7. BÖLÜM : ''SAVAŞ''

25.2K 1.2K 288
                                    

Deep Purple - Soldier of Fortune.

Scorpions - Wind of Change.

Tuna Kiremitçi, Yıldız Tilbe - Yine Sevebilirim.

Tuna Kiremitçi, Pamela - Uçmak İstiyorsan.

• • •

           

Elinde neredeyse boşalmış bir ilaç kutusuyla yatağının kenarında oturuyordu Yakut, yüzünde parçalanmak üzere olan duygularının bekçiliğini yapan ifadesizlik, yanından ete kemiğe bürünen yalnızlığı ve vücudunda ki her bir kemiğin arasına sızıp onu içten içe yemeye başlayan ömrünün gidişatını izlerken, annesinin cenazesinin olduğu sonsuzluk gibi gelen birkaç dakika zihninden çıkmıştı. Üzerinde siyah elbisenin eteklerini çekiştirerek yavaşça oturduğu yerde kıpırdandı, kendisini çok rahatsız hissediyordu. Zihninin içinde onu tüketmeye başlayan düşüncelerinin gidişatını kontrol edebilmeyi bazen diğer günlere nazaran daha çok istiyordu.

Kuşku dolu bir yalan gibi boynuna kıvrılan geleceğini izlerken düşünüyordu bunu en çok.

Burnunu çekerek elinin tersiyle yanağına ve çenesine doğru kaymakta olan gözyaşlarını silerken elindeki ilaç kutusunu kaldırıp komodinin üzerine bıraktı. Ardından titreyen elini komodine yaslayarak kendisini yerden kaldırdı ve üzerini düzeltip kulağını saçlarının arkasına itti. Siyah uzun saçları beline doğru dökülüyor, ona asi bir hava katıyordu. Annesinin yapmaya çalıştığının aksine, onu şeker bir kız yapan örgülerinden kurtulduğundan beri daha iyi hissediyordu.

Dudaklarını ıslatarak yatağının üzerine koyduğu uzun ceketini aldı ve çizmelerini düzelttikten sonra saçlarını ceketin içinden çıkarıp kapıya döndü. Tam o sırada kapı tıklatılınca gözlerini kırpıştırarak derin bir nefes aldı ve omuzlarını dikleştirerek kendisine hiçbir şekilde düşme şansı tanımayan, her daim kulaklarında olan sesleri dinledi.

''Girin.'' Sesi baskılı ve donuktu. Hizmetlilerinden Sema Hanım kapıyı açıp başını içeriye uzattıktan sonra ''Hazır mısın Yakut Hanım?'' diye sordu. Yakut hafifçe gülümsedi, bakışlarındaki donukluğun birkaç gündür herkesi şaşırttığını bilse de bunu umursamıyordu. Başını sallayarak onayladıktan sonra ''Birkaç dakikaya iniyorum, siz şoföre hazırlanmasını söyleyebilirsiniz.'' Dedi. Kadın gülümsedi, dudaklarının kenarında yanmaya başlayan ve güç bela oluşan bir kıvrımdan fazlası değildi. Kapıyı çekip odadan ayrıldığında Yakut aynalı masasının önüne doğru yürüdü. Bir süre yalnızca kendisine baktı çünkü bu yüzü her dakika kontrol altında tutmak zorunda olmak onun zihninin bir lanetiydi. Yutkunarak başını yavaşça odanın balkonunun kapısına çevirdi, bugün hava sıcak olduğu için kapısı açıktı, perdesi önce içeriye ardından ağır ağır dışarıya doğru kıvrılarak dans ediyordu. Gözlerini kapatıp onun kapıdan girdiğini hayal etmek istedi, bunun kendisini iyi hissettirmeyeceğini bilen zihni kontrolü sımsıkı kavrayarak ellerine alırken irkilerek gözlerini araladı ve onun yokluğuyla karşılaşırken bunu yapmak zorunda olduğunu kendisine hatırlatarak bakışlarını yeniden aynaya çevirdi.

Gitmeliydi.

Aldığı yavaş nefesler yüzünden ağır ağır inip kalkan göğüs kafesi, sürekli birisi tarafından kum torbasına vurulurmuşçasına yumruklanmaya öyle alışmıştı ki, bu sessizlik kendisi için bir hediye gibiydi. 

Odadan ayrılırken hiçbir şey düşünmemeye gayret etti. Arabaya binip mezarlığa doğru yola koyulduklarında, arkalarından gelen arabada da evin hizmetlileri vardı. Hepsi katılmak istemişlerdi ve Yakut da onlara hayır demek istememişti, hepsi annesini çok severdi. Sızlayan omuzlarını dikleştirerek birkaç gündür uykusuzluktan kemiklerini sıyıran yorgunluğa karşı başını dikleştirirken sonunda mezarlığa geldiklerinde henüz hiç kimse yoktu fakat gelmeye başlayacaklarını biliyordu. Annesi öyle saygın bir doktordu ki, bütün şehrin buraya toplanacağından korku duymaya bile başlamıştı.

SİYAH GÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin