Ölümcül bir eğlence miydi aşk?
O olmadan tom' suz kalmış jerry gibisin. Ya o tekrar tamamen giderse? Ya hiç benim olmamış birisini kaybedersem? İşte bunalıma girdiyse bunlar olabilir. Bence aşk bir nevi hayatın bize attığı bir tokat . İnsan tokat yemeği sever mi? Seviyorum! Ayrılık ? Senin olmayan birini kaybediş? O ise bir ölüm ! Ve ben tekrardan yaşamaktan korkuyorum... Ruhumdan gelen hiç değişmeyen hislerim; Sevgilim ona hissettiklerimi sevgilisine hissediyor ve bu beni öldürüyor her gün daha çok sevdim bayım sizi o kaltağı sevdiğinizden de çok ama bayım katilimi çok seviyorum katilim siZsiniz bayım .gözleriniz dudaklarınız yanaklarınız bakışlarınız bayım gülüşünüz ,katilimsiniz !Varmıştım... Elinde bir rakı , oturuyordu orada öylece . GöZleri dolmuş , yaş içinde , dudakları kupkuru. O mutlu olucaksa ben dinlerim aşk acısını , o başkasıyla mutlu olucaksa bırakırım. Aşk fedekarlık değil mi? Oturduğu tahta bankın yanına gittim. " Merhaba ? Nasılsın gibi banel bişey sormuycam. Bok gibi olduğun belli. " " Vay be ! Anlayan tek kişi sensin! Ama yanıldın . Bırakıldığım için değil sevdiğimi sandığım için. Öyle pislik bir kızı sevdiğimi sandım. Meğer gerçek aşkı sadece bir kez yaşamışım. Unutmak için doldurmaya çalışmışım. Yaptığım aptallığa üzülüyorum." Dedi. Yutkundum , gözlerimden zaten çok'tan yaşlar akmıştı. Soğuktu . Siyah yarım eldivenlerimi iyice çektim . Gözlerine baktım tam içine . Harikaydı , göz bebekleri , göz bebeklerime oturmuştu öyle bakındık . Ve yutkunup söze girdim. " yani ne diyosun?" " meğer sadece.. " dedi yukundu konuşamadı . İçkisini elinden çekip bir kaç yudum aldım. Öylece uçsuz bucaksız deniZe baktık bir süre ... " konuşmuycak mısın?" " ben sadece seni sevmişim. Sen gittikten sonra neler çektim bilemezsin." Hızlıca bir refleks ile sarıldım sımsıkı ... Zaten yan yana olmak istemiyordum onunla ... Sımsıkı olmak istiyordum... " peki bir an olsun unutabildin mi?" " aslında tam geçiyor sandığım anda karşıma çıktın." " Beyza neden gitti?" " Başkası varmış. Çok ta bi tarafımda ... Daha iyi oldu . " " Ben gitmemiştim. Gitmek zorunda kalmıştım. Sana ulaşmaya çalıştım ama olmadı! Her gün daha çok öldüm ben . Her gün seni bekledim . Yürüdüğüm sokakta , gittiğim kafede , konuştuğum insanlarda hep seni aradım. Gözlerini, sözlerini, kokunu... Aradım ben seni ." " Nasıl gitmedin? Bir not bırakıp ortadan kayboldun. Benden kaçtığını sandım. " " kaçmak mı? Ah yo tabiki hayır vedalar zor olur diye ayrılamam diyeydi. Sanki başıma gelenleri bilmiyorsun?" " biliyorum... Üzgünüm . Hayatımın kadınına çok geç kavuştum. " " peki sen neyin kafasındaydın beni düğününe çağırırken?" Bir sigara bu beni şaşırttı. " sigara mı? Hayır izin veremem bu seni öldürür . İçme şu laneti ." Bir şey demedi söndürdü paketi çıkarttı ve denize attı. " teşekkür ederim . Lütfen içme !" Hafif bir gülümsedi ve " tamam dedi." Ah onun başını öne eğerek tebessüm etmesi var ya! " ben artık eve gidiyim . Neredeyse sabah olucak," dedim ve eskimiş tahta banktan kalktım. Issız sokakta yürümeye başlamıştım arkamdan seslendi " Bu saat 'te yalnız gitme . Ben bırakıcam." " tamam . Araba ne tarafta?" " şu önündeki ." Arabaya bindik , eve gidiyorduk ve ben hiç susmadım . Konuşup durdum . Yol boyunca ! Onunla konuşmak çok güzel. Gelmiştik. " o zaman ben iniyim. Teşekkür ederim." Tam inmek üzereyken dudağıma bir öpücük kondurdu! Tebessüm edip " görüşürüz ." Dedim " görüşürüz." Dedi ve inip eve gittim . Tam odama çıkarken . Annem " nerde kaldın? Sabah olucak! Düğün nasıl geçti?" " o kadar güzeldi ki! Anlatamam . " " güzel mi?" Yumuşacık halının üstünden annemin yanına gittim ve koltuğun köşesine oturdum. Saf gibi sırıtıyordum. " kızım sen iyi misin ? Aşık olduğun adam evlendi ." " evet çok iyiyim. Çünkü evlenmedi!" " Nasıl yani? Renkcim , yavrum senin kafan mı güzel? Sarhoş musun?" " hayır . Benim gönlüm sarhoş!" " anlat bakalım , ne oldu?" " bak düğüne gittim ve kız hayır dedi ve gitti . Sonra Muratcan beni aradı deniz kenarındaydı . Bende yanına gittim . Çok kötüydü çok ağlıyordu. Sebebini sordum . Seni unutmaya çalışmışım başkalarıyla tek bir kez aşık olmuşum oysa , beni terk etmesi iyi oldu. Dedi bende ağlamaya başladım . Ben gerçekten bir tek seni sevdim dedi. Bende dedim. Saatlerce sohbet ettik . Sonra beni eve bıraktı." " aa . Kız neden onu bırakmış?" " başkası varmış." " çok .. Ne diyiceğimi bilemiyorum... " " ben odama çıkıcam." Odama çıktım . Hiç uykum yoktu ama hiç. İçimde ki kıpırtı kalbimin hızlıca pıt pıtları . Saçlarımın bukleleri hâla bozulmamıştı. Ahşap kenarlı beyaz boy aynasının karşısına geçip kendime baktım... Makyajım akmıştı. Hemen pijamalrımı giydim. Buklelerle zor olsada bir at kuyruğu yaptım ve makyajımı temizledim...
Uyumak için yatağıma yattım ama gram uyku yok! Dön dur . İçimden 50 'ye kadar saydım belki uyurum diye ama nafile... Yine dönerken yataktan düştüm ve kafamı metal ayaklı komidinimin sivri ucuna çarptım. " of yaa ! " yine kendi kendime konuşmalar... Dayanamayıp eskimiş fotoğraf albümümü açtım. Onunla eski fotoğraflarımıza baktım... Ya kıyamam yine çok tatlı! Telefonuma mesaj geldi .
Muratcan :Uyudun mu?
Ben:Hayır !
Muratcan:Ne yapıyorsun?
Ben: eski albümlere bakıyorum sen?
Muratcan : o kadar ''da eski olamazlar ! Liseden onlar ...
Ben: evet 8 yıl falan ... Sen nabıyorsun ?
Muratcan: tavanla bakışıyorum..
Ben : ben bunu her gece yapıyorum....
Muratcan: sanki ben halay çekiyorum ...
Ben: neden olmasın? En aZından elini tutarım:)
Muratcan:yarın buluşalım mı?
Ben : biraz işim var ama sonra ararım...
Muratcan: çok mu ergen konuşuyoruz?
Ben : bunu bende düşünmüştüm... Ama aşıkken naptığını bilmiyorsun ki.
Ayrıca iyi geceler . Artık uyuyacağım.
Muratcan: iyi geceler kraliçem ...
Resmen bana kraliçem dedi ... Aman tanrım! Evet hayallere dalarak uyuma vakti.
Kalktığımda yine saf bir gülümseme vardı dudaklarımın kenarlarında. O gün çok özen ile giyindim ... Boğazlı dar bordo bir kazak , dar siyah jeasn düm düz saçlar, küpeler . Rimel , bronzer, ruj . Aşağıya koşarak indim .
"Ne o Renk artık anneye selam yok mu?"
"Selam annecim. Ama çıkmam lazım işe gideceğim." " benim sana bir süprizim vardı ama sen bilirsin." " süpriz mi? " " tabi bahçede ." " Anne ?" " hadi bahçeye." Elime anahtar tutuşturmuştu. Bahçeye indiğimde gördüğüm kırmızı bir mini couperdı. Gözlerime inanamıyordum bu hafta hayatımın en iyi haftası mıydı? Heyecanlı gözlerim ile anneme koşup bir güzel sarıldım . " çok çok çok , teşekkürler annem ." " hadi bin ve iş'e git bakalım." " görüşürüz !" Hemen binip işe gittim. İndiğimde Hayal çok şık bir elbise ile ve şaşkın bir şekilde kapı önündeydi . " Yani kankanın arabası nolucak." Dedim ve içeri girdim. Masama oturdum ve başımı kaldırınca Hayal'in delirdiğimi düşünen bakışlarıyla karşılaştım. " Annem hediye almış. Anlattığım gibi Muratcanla'da sevgiliyiz." " ya ama ben Denizimi özledim." " ya kıyamam sana ben." " hadi bende işimin başına." Dalgınlıktan o kadar çok çizim hatası yaptım ki. Çıkış saatine az kala heyecanım daha da arttı . Öyle bir fırladım ki ! Fotür şapkam , kumaş kabanım ve şalımı unuttum . Dönüp onları giyip çıktım .
" Alo Muratcan ? Ben çıktım nabıyorsun ?"
" ben seni alıyım ."
" yok ben arabamla gelirim sen konum at ."
" tamam o zaman ben hemen atarım."
Attığı konum sevimli ağaçlık bir kasabacık gibi bir yerdi. Gittiğimde arabasında oturuyordu . İnip yanına gittim. " Bu sepette ne böyle? Bu soğukta piknik mi yapıcaz?" " kim dediki soğukta piknik yapılmaz ?" " ama yağmur var ." " sen ıslanmayı seversin ki." " Evet ama sen yağmurda genelde uyursun ." Bir piknik masasına oturup örtüyü serdik. Termosta filtre kahve , ıslak kek , kısır ve meyveler vardı . Mandalina , elma , portakal... "İlk kez kışın piknik yapıcam." " bende :)" yani direkt hunharca bir şekilde yemeklere dalmam çok mu kaba olmuştur ? " ya bakmayı bırakıp sende yesene ?" " zaten yiyorum . " " hayır yemiyosun." Deyip bütün bir madalina yı ağızına soktum . Ve kahkaha atmaya başladım. Ama çok komikti. Genelde dudaklarımız az konuşuyordu daha çok gözlerimiz konuşuyordu . Tahta piknik masasından eşyaları topladık ve sepeti arabaya koyup yürümeye başladıK. " benden sakladığın bir şey var mı hiç?" " hayır tabiki !" " Renk 9 yıl oldu hayatına hiç kimse girmedimi ?" " yokluğun girdi! " dedim ... Aşırı bir tepki ile ... " sakin ol şampiyon." " afedersin ." Dedim azcık duraksayıp , " peki sen neden vazgeçtin ? Umut yoksunu musun?" " hayır ama giden sendin ! Sevmiyorsun sandım . Aramadın bir not bile yoktu ." " peki kapat bu konuyu!" " tamam . " " en son ne zaman cipsi nutellays bandırıp yedin?" Bu bizim aramızda özel ve saçma bir şeydi yanlışlıkla keşfedip bayılmıştık. " en son seninle yedim." " şaşırdım." Biraz daha gülerek yürdük, yürüdük ... Islak yerler yapraksız ağaçlar... Yürümeye devam ederken beni birden durdurdu. Kendine çevirdi "seni çok seviyorum." Dedi " yavaş hödük!" Bunu dediğimde siması bozuldu ... Kahkaha atıp " çok ciddiye aldın . Bende seni seviyorum." Dedim öylece dakikalarca sarıldık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Renk
Genç Kurgu*kitap'taki olaylarda , karakterlerde ve de kişiliklerde gerçek hayattan hiç bir alıntı yoktur.* Kendi dünyasını yaşamak isteyen ama berbat bir hayat yaşayan bir kız . Yıllarca plotonik olduğu kişiyle yıllar sonra hayatına yeni bir sayfa açtığı gün...