18. Bölüm: Seçim Günü

55 3 4
                                    

Leonard odaya girip ve bizi bu şekilde görünce "Ne oluyor burada?"  diyerek Nicholas'ın üzerine yürümeye başladı.

      "Leonard, sakin ol.

          "Sen bu işe karışma Jessica!" dedi sertçe. Nicholas da ayağa kalktı, yine hiç sevmediğim bir hava oluşmuştu.

       "Sen bu eve bu şekilde giremezsin!" dedi Nicholas.

       "Asıl artık sen giremezsin!" dedi Leonard ve elinde sakladığı bir tomar parayı bir hamlede sehpanın üzerine koydu. Ben ise şok içinde oturmuş olanları izliyordum.

       "Sir David'e verdiğin paranın tamamı burada. Artık Jessica'dan uzak duracaksın, seninle evlenmek zorunda değil."

        "Leonard?" dedim şaşkınlıkla. 

         "Evet Jessica her şey geçti aşkım, artık beraber olabiliriz."

         "Ama... Sen bu kadar parayı nereden buldun?"

          "Gece gündüz durmadan çalıştım. Senin için..."

          "Jessica, bu kadar mı? Senin için aramızda olanların hiçbir önemi yok mu? Seni sevdiğimi biliyorsun, peki ya sen?" dedi Nicholas acı içinde bakarak. Yıkılmış gibiydi...

            "B-Ben..."

             "Ne yani Jessica, lütfen bana bu adama aşık olduğunu söyleme? Seni bir eşya gibi satın aldı!"

              "Ben... Bilmiyorum."

              "Öyleyse... Bir seçim yapman gerekiyor: Ben mi o mu?" dedi Leonard hiddetle. Ne yapacağımı şaşırmıştım, yanlış karar beni çok korkunç bir sona sürükleyebilirdi. Artık karar günü gelmişti. 

Bu kadar üstünde düşünüp bir de yanlış karar verirsem kendime ömrüm boyunca söveceğimden eminim. Peki ya annemin buraya geldiğinde söyledikleri? Onun dediği beni fazlasıyla geriyor, hangisini kast etti ki? Benim seçmek istediğimi mi öbürünü mü?  Bir Leonard' a bir Nicholas' a baktım. Kulaklarım uğulduyordu.

Tam bu sırada bir aydınlanma yaşadım.

 Aşka ihtiyaç duyduğumdan değildi hoşuma gitmesinin sebebi. Ya da yalnızlık korkusu değildi beni buna iten. İki insanın birbirini anlayıp ortak bir şeyler paylaşmalarından doğan güvendi beni bu kadar etkileyen. Ortaklık ve uyum.. Böyle hissettiğim aralarından sadece bir tanesiydi. 

            "Ben ikinizi de ayrı ayrı sevdim ve ikinizin de kalbini kırmak yapmak isteyeceğim en son şey ama bir seçim yapmazsam ne siz ne de ben hayatımıza devam edebileceğiz. Siz hep burada takılıp kalırsınız şuan cevap vermezseö. Bu yüzden, sizin iyiliğiniz için seçim yapıyorum: Nicholas...



Ben çok üzgünüm fakat Leonard ile daha önce tanıştık ve onu daha önce sevdim. Birbirimize birçok söz verdik,  ben onu seviyorum. Gerçekten çok üzgünüm..."

Ve o tek kişiye annemin uyarısı yüzünden veda ettim.

               "Haklısın Jessica, eğer bir seçim yapmasaydın burada takılıp kalacaktım. Sende takılı kalacaktım... O yüzden artık özgürsün, hayatından tamamen çıkıyorum. Siz ikinize mutluluklar." dedi Nicholas ve çökmüş bir şekilde kapıdan çıktı. 

               "Beni seçeceğini biliyordum! Beni sevdiğini biliyordum." dedi sevinçle Leonard. Onun bu halini görünce gülümsemeden duramadım.

                    "Evet, seni seviyorum Leonard." Yalan...

               "Ben de seni seviyorum Jessica." dedi ve yanaklarımı nazikçe tuttu. İşte o büyülü olduğu söylenen öpücük geliyordu... Gözlerimi kapadım ve Leonard' ın dudaklarını dudaklarımda hissettim. Çok ilginç bir histi. Sıcaktı fakat karnımda kelebekler uçuşmuyordu. Ellerini belime koydu ve beni iyice kendine çekip daha sert öpmeye başladı fakat ben mutlu hissetmiyordum ve karşılık veremiyordum. Bu... Doğru değildi.



Ben yanlış seçimi yapmıştım!

Aşk Randevu VermezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin