Bir haftadır özlemini duyduğu ülkesindeydi. Hatta öyle ki çocukluğunun geçtiği bu eve âşık olmasına rağmen bir haftadır yüzü hiç gülmüyordu. Telefonda konuştuğu zamanlar hariç. Babası ve annesi sıkıntısını gidermek için ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlardı. Almadıkları elbise, parfüm, eşya kalmamıştı ama nafile. Bora'nın Aslı ile yurt dışında olması da sıkıntısını iki katına çıkarıyordu. Odasında pineklediği anlardan birinde kapısı yine tıklatıldı ve içeri Hüseyin Bey girdi. Elinde kocaman bir paketle.
"Benim kızım nasılmış bakayım?"
"İyi."
"Sen bu söylediğine inandın mı da benim inanmamı bekliyorsun."
Bahar karşılık vermek yerine yatağından kalkıp dolabından deri ceketini aldı ve giydi. Arabasının anahtarını cebine koyduktan sonra kapıya yöneldi. Hüseyin Bey kızındaki bu tavrın nedenini bir türlü anlayamıyordu. Hindistan'da yaşadığı tatsız bir olay olduğunu düşünüyordu sadece. Ama bunu bu kadar sorun yapmayacağını bildiği için başka şeyler geldi aklına. Sonrasında o düşüncelerinden de sıyrıldı. Belki de hava değişikliğinden dolayıdır diye en iyisini düşündü. Her ne olursa olsun bunu öğrenecek ve bir şekilde üstesinden gelmeye çalışacaktı. Ama şimdi Bahar'ın nereye
ve neden gittiğini öğrenme zamanıydı. Kapıyı açmakta olan kızının kolunu nazikçe kavradı.
"Bahar, ne olduğunu söylemeyecek misin? Geldiğinden beri evde bir yabancı varmış gibi hissediyorum. Sanki o kadar uzaktan gelen kızım değilmiş gibi. Üstelik sana aldığım hediyenin paketini bile açmadın."
"O paketin içinde bir laptop var ve benim zaten bir bilgisayarı var. Yeter artık bana daha fazla şeyler alıp mutlu olacağımı düşünmeyin. Şu son bir hafta içinde aldığınız her şeyi ihtiyacı olan birilerine verin. Ve lütfen, ben size bir açıklama yapana kadar bana tek bir soru dahi sormayın."
Hüseyin Bey bu sözler karşısında hem şaşırmış hem de sinirlenmişti. Onu şaşırtan şey daha önce kızından böyle sözler duymaması. Sinirlendiren ise yine aynı sebep. Şimdi ciddi oranda endişe duymaya başlamıştı. Çünkü önemli bir olay yaşamış olmalıydı ki bu kadar sert sözler kullanıp tepkiler versin. Bahar'ın odadan çıkmasının ardından o da sinirle odadan çıkıp kapıyı çarptı ve hızla aşağı indi. Evin içinde öylesine gürledi ki Zarife Hanım bir şey oldu sanıp korkmaya başladı.
"Mehtaaaapp! Mehtap çabuk buraya gel."
"Buyurun Hüseyin Bey."
"Bahar'ın odasında ne kadar paketi acıkmamış hediye varsa hepsini topla ve ihtiyaç sahiplerine ver. Büyük olan siyah kutuyu oğluna ver."
"Peki efendim."
Mehtap hızla yukarıya çıkarken Zarife Hanım şaşkınlıkla kocasını seyrediyordu. Onu uzun zamandır ilk defa bu kadar öfkeli görüyordu. İş için sinirlendiği olmuştu ama bunu hiçbir zaman ailesine yansıtmamıştı. Ama şimdi evin içinde ateş saçan bir ejderha vardı sanki. Yavaşça eşinin omzuna dokundu ve gözlerine baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE SEN OL
RomanceTürkiye'den Hindistan'a uzanan bir aşk... Bahar Hindistan'da kazandığı üniversitede okumak için İstanbul'dan Bombay'a giden genç bir kızdır. Aslında Türkiye'den gidişinin üç sebep vardır. Birincisi Hindistan'a aşıktır. İkincisi o dünyaca ünlü müzis...