1. BÖLÜM : "KAYIP"

57.1K 2.3K 371
                                    




Facebook grubumuza mutlaka geliiin! (Buket Özdal Romanları)

• Thurisaz - Endless

• Thurisaz - Years of Silence

Raign - Knocking On Heavens

''Bir kalbin ilk atışı, o kalbin sahibinin ilk çığlığıdır.''


''Yakut.'' Annemin sesi tok ve duygusuz geliyordu. Telefonu kulağıma biraz daha yasladığım ve sesini duyabilmek için diğer elimle diğer kulağımı kapattığım sırada ''Güzel kızım.'' Diye fısıldadı, sanki ağzında bir yara varmış da her konuştuğunda daha da derinleşiyormuş gibi mırıltılı ses çıkarıyordu. ''Tüm bunların başımıza gelmesine sebep olduğum için özür dilerim.'' Kaşlarımı çatarak koridorun sakin bir yerine doğru geçtim ve elimi soğuk duvara yaslayarak omzumu da yasladıktan sonra nefesimi tuttum. ''Baban hakkında bilmediğin şeyler vardı ve benim de sana bunları anlatacak cesaretim yoktu.'' Yutkundu, zorlukla nefes alabildiğini duyuyordum. Sesli bir mesaj bırakmıştı, hiç annemin yapacağı türden bir şey değildi. Bir şeylerin yanlış gittiğini anlamak için bunu görmem yeterli olmalıydı... Telefonu hiç açmamalıydım. Bir süre sessizce bekledi, ardından huzursuz bir ses tonuyla ''Bundan sonra da olacağını sanmıyorum.'' Dedi. ''Büyüyüp bir yetişkin olabilmen için sabretmek için kendimi çok zorladım ama... İşin aslı...''

Dudaklarını ıslattığında çıkan sesi duyabildim, sanki kırk yıldır susuzmuş gibiydi. Nefesi bile kuruydu, her daim kadife gibi sıcak ve yumuşak olan nefesinin şimdi kırılmış bir tırnak ucu gibi enseme çarptığını hissedebiliyordum.

''Sana baktığımda yaptığım hataları hatırlamaya artık dayanamıyorum.'' Güler gibi bir ses çıkarmıştı, daha sonra burnunu çekince içli bir şekilde ağladığını yeni fark ettim. Nefesimi kaybediyordum. Gözlerim dolmuştu. ''Artık on sekiz yaşındasın. Ailemizin mirası ve varlığımız sayesinde sıkıntı çekmeyeceksin...'' Araya uzun, boğucu ve yorucu bir sessizlik olta atarken, ucuna taktığım bayat hayatım dilimde kemik oldu.  ''Artık bana ihtiyacın kalmadı.''

''Anne.'' Sesim öyle ruhsuz ve soğuk çıktı ki, yaslandığım duvarın beni taşa dönüştürdüğünü düşündüm. Kalbim lime lime edilmiş gibi damağıma kan bulaşırken, ''Anne.'' Diye fısıldadım tekrar, güç bela.

''Ne hata yaparsam yapayım, beni bu aciz hayatım boyunca sevdiğin için teşekkür ederim Yakut.''

Ardından güçlü bir silah sesi kulaklarımı yararken, dilimi ısırdım, dişlerim sanki önüne gelen her şeyi parçalayabilirmiş gibi tenimle savaşırken, dudaklarım aralandı. Okul koridorunun ortasında, dizlerimin üzerine çöktüm; bağırdım, ağladım ve sayıkladım.

Ben on sekiz yaşındayken kendisini vurarak intihar eden annemin adını sayıkladım.

Tenimin altına yayılan korkunç düşünceler kanser gibi bütün anılarımı yavaş yavaş öldürmeye başladığında, annemin bu ansız ölümünün hayatımın içinde koca bir kara delik oluşturacağının farkında değildim.

Annemin ölümünü, bir ses bandından dinlediğim o güne kadar ben; başarılı bir öğrenci, iyi bir evlat, anlayışlı bir arkadaş ve harika bir sevgiliydim.

O günden sonra ise...

Çıkmaz sokaktım.

Sarmaşıktım.

Çıkmaz bir sokakta, bir duvara sırtını yaslamış, çözülmesi imkansız bir sarmaşıktım.

Dallarımı kesmek isteyenlerin, boyunlarını kopardım.

Ben Yakut Ayza.

Bundan sonra adımı sık sık duyacağınızdan eminim.

01.12.2016 | Yakut Ayza ve Timur Kara.

SİYAH GÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin