Gökhan Türkmen - Bir kadın tanıdım.
Herkesin hayalleri vardır, gerçekleşmesini istediği, onun için dualar ettiği. Benim hayallerim hiçbir zaman gerçekleşmedi. Hayatta en çok istediğim şey onun yanında olmak, onun yanında kalmaktı. Bir de ondan bir parça. Yiğit. Bunlar zaten hayal olamayacak kadar güzeldi.
Yazlığa olan silahlı saldırıda tabiki İsmet beyin payı vardı. Onun düşmanları, onun alacaklıları..
O günden beri kaybetme korkusuyla yaşadım hep. Ama şükür ki böyle bir şey olmadı. Reha Yunus'la birlikte birkaç günlüğüne şehir dışına çıkmıştı. Ne kadar beni ve bebeğimizi yanlız bırakmak istemesede onu bir şekilde ikna etmiştim. Yine de Begüm ve Dilara'yı bizde kalmaları için göndermişti."Yenge Yiğit ağlıyor." Dilara'nın sesiyle elimdeki telefonu bırakıp hemen odaya koştum. Sadece 2 aylıktı. Çok minikti. Çok masumdu. Huzur kokuyordu, onun gibi.
"Anneciğim buradayım bak korkma gel, gel bebeğim."
Yiğit sustuktan sonra odaya geçip yanıma uzandırdım. Dilara gelip aldığında bana gülmediği kadar güldüğünü farkettim. Baba tarafını daha mı çok seviyordu ne? Kafamdaki bu düşünceye gülümseyip çalan kapıyı açmak için ayaklandım ama benden önce Begüm davrandı.
"Kocasının bitanesi nasıl da özlemişim." Yunus'un sesiydi. Daha evleneli birkaç ay oluyordu. Benim Yiğit'e hamile kalma sürecimden sonra git gellerle fazla yakınlaşmışlardı.
Dilara okulunu bitirip buraya yerleşmişti. Bizde kalması için ne kadar ısrar etsekte kendine işine yakın küçük bir ev tutmuştu. Zaten Çağın'la aralarında bir şeyler vardı. Bir düğün daha sanırım yakında..
"Oğlum nerde benim?" Reha'nın sesi halen daha heycanlanmama sebep olsa da cümlesine göz devirmiştim. Kapının eşiğinde beni görünce yüzüne eklenen sırıtmanın bir aynısı bende vardı.
"Karını sormuyorsun?" dedim sahte bir alınganlıkla.
"Ya sen ben yokken napıyorsun? Bu güzellik ne kızım?" Beni kendine çekip dudaklarıma yapışınca kimse umrumda olmadı. Onu özlüyordum, her dakika yanımda da olsa özlüyordum.
"Abi bak oğlun burada ayıp oluyor aile var," dedi Dilara keyifle.
"Dur kızım ya ben nasıl özlemişim güzelliğimi dur."
Kendimi geri çekip omuz silktim.
"Ben niye özlememişim acaba?" dedim düşünür gibi yaparak."Öpüşün öyle demiyordu bebeğim," deyip göz kırptı ve ceketini koltuğa fırlatıp Yiğit'in yanına gitti. Yiğit babasını götür görmez gülmeye başlayınca kıskandığımı farkettim. Sonra yine bu halime güldüm. İyi ki varlardı. Onlar için her saniye şükrediyordum. İyi ki benimlerdi.
Reha 'agu gugu' yaptıkça Yiğit gülüyordu. Ben bu hallerini sürekli videoya çekiyordum. Geceleri Reha'ya izletip gülmeme bile bir şey demiyordu. Oğlunu çok seviyordu. Oğlumuzu çok seviyordu.
"Biz eve gidelim malum özledik birbirimizi," deyip Begüm'ün elinden çekiştirerek götürdü Yunus. Begüm'ün söylediğini duyabiliyordum. Dilara da onlarla gitmişti. Yiğit yatınca derin bir nefes alıp yatakta uzanan Reha'nın yanına oturdum.
Biraz garip bakıyordu."Erken geldiniz?" dedim sırtımı yatak başlığına dayayıp büyük ellerini küçük ellerimin arasına alırken.
"Bir sorun yok değil mi?"Benim gibi sırtını yatak başlığına yaslayıp bedenini bana çevirdi. Beni tek hamlede kucağına alırken gözlerini gözlerimden ayırmıyordu.
"Sorun bu gelir geçer," dedi buruk gülümsemeyle.
"Bak bana bir söz vereceksin hayatım," deyip yanağımı okşamaya başladı. Nefes bile almadan ağzından çıkacak kelimelere bakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR GÖNÜL DAVASI
General FictionMardin'de böyle aşk olur mu ki anne? "mum ışığı gibisin, karanlığı küçücük ışığınla yarıp geçiyorsun ama üflesem söneceksin"