Aramıza Dön

131 62 35
                                    

Ulaş Evren

Tam dört gün olmuştu . Cihazın çoktan gelmiş olması gerekiyordu . Aklım almıyordu . Tüm aksilikler bizi mi bulacaktı . Daha fazla dayanamıyordum . O orada öylece yatıyordu . Uyandırılmasına altı saatten fazla vardı . Çok fazlaydı . Altı saat . Çok . Onu bir daha göremeyecek olmamın düşüncesi bile beni delirtiyordu . Elim kolum bağlı öylece oturuyordum . Onu çok fazla seviyordum ama en az onu sevdiğim kadar çaresizdim . Canından çok seviyorsun fakat elinden bir şey gelmiyor ya, o çaresizliğin tarifi yok ne dilde ne yürekte . Yanında olmam gereken insanlar vardı . Destek olmam gereken insanlar . Olmuyordu ama yapamıyordum . Beni kim teselli edecekti peki ? İçimde durmadan dönen bir cd vardı . Çığlık çığlığa bağırıyordu . "İlk aşkım ." diye . "İlk aşkım Dünya'm gitme." diye .
Okulun ilk günleriydi . 10. sınıfa geçmiştim . Can okula çok güzel bir kızın geldiğini söyledi . Görmelisin dedi . Görürüz be diye geçiştirmiştim . Çünkü kızlarla uğraşacak vaktim yoktu benim . Okulumu başarıyla bitirmek bir an önce üniversiteye başlamak istiyordum . Annemi yanıma almak istiyordum . Üç beş gün sonra merdivenlerde etrafına şaşkın şaşkın bakan bir çift göz gördüm . Nasıl bir duygudur bilmiyorum . Gözlerimi bir türlü alamıyordum . O günü öyle bitirdim . Ertesi gün okula gelirken içimde bir heyecan vardı . Mutlaka o gözleri bir daha görmeliydim . Uzaktan uzağa onu izlemeye başladım . Her haraketini , her davranışını ezberledim . Fakat hiç cesaretim yoktu onunla tanışmaya . Basketbol seçmeleri için duyuru yapılmıştı . Okul çıkışında eve gitmeyin demişlerdi bize . Can ile birlikte spor salonuna giderken görmüştüm onu . Hemen önümde yürüyordu . Anlam verememiştim başta . Meğerse o da basketbol takımı seçmelerine katılmaya gelmiş . Öğretmen ilk başta kendini tanıtıp konuşma yapacaktı . Öğretmen konuşurken Can da oradan bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordu . Haliyle Cihan Hoca da kızmıştı . Ceza vermiş olmak için beni kaldırıp kızların arasına oturttu . Ne tesadüf ki Dünya ile Sude'nin arasına oturmuştum . İlk başta Sude bana " Merhaba. "demişti . Anlamadığım bir şekilde muhabbet gelişti ve bu günlere kadar geldik . Belki de her şey Cihan Hoca sayesinde olmuştu .
Kahve almak için kantine gitmiştim . Döndüğümdeyse koridor tıka basa dolmuştu . Kahveleri cam kenarına bırakıp onlara doğru yürümeye başladım . O kadar dikkatli bakıyordum ki . Sultan teyzem ile annem birbirine sarılıp ağlıyordu . Yakup dedem güçlü durmaya çalışsa da kendini ağlamamak için zorladığı çok belliydi . Sude duvarın kenarına çökmüş ellerini başına koymuş ve hıçkırıklara boğulmuştu . Can da içli içli bana bakıyordu . Onların yanına gidecek cesareti bulamamıştım . Ne demem gerekiyor , ne yapmam gerekiyor bilmiyordum . Önce dedemle anneannemin yanına gittim . Dedemle anneannemin elini öptükten sonra Can'ın birden bana sarıldığını hissetmiştim .
" Düzelecek inan bana." diyordu . Ben de sadece " Düzelmeli." demekle yetinmiştim . En son da Sude'nin yanına , duvar kenarına çöktüm . Göz yaşlarını sildi . Bana döndü ve sıkıca sarıldı bana . " Dünya gibi kokuyorsun." dedi . Bir şey söyleyemedim . Gözlerim dolmuştu . Eğer konuşursam ağlamaktan korkuyordum . Sude bana bakıp " Her zaman ki gibi çok güçlü görünüyorsun." dedi . " Güçlü olmak zorundayım." dedim ve ayağa kalkıp oradan uzaklaştım . Yürüdüm . Çok yürüdüm . Yürürken çok düşündüm . Bunca senedir onsuz bir günüm geçmemişti . Ben koridorda o içeride . O haliyle bile beni düşünmesini istiyorum . Çünkü ben ondan başka bir şey düşünemiyorum . Ve benim için uyanacağından o kadar eminim ki . Uyanıncaya kadar bekleyeceğim onu . Uyanacak eminim .

Güneş Sancak

İçimde ki fırtına bir türlü dinmiyor . Bir sınava mı tâbi tutuluyordum bilmiyorum . Bu sınavın benim yüreğimi yakmayacak şekilde geçmesini diliyorum . Yapayalnız hayatımda o benim arkamdı . Bütün gücümü ondan alıyordum . Hayattan yorulunca onu gözlerine baktığımda dimdik ayağa kalkıyordum . İşten eve koşar adımlarla ona koşuyordum . O benim amacım . O benim gayem . O benim umudum . Bu hayatta benim de hayallerim vardı . Benim de gelecekle ilgili planlarım vardı . Dünya'nın doğduğu gün hepsini rafa kaldırdım . Bütün planlarımı onun üzerine yaptım . Kızımı büyütecek , kızımı okutacak , kızıma rahat bir hayat sağlayacaktım . Şimdi bu da nereden çıktı ? İlk tokatın acısını daha atlatamamıştım . Bu ikinci tokatla yıkılırım sandım . Ama kızım öyle bir güçmüş benim için daha fazla çabalamayı , daha fazla umutlu olmayı , hayata daha fazla sıkı tutunmayı öğrendim . Ondan vazgeçmedim . Vazgeçmeyeceğim .

Sultan Akbaba

Rüyamda görsem hayra yormayacağım bir şeyle karşılaştım . Dünya yıkıldı ben altında kaldım . Ama altında kalmaya hakkım yoktu . Çünkü doğduğu günden beri hep yanındaydım , bu zorlu süreçte de hep yanında olacağım . Ona olan sevgimle altında kaldığım dünyayı fırlatıp atacağım . Hiçbir zaman emeğimden vazgeçmedim . O benim yaşam sevincim . Aklımda ne kadar çok anıları var . Hepsi bir bir film şeridi gibi gözümün önünden geçiyor . Hele bir tanesi ...
Yolculuk yapıyorduk . Rahatsızdı o gün , biraz da ateşi vardı . Çocuk bu huysuzluk ediyor , durmadan ağlıyordu . Ne annesi ne dedesi bir türlü susturamadılar . Daha kucağıma alır almaz gözlerine baktım . Hemen anladı , sustu . Dikkat kesildi ne söyleyeceğim diye . Tam da önümüzden kırmızı bir kamyon geçiyordu . " Dünya bak kocaman bir kırmızı kamyon . Kırmızı kamyonlar senin , sarı kamyonlar benim olsun." dedim . Saymaya başladık . Yavrum hiç kimseye pas vermedi . Ama benim kollarımda kamyonları sayarken uyudu gitti . Uyanıp ağlamasın diye ne kadar dua ettim bilmiyorum . Daha buna benzemez ne anılar . Hangisini düşünsem içim yanıyor . Ona bir şey olmasın diye yalvarıyorum .

Yakup Akbaba

Hayatta yetişemeyeceğim bir şey hiç olmadı . Bütün çaresizlikleri aşabildim ben . Ama ilk defa elim kısa , kolum kısa geldi bana . Sanki ona yetişemeyeceğim , derdine derman olamayacağım gibi bir hisse kapıldım . Ne kadar acı bir durumdu bu . İçin için yalvarıyorum ona bir şey olmasın diye . Ben onun dedesi değil babasıydım . Ben onun küçük dünyasının dev adamıydım . Şimdi çaresiz kalmak bana yakışmıyor . Ama çaresizim .

Sude Yılmaz

Çocukluğumun yıkılmaz kalesi Dünyam . Dotum , arkadaşım . Sen benim öbür yarımdın . Hiçbir insan yarım kalabilir mi ? Yarım yaşayabilir mi ? Beni yarım yaşamaya mahkum edemezsin . Direnmen gerek . Dayanacaksın . Kendin için bunu yapamayacaksan bile lütfen benim için yap . Sen hem Dünya hem de dünyamsın . Senin mücadeleci ruhunu biliyorum . O yatakta yatan ben olsaydım kolumdan tutup " Kalk!" diye bağıracağını biliyorum . Ben de şimdi sana yalvarıyorum .
" Aç gözlerini dünya dönmeye başlasın , Dünyam ."

Can Aladağ

Yıllardır hayatımızdaydı Dünya . Ulaş benim en yakın arkadaşımdı , dotumdu . Dünya da benim dostumun en değerlisiydi . Benim için de değerliydi . Çok kötü bir kaos ortamı hâlini almaya başlamıştı burası . Gerginlik , üzüntü ve stres çok fazla bir aradaydı . Hepimizin gözü doktordaydı . Cihazın geldiğini söylemesi için hepimiz doktorun ağzının içine bakıyorduk . Ama ne gelen giden ne de bize bilgi veren birileri vardı etrafta . Ulaşla bizim çocukluğumuz beraber geçti . Onca yılda ben Ulaş'ı sadece annesinin ölümü haberini aldığında böyle görmüştüm . Çok kötü bir psikoloji bu . Umarım her şey düzelir . Her şeyin düzelmesi için de elimden ne geliyorsa yaparım .

DÜNYA #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin