Her yer bulanıktı . Bir kaç kez gözlerimi kırpıp açtım . Elimin boşluğa düşmesiyle tam anlamıyla kendime gelmiştim . En son Ulaş'ın koluna girmiştim . Neler oluyordu ?
– Ulaaaş .
– Ulaaaş nerdesin ?
– Anneeeee.
– Nihayet kendine gelmişsin .
Kafamı çevirip kapıya doğru baktım . Hafif kapıya yaslanmış vaziyette acır gözlerle bana bakıyordu hemşire .
– Annem nerde ?
– Bir kaç saat yanınıza kimseye alamayacağız . Güvenliğiniz için .
Kaşlarımı yukarı kaldırıp :
– Ailemden mi koruyorsunuz beni ?
– Yok hanımefendi siz yanlış anladınız yanınıza hiç kimseyi alamayacağız . Ben ilaçlarınızı vermek ve serumunuzu değiştirmek için geldim .
– Neler oluyor ?
– Doktor Bey gelince sizinle konuşacak . Bilgi verme yetkisine sahip değilim .
– Tamam. Biran önce ne yapman gerekiyorsa yapıp beni yalnız bırakır mısın?
– Hemen efendim .
Daha hemşire odadan çıkmada doktor odaya girdi .
"Bizi yalnız bırak." demesiyle hemşire koşar adımlarla odadan çıktı . Bir şeyler yolunda değildi , belliydi , anlıyordum. Yanı başıma oturdu .
–Reşat Sancak'ın kızı mısın ?
– E-evet .
– Üniveriste yıllarında çok yakındık babanla , sonra bir şeyler oldu apar topar nakil aldırdı , numarasını değiştirdi . O gün bugündür konuşmadık , görüşmedik . Baban da burada mı ?
– Hayır .
– Gelecek mi ?
– Babam öldü .
– Bilmiyordum . Üzgünüm .
– Sorun değil . Yıllardır bu böyle . Alıştım . Asıl konumuza gelebilir miyiz artık ?
– Öncelikle bilmeni istiyorum . Sakin olmalısın . Her şeyin bir çözümü var . Asla umudunu kaybetme .
(Alaycı bir gülümsemeyle )
– Ölücek miyim ?
Doktorun yüzünde hüzünlü bir gülümseme oluştu .
– Ölmeyeceksin . Buna izin vermem .
– Neler oluyor ?
– Beyninde küçük bir problem var . Mücadele etmen gerekecek . Yaşamak da ölmek de senin elinde .
– Ne yapmam gerekiyor ?
– Bu küçük şey glial tümörü . Beyin kanserlerinin çoğunu bunlar yapar. Kontrolsuz çoğalma özelliği olan hücreleri içerir. Hızla büyüyüp çevrelerindeki sağlıklı dokunun içine uzanır, çok nadir de olsa omuriliğe, hatta vücudun diğer organlarına da yayılabilirler. Evrelendirmesi dört grupta yapılır. Evre I ve Evre II düşük evreli olarak adlandırılırken, Evre III ve Evre IV yüksek evreli kabul edilir. Sen Evre III desin . Reşit olduğun için radyoterapi ve kemoterapi görebilceksin .Ama önceliğin ameliyat olmalı çünkü hayatta kalma şansın daha fazla olur . Bu evredeki ameliyatlarda kullanılan bir cihaz var yurt dışından temin edilebiliyor sadece . Ama küçük bir ihtimal de olsa o cihaz olmadan ameliyatı gerçekleştirip hastayı kurtarabiliyoruz .
– Peki diyelim ki ameliyat olmaya karar verdim o cihazsız olmayacak durumdaysa ne olacak ?
– Kafa tasın açık bekleticeksin cihaz gelene kadar . Bu süre için de günün belli saatlerinde uyandırılıp ailenle , arkadaşlarınla görüşebileceksin . Hafızan yerinde olcak . Kısacası şimdiki gibi olacaksın . Ama çoğu zaman uyuyacaksın . Cihaz geldiğinde de ameliyata alacağız . Kurtulma ihtimalin %80 falan .
– Bunun için mutlu mu olmalıyım ? Hayatım bir cihaza mı bağlı yani ?
– Maalesef öyle . Düşün , karar ver . Ailenle de konuş . Her şey senin bir imzana bakıyor .Bu ne rahatlık anlamıyorum . Adam söyledi söyledi ve gitti . Beynimden vurulmuşa döndüm . Bu yaşta yaşadıklarım çok ağırdı . Üniversite hayalleri kurarken şimdi bir yatağa hapsolmuştum . Daha acısı bu yataktan hiç kalkamama ihtimalim vardı . Pes etmeyecektim . Savaşacaktım . Annem , Ulaş için . Babam için . Babamı bulmak için yaşayacaktım . Herkese babamın öldüğünü söylesem de babam ölmemişti biliyordum . Hissediyordum . Hep hayal kırıklığına uğradım . Hep bir yanım eksikti . Şanssız olduğumu da biliyordum bu yüzden bu hastalık beni pek sarsmamıştı . Ama olsun . Yelkenleri suya indirmeyecektim .Her şey babam içindi .
Yüksek sesle tekrar ettim . " Her şey baban için Dünya ."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜNYA #Wattys2017
Teen FictionBabasız büyümüş bir kızım ben . Benim ilk aşkım babam diyemedim hiç . Benim tek kahramanım babam diyemedim . Onun yokluğu her zaman şanssız olduğumu düşündürdü bana . Hay aksi ! Bir de bu hastalık . Hiç bir zaman hayal kuramadım zaten . Hedeflerim...