Selena Gomez - Only You
Rhye - Open
Simply Three - Take Me To Church
İkiye On Kala - Bunca Zaman Sonra Nasılsın?
Selena Gomez - Bad Liar-
"Bana bir adam dokundu, cesedimin boynundan akan kan, onun parmaklarındaki iplerdeydi."
-
Umut:
Yakut:
(İsim olarak ya da model olarak değil, yalnızca tip olarak.)
(Ve Timur Kara... Tabii ki yok.)
-Günlük kullanmasını beceremezdim. Yazmakla, kurgulamakla ve kelimeleri kullanmakla aram pek iyi değildi. Çok kitap okurdum, çok izler ve keşfetmeyi çok severdim ama asla kelimeleri kullanamazdım. Onun yerine kimsesiz çizgileri kullanmasını öğrenmiştim altı yaşındayken. Babamın çizimlerinin üzerine kendi kağıdımı yaslayıp onu taklit ederek çıktığım çizim yolculuğumun annem bile farkında değildi. Sadece kendimi oyaladığımı sansa da, onun haberi olmadan resimlerimi sergilere sokmuş ve şans benden yana olduğunda onları satmayı başarmıştım.
Yine de bundan hiç kimseye bahsetmemek konusunda kararlıydım. Bunu sadece Koray abi bilirdi, onun bilmesinin sebebi de ilk resmimi sergiye sokmam da bir tanıdığıyla aracılık yapmasıydı. Bu yüzden onun odasında ufak tefek çizimlerim dururdu, kalemimi çok severdi. Bense ondan nefret ederdim.
Çünkü babamın çizdikleri hiçbir zaman hak ettiği değeri görmemişti. Gençliğinde resimlerini sergiletmek istediğinde onu umursamamışlardı, yaşı ilerlediğinde ise o elini ayağını çekmişti. Birlikte geçirdiğimiz sekiz yıl, bana kattığı birçok şey şu anki ben olmamı sağlamıştı, üstelik ondan dinlediklerim, resimlerimin tabanını ve gökyüzünü oluşturmuştu.
Elimdeki kaleme baktım.
Ardından kalemi parmaklarımın arasında çevirip kabanımın cebine yerleştirirken başımı kaldırıp Nida'ya baktım. Çantamı topluyordu, çıkış yaptırıyorduk. Gözlerimi odanın içinde kısa bir an dolaştırdım, ardından dudaklarımı birbirine bastırarak derin bir nefes alırken elimi saçlarımın arasına atıp saçlarımı geriye ittim. Saç tutamları sarmaşık gibi parmaklarıma dolaşsa da elimi kurtarabilmiştim, ağrım yoktu ama son yirmi dört saatte iki kez sancılandığım için uyku uyuyamamıştım, yorgundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH GÜL
General Fiction"Avucunun içini parçalayan bıçak gibiyim," diye fısıldadı bıçağı sıktığı avucunun içinde oynatarak kendisine doğru çekerken. Avucumda oluşturduğu derin yarık boğazımda biriken kan damlalarının gözyaşı olarak yanaklarımdan ateş topu gibi yuvarlanmas...