Yeni mi başlıyorsunuz, sona mı geldiniz anlamazsınız bazen. Sorgulamak gerekir ama yapamazsınız. Çıkmaza girmekten korkarsınız, zaten çıkmazda olduğunuzu bilmeden.Karşımda bana sorgulayan bakışlarla bakan adam benim için neydi? Aslında cevabı belliydi ama yeterli değildi.
Reha'nın gelmesi zarfı şuan okumamam gerektiğine işaret olabilir miydi?
"Çantamda buldum ya," dedim elimde ki zarfa bakarken. "Okulla alakalı bir şeydi, anlamadım bende nasıl geldiğini buraya."
Gülümsemeye çalışıp zarfı yanda duran çantama tıktım.
"Peki," dedi inanmamış bir sesle ama üstelemeyeceğini biliyordum.
"Hazırlan hadi," deyip dolabın kapağını açtı. Büyük bir çanta çıkarıp eşyalarını yerleştirmeye başladı.
"Ne kadar kalacağız?" Ben de çantayı çıkarıp dolabın karşısına geçtim.
"2 gün sanırım."
Gözleri benimle dolap arasında gidip gelirken, "orası çok daha soğuk, ona göre al kıyafetleri," dedi.
Böylesi daha kolaydı. Birkaç pantolon ve en kalın kazaklarımı alıp bu olayı hallettim.
"Hazırsan çıkalım?" dedi aynanın önünde saçlarını düzeltirken. Gözlerimiz bir an aynadan buluşunca kaçırma gereksinimi duymuştum.
Montumu alıp bende aynada kendime son kez baktım.
"Hazırım. "
Aşağı inmeye başlayınca Begüm'e mesaj attım.
'Çıkıyoruz canım. '
'Tamam, geliyorum."Dışarı çıktığımızda güneş batmak üzereydi.
Begüm buraya doğru gelirken gülümsedim. O beni es geçerek arka tarafa doğru bakmaya başladı. Yunus'un da geldiğini anladığımda gülümsemem genişledi.
Reha çantalarımızı arka koltuklara koyup Yunus'a döndü.
"Begüm senle gelsin."
Şaşkınlığımı belli etmemeye çalıştım. Resmen Reha bana ayak uydurmaya çalışıyordu.
Yunus ikimize alaycı bakışlar atıp başıyla onayladı.
"Niye sizle gelmiyorum?" diye soran Begüm'e döndüm. Tam cevap verecekken Yunus atladı.
"Sence?" dedi göz kırparak. Begüm yutkundu.
"Peki yol uzun mu?"
"1 saat."
Yunus arabaya binince Begüm bir süre dışarıda dikildi. Korna sesiyle kendine gelip yavaş hareketlerle kapıyı açtı ve içeri girdi. Giderken bana ölümcül bakışlar atmayı da unutmadı tabii.
Ben arkalarından gülerek onları izlerken bileğimden çekilmemle Reha'ya döndüm. Arabaya doğru yürüyordu.
"Reha," dedim masum bir sesle. Bileğimi bırakıp bana döndü.
"Teşekkür ederim."
"Niye?" dedi anlamamış bir ifadeyle.
Arabayı çalıştırmış olan Yunus'u gösterdim. Birkaç saniye yüzüme boş boş bakıp güldü. Sonra da arkasını dönüp arabaya doğru yürümeye başladı yine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR GÖNÜL DAVASI
General FictionMardin'de böyle aşk olur mu ki anne? "mum ışığı gibisin, karanlığı küçücük ışığınla yarıp geçiyorsun ama üflesem söneceksin"