Edindiğim tecrübeye dayanarak şunu söylemeliyim ki, hayat en umulmadık yerden size bir kapı açıyor ve yine umulmadık bir anda o kapı yüzünüze kapanıyor. Siz ne kadar açmaya çalışsanız da... Sonra ne mi oluyor? Tam umudunuzu kaybettiğiniz anda, üzeri toz tutan umutlarınıza yeniden aynı kapı açılabiliyor. İşte benim hikayemde tam olarak bunu anlatıyor. Benim hikayem ne mi? O! O, benim hayatıma açılan en harika kapıydı. Amar... Daha doğrusu Aftan Amar Grover, diğer bir adı ile AAG. Yani Hintçe ateş! Nefretle başlayan tutkulu ve büyük bir aşkın kapısıydı, o. Benden size bir tavsiye eğer gerçekten sevdiğinizi hissediyorsanız ilerisini fazla düşünmeksizin hayatınızdaki o güzel anları sonuna kadar değerlendirerek yaşayın. Çünkü geçen tek bir saniyeyi bile geri almak mümkün olmuyor. Bunları neden mi söylüyorum? Çünkü kapanan kapıların verdiği acıyı hiçbir şey vermiyor. Bu yüzden de ne geçen zamanı ne de gideni geri getiriyor hayat. En iyisi mi en baştan başlamak. Hadi on iki yıl öncesine dönelim. Haa, bu arada ben Bahar. En başta söylemeyi unuttuğum için affınıza sığınıyorum. Bu hikâye bir Bahar Ateşini anlatıyor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE SEN OL
RomanceTürkiye'den Hindistan'a uzanan bir aşk... Bahar Hindistan'da kazandığı üniversitede okumak için İstanbul'dan Bombay'a giden genç bir kızdır. Aslında Türkiye'den gidişinin üç sebep vardır. Birincisi Hindistan'a aşıktır. İkincisi o dünyaca ünlü müzis...