*11. Bölüm- Kıskançlık*

142 15 15
                                    


Multimedya : Bellena Grande


***

Sevimli bir şekilde dudaklarını büzdü ve kahverengi gözlerini kıstı.

''Bir şey için geldiğimi nereden anladın?''

Duvara döndü ve buruk bir şekilde gülümsedi. Bu en acı gülümsemelerinden biriydi.

''Çünkü.'' dedi sesi duyulmayacak kadar alçak bakışları fazlasıyla yoğundu. '' Bu odaya başka bir şey için gelmeyeceğini biliyorum. '' 

***


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


***


 Bell neredeyse öğlenin yarısını kafasındaki düşüncelerle geçirmişti. Odasından uzun süredir çıkmayan James'in ne durumda olduğunu merak ediyordu. Acaba Taylor ile kavga etmişler miydi? Ah tabiki de etmişlerdi. Eğer etmemiş olsalardı hiç Taylor yüzü beş karış asılmış bir halde gider miydi?

Onun çıkışını kaçırmamak için alalacele dışarıya koşmuş ve arabasına binip buradan uzaklaşmadan önce gergin yüz ifadesini görmüştü. Bu kesinlikle ona acı bir haz veriyordu.

Kendinin ne kadar kötü düşüncelerde olduğunu biliyordu fakat Taylor gibi biri de James'i haketmiyordu. O kız James'in başına bela olacaktı. Bunu çok iyi hissediyordu. 


Düşüncelerinden sıyrılıp Bell mutfağa doğru ilerledi. Kapıdan içeriye dalgın bir şekilde bakarken, Molly'nin sandalyede oturmuş, kahverengi saçları dağılmış bir şekilde fasulye açtığını gördü. Normalde olsa bu şeyin onun hoşuna gitmediği söylerdi fakat kendini o kadar boş hissediyordu ki bunu önemsemedi bile...

Kızın kapıda dikildiğini fark eden Molly gözlerini fasulyelerden ayırıp Bell'e odaklandı. Kız düşünceli görünüyordu fakat görmemiş gibi davrandı. Ona ne olduğunu şuanda sorarsa söylemeyeceğini biliyordu. Eninde sonunda kendi söylerdi zaten. 

''Orada öylece durup dikileceğine şu yaşlı kadına bir yardımın dokunsun hayatım.'' Ardından burnunu çekti.

Zaman tekrar akmaya başlayınca Bell irkilerek teyzesine doğru baktı. Kendini toparlayıp masanın yanında ki sandalyeye doğru yürüdü ve yorulmuş kaslarını güçlükle oraya oturttu. Yaşına göre fazla cılız olduğu için iki kez merdivenlerden inip çıksa oturma gereği duyuyordu. Fakat bunun bir sorun olmayacağını düşünüyordu. 

''Özür dilerim teyzeciğim. Biraz dalmışım da.'' İnce parmaklarını masada birleştirdi. ''Hem kendine nasıl yaşlı diyebiliyorsun aklım almıyor doğrusu. Tanrım hiç aynaya bakmaz mısın sen?''

Arka Bahçeden SevgilerleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin