkatlice yatırdım.
Gözleri biraz daha açılmıştı. Beni takip ediyordu. Sessizdi. Konuşacak gücü yoktu.
Tüm bedeni uyuşuyor olmalıydı şu an. Sağ elimi yine havaya kaldırdım ve onun sol yanağına yerleştirdim. Başparmağımla yanağını okşarken tebessüm ettim. Yanağını okşamaya başladığım an bir müddet gözlerini yumup açtı.
"Sen bekli beni burada. Ben elin için içeriden malzeme alıp geleceğim tamam mı? Hemen geliyorum. Kal böyle."
Sıkı sıkı tembihledikten sonra ayağa kalktım.
Odadan çıktım.
Herkesin gözü anında beni buldu. Bts üyeleri yanıma uçtu.
Jungkook yine koluma yapışmıştı.
"Noona, Jimin hyung nasıl?! O iyi mi?!"
"Sakin ol Jungkook. Merak etme. Merak etmeyin, o iyi. Yalnızca elini yaralamış ve biraz kan kaybetmiş. Doğru düzgün bir şey yemediğini de söylemiştiniz. Kansızlıkla beraber iyice hâlsiz düştü. Ama iyi. Şimdi malzeme alıp yanına yeniden gireceğim. Elindeki cam parçalarını çıkaracağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doktor Hanım// BTS (✓)
Fanfiction"Yine neyin var?"diye sordum bezgin bir ses tonuyla. Çünkü bezmiştim artık. Bu neydi canım?!Her gün,her saat insan hasta mı olurdu?! "Dün karnın ağrıyordu. Önceki gün başın. Ondan önceki gün sözde dizini incitmiştin. Ondan önceki gün de,kolun muydu...