Hemşire olmanın zorluğu

1.6K 61 3
                                    

"Teğmen, hemen burdan çıkmamız gerek, siz önden gidin. Kızımı ben getiririm."

Öksürme sesinin ardından,

"Emredersiniz" dedi.

Babam beni kucağına aldı. Tıpkı eski günlerdeki gibi, güvenilir kaslı kollarına daha çok sarıldım. Adeta yılların özemini gideriyordum. Böyle bir durum dışında sarılmayacağımı biliyormuş gibi, babamda bana sıkıca sarılıyor adeta sevgisini, bizleri unutmadığını hissettiriyordu. Yavaş yavaş ilerlemeye koyulduk. Teğmen önden biz babamla arkadan evden çıkabildik.

Çıktığımızda fark ettim ki, o az önceki öfkeli kalabalığın yerini Yunan askerleri almıştı. Bu durum canımı sıktı. Hemen babamın kollarından ayrıldım. Sendeleye sendelete yürümeye çalışarak annemin yanına gitmeye zorladım kendimi. Annem de bana geliyordu zaten. özür dilemelerini dinledim. Sarılmalarına müsade ettim. İçimde korkudan çok üzüntü vardı. Benim milletimden insanlar bana zarar vermek istemişti.
Konuşmamı bekliyor gibiydiler. Lakin ben bu kadar Yunan üniformalı askerin önünde konuşmak istemiyordum.

"Hadi kızım hastaneye gidelim."

"Hayır anne, ben iyiyim."

"Hiç sanmıyorum, hadi güzel kızım..."

"İstemiyorum anne."

Ali Kemal'in
"Tamam anne, zorlama artık kızı" diyerek beni kurtarmasıyla annem ısrarından vazgeçti.

Komutan Vasili araya girerek,

"Albay Cevdet, sizin gibi ailenizin de ehemiyeti için bizin evde kalmasini uygun görüyorum. Siz ne dersiniz bu duruma."

"Ala. Bende size bunu münasip bir dille söylemeyi düşünüyordum."

"O zaman, küçük hanımda iyi olduğuna göre konağimiza gidebiliriz"

Bunu kabul edemezdim. O konakta yaşayacağıma şu alevlerin arasında ölmeyi yeğelerdim. Bir şey bulmalıydım ama ne?

"Ben kendimi pek iyi hissetmiyorum, hem babaanneminde iyi olduğunu düşünmüyorum."

"Tamam kızım. Biz hastaneye gitsek iyi olacak, teklifiniz için teşekkür ederiz kumandan."

"Anne o zaman sen, babaannem ve Hilal'i hastaneye gidin. Ben, babam ve Ali Kemal'le konağa gideriz."

"Kardesiniz bu durumdayken, siz konağa gitmekten soz ediyorsunuz?" dedi ve dumandan etkilenmiş olacak ki öksürmeye başladı.

"Bu olaya sen karışma, teğmen... Ailevi bir konu. Ve sen Yıldız, babam gitmek istiyorsa gidebilir biz de hastaneye gidiyoruz..."

Yine Yıldız'ı tek dizginleyebilen kişi Ali Kemal, iş başındaydı. Abimi çok seviyorum çünkü ne olursa olsun hep yanımızdaydı. Hele ki babam öldükten sonra. İki kızla uğraşmaktan çabuk büyümüş, çocukluğunu yaşayamamıştı.

***

Hastaneye geldiğimizde, bütün yatakların yaralılarla dolu olduğunu gördük. Türk'ü de vardı Yunanı da... Türk olan yaralılara yardım etmeye çalışırken annemin sesini işittim,

"Hilal, seni de yatıralım."

"Hastalar bu haldeyken mi? Onların yaralarının yanında benimki hiç bir şey kalır. Onlara yardım etmeliyiz."

Annemin gözlerinin parladığını gördüm. Gülümsedi ve kafasıyla onayladı. Hemşire kıyafetlerini giyer giymez, Türk olduğunu anladığım insanların yanına yöneldim. Ağır bir durumları yoktu yine de yanlarında olup onlara yardım etmek mutlu hissettiriyordu.

YARIM  (HiLeon)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin