Uzun zamandır yapmak istediğimi yaptım bugün. Ağır ağır yağan kar' ın altında yürüdüm saatlerce. Kulağım da kulaklığım içimde efkârımla. Her soluğum bir bunaltı götürdü sanki içimden. Kar'ın o bembeyaz görüntüsümüydü ferahlık veren yoksa uzun zaman sonra nefes alabiliyor olmak mıydı bilmiyorum.
Geldiğim son noktada kaldırdım başımı gökyüzüne 'hoşgeldin' der gibi huzura, kulağımdaki tınının son bulduğunu fark ettim sonra. Hayranlıkla izledim etrafımda olup bitenleri. Gözlerim kar'a meftun, gördüğü tek şey beyazlık. Devam ettim yürümeye, her adım attığımda ayağımın altında ezilen kar'ın sesini hissettim. Daha da güçlendi adımlarım. Kar değilde efkar dı sanki ezdiğim. Sarhoşlaştı sonra yüreğim yüzümdeki tebessümle yakaladım kendimi. Neyeydi, kimeydi bilmiyorum. Lakin huzurun kokusuydu burnuma gelen. Gitmesini hiç istemedim aslında o kokunun. Bitmesin dedim kendimce ta ki gerçek dünya ya dönmem gerektiğini idrak edene kadar. Sanki kar durmuş her yer kararmışta gece olmuş gibiydi. Hüzün kapladı yine yüreğimi yavaş yavaş. Burnumdan solumaya başladım yine istemesemde...