DÖKÜLEN SIRLAR

11.9K 431 50
                                    

Boğazımda yakıcı bir tat vardı. Yutkunamıyordum. Sanki yutkunsam kezzap etkisi yaratıp beni içten yakacak ve öldürecekti.

Ciğerimin sızladığını hissettiğim de nefes almayı da unuttuğumu farkettim. Küçücük bir nefes alıp gözlerimi bir kaç kere kırpıştırdım.

Karanlıkta kalmış küçücük bir çocuk gibi korku dolu gözlerle bakıyordum sadece. Başını ayakkabılarıma indirmiş annemi bekliyordum.

Ağlamak istiyordum ama ağlamaktan da korkuyordum..

Kocaman gözlerimin buluştuğu yüzde bir sürü ifade geçti o an. Ben öyle şok etkisindeydim ki oturmuş sadece  o suratta ki anlamları çözmeye çalışıyordum.

Sahi ne geçmişti o surattan? Merak, endişe, acıma ve korku. Korku da takılı kaldı beynim.

Aynı kareyi defalarca tekrarladı zihnimde. Bir sürü anlam üretip çözmeye çalıştı. Aklımı daha fazla zorladım.

Neydi bu adamın korktuğu?

Neydi bu kadar telaşlandığı?

Zihnim bulanıklaşıp tekrar o odaya döndü.
Rüyamda ki odaya..

Sahi, şimdi o da sadece bir rüya değildi öyle değil mi?

Gülmek istedim o an. Salaklığıma gerçek anlamda gülmek istedim. Bu kadar şeyi fark edip de yok saymama gülmek istedim.

Ama zihnimin bana oynadığı oyunlar devam ediyordu. Aynı yere tekrar geri döndüm.

Odada bu kez yalnızken tedirginlikten duvarlara bakıyordum. Etrafıma birşey arayarak bakınıyordum. Neye bu kadar endişelendiğim tahmin edilebilir tabi.

Elimi aniden bir vazo almıştım. Vazoyu tutan ellerimin bu denli titremesi beni ürpertmişti.

Korkuyordum. Hemde hayatım da hiç olmadığı kadar korkuyordum. Sanki şimdi aynı duyguları tekrar yaşıyordum.

Kapı açılıp arkamı döndüğümde Buğra'nın elimin üzerine koyduğu eliyle gerçek dünyaya döndüm.

Kaşlarım aniden çatılırken ona suçlayıcı gözlerle bakmaya başladım.

Biliyordu! Benim hakkımda herşeyi biliyordu ama kıçı kırık bunları bilmek seni sadece üzer masalı yüzünden bana anlatmamıştı!

Bende gelip bu adamdan bana herşeyini anlatmasını bekliyordum öylemi?!

Çatılan kaşlarımı gördüğün de tedirginlikle elimin üzerinde ki elini çekti. Gözüm bir anlık çektiği eline kayıp tekrar onun gözlerine çıktı.

Bariz bir korku vardı o gözlerde. Bu korkunun tek sebebi bana anlatamadığı için sinirlenmem miydi? Belki.

Gözlerimde ki gözleri neredeyse göz bebeklerimi tavaf edip bir anlam arıyordu deli gibi. Konuşmaya korkuyordu. Bense sinirimden ve şaşkınlığımdan ne yapacağımı bilemez bir haldeydim. İnanılmaz!

Şoku bir kenara atıp bir hışım ayağa kalktım. Buğra daha da fazla korkulu gözlerle bakıp o da ayağa kalktı.

"Sen!" Tek kelime bile zor geçmişti boğazımdan sanki. O yakıcı tat kötüydü. Yutkunursam öldürecekti diğer  türlü acı çektirecekti sanki.

Buğra bir adım bana yaklaşıp gözlerini sımsıkı kapatıp açtı. Titreyen sesiyle konuşmaya başladı.

"Beni dinlemeni istiyorum. Lütfen!" Yalvaran konuşması şu an gram umurumda değildi sanki. Öyle berbat hissediyordum ki. Üstelik birde hatırlayamadıklarım vardı!

Masum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin