YENİLGİ

53.5K 1.1K 646
                                    

Multimedya Sait.

Arkamda ki adamın yüzüne bakmaya korkuyordum. Sesi bile tüylerimi diken diken etmişken arkamı dönmek bana çok zor geliyordu. Sanki dönsem oracıkta ölecektim. Sanki dönsem kurtulma şansım varsa bile tükenecekti. Sabırsız eller beni kendine döndürmeye çalıştı. Ne kadar dirensem de gerçekten çok güçlüydü. Yine ben güçsüzdüm. Yine hiçbir şey yapamıyordum. Beni kendine döndürüp, ona bakmaya zorladı.

"Naz yapma hadi güzelim. Daha çok işimiz var seninle." dediklerine çıkardığım anlamlar kanımın donmasına yetti de arttı bile. Zaten Sait denilen adam yüzünden bile nasıl biri olduğunu belli ediyordu. Tahminlerim de ne yazık ki yanılmadığımı iç sesim bas bas bağırıyordu.

Sonra bir mucize oldu. Siren sesleri kulaklarıma dolduğun da gözyaşlarım bunu bekliyorlarmış gibi ardı ardına dökülmeye başladı. Simay'ın işiydi bu. Canım dostum beni bu halde bırakmamıştı. Bu adamdan bir kurtulursam ölene kadar Simay'ın istediği her şeyi yapacaktım. Bir yandan içim huzurla dolarken bir yandan kara bulutlar ağır ağır başımda toplanmaya başlamıştı. Sait sadece gözlerime bakıp gülüyordu. Ne bir endişe, ne bir korku. Ne geçiyordu aklından? Hiç mi korkmuyordu. Güvendiği bişey vardı belli ki. Ama ne olursa olsun polisten de kurtulamazdı ya. En azından beni götüremezdi. Yani umarım..

İki polis ağır ağır arabalarından inmişlerdi. Yanımıza doğru gelirken Sait yanında ki adamlardan birine bir işaret yapıp polislerin yanına gönderdi. Önce anlayamadım. Zaten dilim tutulmuş , kafamda beyin yerine saman varmış gibi hissediyordum.

Sonra gözlerim sonuna kadar açıldı. Polisler arabalarına binip gidiyorlardı! Bu muydu yani. Tek bir laflarıyla geri mi dönüyorlardı. Bu adamlar kimdi böyle? Nasıl birinin eline düşmüştüm ben? Polisler bile bana yardım etmemişti. Bacaklarım jöle gibi sallanıyorlardı. Ellerim titremekten işlevini kaybetmişti.

Artık dayanacak gücüm yoktu. Kendimi o kadar sıkmıştım ki nefes almayı unutmuştum. Gözlerim kararmaya başlamıştı. Kendimi ayakta tutmaya zorladım. Bayılamazdım. Bayılırsam kendimi kurtaramazdım. Ama bedenim bile bana ihanet etti. En son hissettiğim bedenimi saran kollardı..

Sait

Kızın bayılacağını anladığım an onu tuttum. Çok bile karşımda dikilmişti. Böyleleri canımı sıkıyordu. Bahçenin kapısı büyük bir endişeyle açıldı. Kumar masasında ki herif bir hışım çıktı kapıdan. Adını hatırlayamıyordum. Zaten böyle adamların adını hatırlayıp boşuna beynimi dolduramazdım. Bende az ibne değildim ama kumar masalarında kardeşimi,kızımı meze etmezdim. Önce bana bakıp bakışlarını kucağıma indirince yüzünde bi rahatlama oluştu. Şerefsiz kızı bulduğuma seviniyordu birde.

"Kusura bakma beyim.. Ne ara çıktı evden göremedim. Bir boşluktan yararlandı herhalde." Iki elini önünde birleştirip, başını yere eydi. Daha fazla burda vakit öldüremicektim. Adamlara başımla işaret edip arabanın kapısını açtırdım. Kızı arka koltuğa oturdup yanına kuruldum. Bu işleri ben yapmazdım zaten. Adamlarım hallederdi. Bugün bir istisna olmuştu. Bu kız ortağım Buğra içindi.

Yeni bir anlaşma imzaladığımız için küçük bir hediye.. O yüzden gelip kendim almıştım kızı. İşime böyle de titizlenirdim işte. Şirketin arka garajına giriş yaptığımız da kızı almadan çıktım. Bi daha taşımak için kendimi yoramazdım. Adamlardan biri kızı kucağına alıp arkamda beklediğinde, asansöre bindik. Aynı anda ikiye ve eksi ikiye bastım. Asansörün kapası açıldığında bilindik ağır koku burnuma doldu.

"Abi bunu ne yapalım?" Konuşan herife döndüm. Bu ya çaylaktı yada benim yumruğumun tadına henüz bakmamıştı.

"Ulan sanki ilk defa yapıyorsunuz. Götürün odaya sonra Nazlı'ya haber verin. Hazırlasın kızı." deyip odama geçmeye karar verdim. Bugün fazlaca yorulmuştum. Biraz dinlenmek iyi gelebilirdi..

Masum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin