O BENİM KANIM DEĞİL

13.2K 587 22
                                    

Buğra

İnsanın ölürken hayatı gözlerinden önünden film şeridi gibi geçermiş. Bütün yaşadıklarından ziyade en önemlileri gelir gözünün önüne.

Benim gözümün önündeki anılar neden sadece Elif'le?

Ölüm böyle yakınımdayken bile yine de Elif'i düşünmem nasıl bir acıydı?

Ölmekten korkmayan ben, arkamda bıraktığımla korkuyordum.

Gitmem lazımdı. Bunun farkındaydım.

*****

Elif

"Buğra!" Artık inlemeleri kesilmişti. Gözlerini de açmıyordu. Bu kahrolası ambulans nerde kalmıştı!

Yarasına biraz daha bastırıp kanı durdurmaya çalıştım. Ama sanki hiç fayda etmiyordu.

"Buğra nolur dayan! Ambulans gelmek üzeredir!" Ambulansın siren sesini duyduğum da biraz olsun rahatlamıştım.

"Burda bekle tamam mı? Yerimizi belli edip hemen dönücem." Koşarak kahvaltı evine doğru gitmeye başladım.

Ayaklarım o kadar hissizleşmişti ki bir kaç kere düşüp tekrar kalkmıştım. Vücudum öyle bir haldeydi ki ellerim farklı bir yöne bacaklarım farklı bir yöne gidiyordu.

Biraz yaklaştığım da ambulansta ki görevlilerin kahvaltı evinden birileriyle konuştukları gördüm.

Kalbim ağzım da atarken soluk soluğa beni görebilecekleri yere gelmeye çalışıyordum. Nihayet bana doğru dönük biri beni görünce görevlilere beni gösterdi. Görevliler şimdi bana doğru koşmaya başlamışlardı.

"Hanım efendi yaralı siz misiniz!?"

"Ha..hayır. Orda." Elimle ormanın içini göstermiştim. Görevliler hızlıca ormanın içine doğru koşmaya başladıklarında bende kendime gelmeye çalışıp daha yavaş şekilde koşmaya başladım.

Ağlamaktan kendime gelemiyordum. Bir yerde durup tepinerek ağlamak geliyordu içimden. Öyle zoruma gidiyordu ki. İnsanın kalbinde olan birini kaybetmesi ne kadar acı verirmiş böyle. Tek yapmak istediğim ağlamaktı.

Ölümü düşündükçe, onun yanımda olmayacağını düşündükçe öyle canım acıyordu ki bunun bir tarifini asla yapamazdım.

Görevlilere yetiştiğimde onlarda Buğrayı sedyeye yatırıyorlardı. İçim biraz rahatlasa da Buğra'nın kanlar içindeki hali beni daha fazla ağlatıyordu.

Buğra'yı ambulansa bindirdiklerinde bende hemen yanına geçtim. Görevli bir kaç iğne, serum çıkartıyordu.

"İyi olacak değil mi? Ne olur iyi olsun kurtarın onu!"

"Biraz sakin olun. Elimizden geleni yapıcaz."

"Kolaysa sen sakin ol! Benim yerimde sen olsaydın ne kadar sakin olabilirdin!" Bu durum da bile benim davranışlarımı eleştirmeleri beni sinir ediyordu. Burda canım yanarken ne yapmamı bekliyorlardı ki?

"Anlıyorum sizi tamam. Ama ben zaten elimden geleni yapacım siz rahat olun."

Bir cevap vermeden Buğra'ya döndüm. Sanki yüzü solgundu. Rengi yok olmuştu. Ellerini tuttum destek verircesine. Ama asıl benim desteğe ihtiyacım vardı.

Gerçekten bu kadar sevdiğimi bilmiyordum. Yemin ederim ben böyle bir acı yaşamamıştım. Sanki her yerimi kesiyorlardı. Ben o acıyı yaşıyordum da ölemiyordum.

Birinin beni dürtmesiyle daldığım Buğra'dan gözlerimi zar zor çektim.

"Hanım efendi sizde de kan var. Acaba yaralı mısınız kontrol edelim."

Masum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin