♤ALINTI♤

12.5K 394 28
                                    

Beyaz duvarlar..

Beyaz önlükler..

Koşturan insanlar..

Ağlayan insanlar..

Daha yeni çıktığım bu yere yine gelmek. Yine ben yaralıyım. Ama bu sefer fiziksel değil. Bu sefer daha çok canım acıyor. Bu sefer ki geçmek bilmiyor.

Ellerimde ki kan. Buğra'nın kanı.

Canımdan can kopuyor lafını şimdi daha iyi anladım. Gerçek olduğunu anladım...

Yavaşca duvar dibinden kalkıp cama doğru yaklaştım. Onun o solgun tenindeki aletleri görünce içim sızlamıştı. Saatlerdir burdaydım. Ağlayamıyordum artık. Tükenmiştim.

Onu istiyordum yanımda. Ona ihtiyacım vardı.

Yoğun bakımdan çıkan hemşirenin önünü kestim. Kadın bana anlamayan  ve acıyan gözlerle bakıyordu. İlk defa bunu önemsemedim. Çünkü acınacak haldeydim.

"Yanına girmek istiyorum."

"Hanım efendi burası yoğun bakım. Girmeniz yasak."

"Yanına girmek istiyorum."

"Beni duy.."

"Girmek istiyorum dedim! Anlamıyor musunuz girmezsem ölücem burada. Nefesim kesiliyor nefesim!"

Kadın bana umutsuz bir biçimde bakıp içeri tekrar girdi. Bir süre içerdeki doktorla konuşup doktorun bana bakmasını sağladı. Adam da halime acımış olacakki kafasını bir kaç kere salladı.

Hemşire odadan çıkıp yanıma geldi. Elinde yeşil bir önlük vardı.

"Sadece beş dakika. Gerisi hastaya zararlı lütfen bunun dışına çıkmayın."

"Peki."

Hızlı hareketlerle önlüğü üzerime geçirip odaya girdim. Girdiğim gibi titremeye başladım. Oda çok soğuktu sanki. Buğra üşürdü burda.

Yanına yaklaştığımda elini tuttum. Şu makine ötmeseydi yaşadığını düşünmezdim. Elleri odadan bile daha soğuktu.

Beni duyar umuduyla onunla konuşmaya başladım.

Buğra..

Şimdi neden gözlerimi göremediğin de huzursuz olduğunu anladım biliyor musun?

Çok huzursuzum Buğra. Seni daha yeni bulmuşken kaybetmekten korkuyorum. Beni hayatım da gerçekten seven ikinci kişisin. Zaten başka da kimse yok.

Yanlış anlama ama beni. Beni seven bir insanı kaybetme korkusu değil bu. İlk defa sevdiğim birini kaybetme korkusu yaşıyorum ben..

Seni kaybetmek istemiyorum Buğra. Eğer seni kaybedersem kendimi kaybederim ben.

Alışmak için uzun bir zamana gerek yokmuş. Seninle anladım bunu. Nasıl da alışmışım sana. O güzel kahvelerine nasıl da alışmışım.

Bana sevmeyi öğreten adamsın sen. Başkaları gibi kaybetmeyi öğretme Buğra.

Senin sıcaklığın da ısınmışken, yokluğunun soğukluğuyla öldürme beni.

Daha ben sana 'seni seviyorum' diyemedim ki hem! Daha doya doya sarılmadım ki!

Yalvarırım sende beni bırakma Buğra.

Bir anda odayı dolduran sesle göz yaşlarım durdu. Gözüm yandaki makineye dönünce ekrandaki düz çizgi ensemde soğuk nefes etkisi bıraktı.

Odaya dolan doktorlar..

Beni dışarı çıkarmaya çalışan hemşireler..

Ne yaparlarsa onlara uydum. Bir gram mecalim yoktu. Camın arkasından onun vücuduna yaptıkları  darbeleri izliyordum sadece. Şoka girmiş gibi titreyen vücudumla olacakları izliyordum.

Bir süre yaptıklarına devam edip durdular. İki doktor birbirine bakıp sonra kafalarını bana çevirdiler.

İşte bu benim son dayanma gücümdü.

"Buğraaa!"

Masum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin