Yaklaşık iki aylık bir zaman geride kamış ve oldukça uzun bir yol almışlardı. Bu süre içinde ise Aftan, Bahar'a oldukça mesafeli davranır olmuştu. Bu durum Kamra dahil herkesin dikkatini çekmişti. Başta Mehul olmak üzere bu duruma içten içe üzülürken Kamra'nın bir göbek atmadığı kamıştı. Ama bu durum bununla son bulamazdı, değil mi? Kamra yine bir şeylerin peşine düşmekte kararlıydı ve bunun için en doğru zamanı seçmeliydi...
İki gün sonra Bahar ve Mehul stüdyoya geldiler. Aftan yanlarında yoktu çünkü dışarda halletmesi gereken küçük bir iş vardı. Geçen bunca zamanın ardından ne Bahar bir şey sormuş ne de Aftan konuşmuştu. Bugün ise tam da Mehul'un arayıp da bulamadığı zaman dilimiydi ve şimdi konuşmalıydı.
"Bahar! Biliyorum bu konu hakkında konuşmak istemiyorsun ama sormadan edemeyeceğim. O gece, hastanede ne oldu da Aftan ile aran birden bu denli açıldı. Yanlışlıkla bir şey mi söylendi ya da yapıldı?"
"Bilmiyorum Mehul?"
"Ne? Nasıl yani?"
"Şöyle ki o gece ben uyuyana kadar her şey normaldi ve her ne olduysa ben uyuduktan sonra oldu. Hatta gece ne olduysa artık Aftan odada bile yatmamış, koridordaki sandalyelerin üzerinde uyumuş."
"Peki sen bunu nasıl öğrendin?"
"Doktor söyledi bana. Sabah kontrolü için geldiğinde, arkadaşınız gece boyunca koridorda mı uyudu diye sordu. Sonrasında içeri girdi ve arabaya hatta eve kadar mecburiyet dışında hiç konuşmadı. Açıkcası bende birşey sormak istemiyorum."
"Neden peki?"
"Yersiz sinirlenmeleri beni gerçekten deli ediyor. Normal insan gibi görünüyor ama şu Kamra cadısı yüzünden her ne yaşadıysa ceremesini ben çekiyorum. O yüzden şu an yaşadığımız mesafe çok iyi."
"Eğer ister..."
"Hayır, istemiyorum."
Mehul kafasını sallayıp işine geri döndü. Öğle saatlerine doğru Aftan anca gelebildi. İçerişi çok kalabalıktı. Kamra'nın sahibelik yaptığı bütün stüdyolar dolmuştu. Kalabalığın içinden geçen Aftan, Mehul ve Bahar'ın yanına gitti. Herkes dinlenmek için mola vermişe benziyordu. Mehul ve Bahar karşılıklı iki sandalyede oturuyorlardı. Bir boş sandalye daha vardı ve o da Bahar'ın yanındakiydi. Yavaş hareketlerle genç kızın yanına oturdu. O sırada Bahar'a bir göz gezdirdi ve elindeki kitaba baktı. Bahar ise umursamaz tavırlarla okumasına devam etti. İki arkadaş kendi aralarında konuşurken Bahar elindeki kitaptaki anladığı yerde kafasını sallıyordu ve altını çizmesi gereken bir yere gözü ilişti.
"Mehul, kalem var mı yanında?"
"Ahh hayır, ceketimin cebinde ve oda içerde bekle getireyim."
O sırada Aftan cebinden kalemini çıkardı ve Bahar'a uzattı. Mehul bunu görünce kalkmaktan vazgeçip yerine oturdu. Tam o sırada Bahar'dan beklenmedik bir atak gerçekleşti ve Aftan'ın uzattığı kalemi eliyle geri itti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE SEN OL
RomanceTürkiye'den Hindistan'a uzanan bir aşk... Bahar Hindistan'da kazandığı üniversitede okumak için İstanbul'dan Bombay'a giden genç bir kızdır. Aslında Türkiye'den gidişinin üç sebep vardır. Birincisi Hindistan'a aşıktır. İkincisi o dünyaca ünlü müzis...