15. bölüm

7K 221 17
                                    

Ufuk Çalışkan - unutmak istiyorum

Tozlu raftan aldım,
Tüm anılarımı, acılarımı
Unutmak istiyorum.

Ne mutlusundur ne mutsuz. Gülmek istersin içinden gelmez, ağlamak istersin yapamazsın. Dönüp baktığında üzülmen için bir sebep göremezsin ama içinde ki duyguya anlam yükleyemezsin bazen. Hayat garip, fazla garip..

Dün başka hiçbir şey konuşmadan diğer eve dönmüştük. Böylesi daha iyi olmuştu. Yunus ve Begüm'ü mutlu görmek beni biraz olsun rahatlatmıştı. Aslında mantıklı düşününce Reha'ya hak veriyordum. Beni kandırmak yerine doğruları söylemesi daha iyidi.

"Bir şey unutmadınız değil mi?"

Yunus'un sesiyle daldığım hayal aleminden çıkıp başımı iki yana salladım. Reha çoktan arabaya binmişti bile. Mesafeli diyemezdim, normaldi. Klasik Reha. Belki de değişiklik bendeydi bilmiyorum.

Reha'yla şarkı seçiminde olan küçük tartışmamız haricinde çok sessiz bir yolculuktan sonra eve gelebilmiştik. Derin bir nefes alıp arabadan inmeden kapıya baktım. Buraya nasıl geldiğim, neler yaşadığım bir bir gözümün önünden geçti. Şuan da o eve girmek istemiyordum. Nedenini bilmediğim bir acı kalbimi yakıyordu. Nefesim daralırken yutkunamadığımı hissettim. Bunun Fırat amcamla ilgisi olduğunu biliyordum ama ne olacağı, o mesajı neden attığı hakkında en ufak bir tahminim bile yoktu.

Ne zaman indiğini farketmediğim Reha dışarıdan öylece bana bakarken hızla kapımı açtım.

"İnmeseydin?"

"Öyle bir seçenek olsaydı," diye mırıldandım. Gerçekten öyle bir seçeneğim olsaydı şuan burda olmak istemezdim.

Birkaç saniye yüzüme tuhaf bir şekilde baktıktan sonra bir şey demeyip içeri girdi. Yunus'la Begüm arkadaydı ve hala gelmediklerini görünce Begüm'e mesaj attım.

"Ben eve geçiyorum, sonrasında detayları istiyorum."

"Tabiki:)"

Demek ki her şey yolundaydı. Yüzümde buruk bir gülümsemeyle içeri girdim. Salonda oturan Songül hanıma selam verip hızla odaya çıktım. Güzel bir duş iyi gelecekti. Daha sonra annemi aramam ve olanları öğrenmem gerekti. Sahi ailem ne yapıyordu?

İçime dolan sıkıntıyı da diğerlerine ekleyip telefonda konuşan Reha'ya bakmadan banyoya girdim. Ruhuma batan cam kırıklarından kurtulmaya çalıştım. Bedenimde görünmeyen ama gittikçe büyüyen yaraya tuttum suyu. Belki biraz iyi olur diye, belki yaralarımın içinde dolanan bıçak biraz durur diye.

Banyodan çıkıp telefonumu aldım. Reha'nın odada olmaması daha iyidi.

Telefon tam kapanacakken annemin sesini duymamla gözlerimi yumdum.

Uzun zaman olmuştu.

"Kızım?"

"Nasılsın anne?" Sesimde özlem yerine sitem vardı.

"İyiyim saol.. Ya sen?"

"Bende iyiyim."

"Kötü bir şey yok değil mi?"

"Aramam için kötü bir şey olması mı gerek anne?"

"Öyle değil kızım, ben demek istedim ki.."

"Fırat amcam mesaj atmış," dedim sözünü bölerek.
"Her şeyi öğrendiğini, buraya geleceğini felan yazmış. Ben hiçbir şey anlamadım."

BİR GÖNÜL DAVASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin