Kapının tam önünde derin derin nefesler almaya başlamıştım.Tamam sakin olmalıyım,sakin,sakin.
AMA NASIL?
Tam olarak şu an EXO'NUN PROVA YAPTIĞI ODANIN KAPISININ ÖNÜNDEYİM!!
TAMAM SAKİNİM SAKİNİM!
Bir dezavantaj vardı ki odaların hepsi ses yalıtımlıydı.Yani içeri girmeden onların orada olduğunu kanıtlama imkanım yoktu.Ne yapacaktım?Rezil olmak istemiyordum.Ya içerde başka gruplar varsa?Ya kız grupları ordaysa?Yok yok öyle olsaydı Young Jae denen sırıtkan bize söylemez direkt kendi damlardı oraya.Ve bu onun için hiç iyi olmazdı.Düşünsenize:
'Neden Sm şirketinden atıldın?'
'Karı kız peşindeydim anne.'
Bir süre daha kapının önünde kendi kendimi ağaç ettirdim.Belki biri çıkar diye.Ama yok!Hiçkimse çıkmıyordu.Her ne kadar saçma bir şey yaptığımı biliyor olsamda ses yalıtımlı kapıya kulağımı dayadım.En ufak bir ses kırıntısı dahi yoktu.Adamlar işi biliyo-
Aniden açılan kapı odanın ortasına boylu boyunca serilmeme neden olmuştu.Ve sanırım odanın kapısını açan Exo'nun lideri -annesi hihi- Suho'ydu.Suho beni nihayet farkedince yere çömeldi ve"İyi misin?"diye sordu.Sesi telaşlı çıkmıştı,doğru ama ben bile kendim için endişeleniyordum şu an.Çok kötü düşmüştüm ve çenemi yere vurunca dilimi ısırmıştım.
Suho tam dibimdeydi.Tam dibimde!İstesem şu an ona bambuya sarılan bir koala gibi yapışabilirdim.Tabi bu güvenlik gelene kadar sürerdi.Ya da belki de devam ederdi.Malum koala bambuya nasıl yapışır?Çok sıkı değil mi?Yani aşağı zor indiriyorlarsa.Herneyse boşverin ben bile cevabı bilmiyorum.
Ama düşünsenize Sm'den atılmışım.Benim durumum Young Jae'den daha içler acısı olurdu.
'Eve niye erken geldin Sera?'
'Sm'den kovuldum anne.'
'Hii!Ne yaptın kızım sen?'
'Aslında pek bir şey yapmadım anne.Sadece Suho'ya..'
Şimdi sizi düşünmeye davet ediyorum.Erkek peşinden koşan bir kız mı daha çok tepki alır,kız peşinden koşan bir erkek mi?Tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta mı tavuktan?Bence yumurta tavuktan çıkar tavuktan civciv çıka-Kafam karıştı.
"İyi misin?"dedi başka bir ses.Kafamı yerden kaldırdım bütün vücudum yerle bütünleşmişken bu bir hayli zor oluyordu.Gördüğüm kişi az daha tekrar yere yapışmama sebep oluyordu:Petito Ayıcık D.O Kyungsoo.
'Sanırım kalçamı kırdım'gibi soğuk Amerikanvari bir şaka yapabilirdim ama hem popoüstü düşmemiştim-dilimin durumunu düşününce ah keşke öyle olsaydı diyorum- hem de ikisi de endişeli görünüyordu.Benim için.Sera Parker için.Tamam yani havalara girmeme gerek yok çünkü şu an Sera Parker olduğumu bilmiyorlar.Şu an büyük ihtimalle yoğun günlerinin 15-20 dakikasını yok eden bir kızım.
Şu an kaç dakikadır yerdeyimdir?5?6?O zaman hala 10 dakikalarını çalabilirim.Özelliklede D.O Kyungsoo'nun.
"Sorun yok."diyerek nihayet ağzımı oynatabilmiştim.Kyungsoo'nun bana uzattığı eli sıkıca tuttum ve beni kendine doğru çekmesine izin verdim.Evet millet,bu sefer uydurmuyorum.Yani tamam, kendine doğru çekti derken yukarı ayağa kaldırdı demek istemiştim.Aslında istemezdim ama doğrusu ayağa kaldırmaktı.Evet evet tam olarak ayağa kaldırmıştı.
Yine saçmalamanın gözüne vurmuştum.
Hem de Kyungsoo masum gözleriyle bana bakarken.
"Emin misin?"diye sordu arkamızda olduğunu yeni farkettiğim Kris.Sanırım odada sadece üç kişi vardı.Suho,Kris ve Kyungsoo.Hey geri kalan 9 kişi nerede?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
D.O.mestic Diary √
FanfictionSera'nın hikayesi SM şirketine kabul edilmesiyle başladı.Ve eskiden ulaşamayacağı kişi yalnızca bir adım yakınındaydı. @haybinekso ile ortak yapım -2013 Not:Yaoi değildir.