Havaalanına geldiğimizde kapıda beklerken heyecandan ellerim titriyordu. Ayağımı yere vurup duruyordum. Heyecandan ne yapacağımı şaşırmıştım.
"Şu gelenler mi seninkiler?"
Reha'nın kafasıyla gösterdiği yere baktım. Onlardı. Şuan görünce onları ne kadar özledigimi bir kez daha anladım.
Tam kadro gelmişlerdi. Sağ gözümden bir yaş aktığını hissedince elimin tersiyle sildim. Koray en öndeydi ve yine cool tavrını takınmıştı. Onlar benim olmayan abilerim, kız kardeşlerimdi. Onlar benim her şeyimdi. Birden koşmaya başladım. Zeminin kaygan olması umrumda bile değildi. Koray beni gördüğünde gözlerinde oluşan hüznün yanı sıra kocaman sırıttı. Bavulunu yere indirdi ve kollarını açtı. Gidip okadar sıkı sarıldım ve karşılığınıda okadar sıkı aldım ki..
Rana Koray'ı itip beni karşısına aldı ve onada çok sıkı sarıldım. Sarı saçlarını ne kadar özlemişim..
Sırayla Sefa ve Binay'a da sarıldıktan sonra gözlerimden akan yaşları sildim. Kızlarla yine duygusala bağlayınca Sefa kendine çekip kolunun altına aldı."Başlamayın lütfen burda o sevdiğim kahvecimin olduğunu sanmıyorum. " diyip etrafına bakmaya başladı. Reha olduğu yerden buraya doğru gelmeye başlayınca herkesin gözü ona döndüğünde Reha bana baktı.
"Merhaba gençler" dedi. Rana kolumu sıktı. "Kızım kim bu taş?" Kulağıma fısıldamıştı.
Kocam desem garip kaçar mıydı?
"Anlatıcam" dedim.
Koray ve Sefa anlamaya çalışıyor gibilerdi. "Merhaba" dediler.
"Şimdi siz yorgunsunuzdur. Otele geçelim siz bi işlerinizi felan halledin. Sonra konuşuruz"
Reha'nın dediklerini matematik dersi dinliyor gibi anlamaya çalışıyorlardı.
"Peki" dedi Koray. Diğerleride onu onaylayınca dışarı çıkıp arabaya doğru yürümeye başladık.
"Otelin ismini söyle biz taksiyle gelelim sıkışmayalım şimdi kızlarda senle gelsin. Artık her kimsen"İçi içini yiyordu hepsinin. Bana ve Reha'ya bakışlarından anlıyordum.
Reha cevap vermedi. Bana döndü. Başıyla arabayı işaret etti.
Kızlarıda alıp arabaya gittim. İkisi arkaya binince bende öne geçtim.
Reha gelip arabayı çalıştırdı ve yol boyunca hiç konuşmadan otelin önüne geldik. Büyük pencereli,camlı gri bir oteldi. Arabadan indiğimizde Koray ve Sefa'da taksiden indi.
Hep birlikte içeri geçtik. Reha resepsiyona gitti. Biz beklerken geldi ve dördünede birer anahtar verdi.
"Oda numaraları yazıyor üstlerinde. Siz çıkın isterseniz odalarınıza işlerinizi felan halledin. Bizde burda bekliyelim sizi." Reha başıyla koltukların olduğu kısmı göstermişti.
"İyi. Ben bi duş alıcam bastı beni burası. " Reha'ya garip bir bakış atıp gitti Koray. Diğerleri de peşinden gittiğinde Reha koltuklara doğru yürümeye başladı. Bende peşinden gidip karşısına oturdum. Bakışlarını bana çevirdi."Şu uzun boylu esmer çocuk?"dedi sorar gibi.
"Koray?"
"Her ne boksa. Gıcık oldum hareketlerine, tavrına"
"Nedenki?"
"Nedeni yok. Gıcık oldum işte. İnşallah şansını zorlamaz"
Sert bir bakış atmaya çalışırken kalktı. Beş dakika sonra elinde 2 kahveyle gelmişti. Sağ elindekini bana uzattı. Bana tepeden bakarken bende ona alttan ölümcül bakışlar atıyordum ya da çalışıyordum.
"Alıcak mısın artık?"
Sert bir şekilde aldığımda birkaç damla elime düşüp yakmıştı.
Kahveyi önümde duran sehpaya koyup elimi üflemeye başladım.
Neyseki çok yanmamıştı.
Kahveyi tekrar elime aldım. Reha ayakta yaptıklarımı izliyordu.
"Çok mu sıcak?" Otururken söylediği şeye yüzümü buruşturarak baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR GÖNÜL DAVASI
General FictionMardin'de böyle aşk olur mu ki anne? "mum ışığı gibisin, karanlığı küçücük ışığınla yarıp geçiyorsun ama üflesem söneceksin"