Çok klişe olan ve daha önce de söylediğim bir cümle:Zaman keşke dursa...
Ama maalesef bu seferki sevinçten değil.Yani en azından benimki değil.Cümlemin tamamı şöyle olacak bu yüzden:Zaman dursa ve hatta geriye sarılsa,annem hiç kapıyı açmamış olsa...Hatta D.O yurdundan çıkıp ta buraya gelmemiş olsa...Sanırım her şey daha kolay olurdu.
Ama yine maalesef ki yapacak bir şey yoktu.Keşke demek hiçbir şeyi başa sarmı-yine edebiyatçı yönüm ağır bastı,devam edelim.
Kafamda deli sorular vardı.Mesela annemin D.O ile ne işi olabilirdi?Yoksa kaynanaların gelinlerine yaptığı gibi onu sınavdan sınava mı sokacaktı?Şimdi 'kaynana gelin ne alaka?' dediğinizi duyar gibiyim ama düşünün.
Annem.D.O'ya.Hayran.Diyorum.Annem.D.O.İle.Beni.Yakıştırıyor.Diyorum.Bunu şimdi dedim biliyorum ama daha önce annem böyle bir şey ima etmişti.
Kısacası annem D.O'yu kendi oğlu gibi seviyordu.-Tekrar-Kısacası annemin D.O'ya iş yaptırması olağanüstü bir durum olurdu.
Bu işte bir bit yeniği vardı ama.
"Ah,D.O sen mi geldin?"dedim sanki oraya yeni gelmişim gibi.Ama maalesef yeni gelmemiştim ve az önceki adrenalin patlamasından dolayı bacaklarım titriyordu.
"Merhaba,herkes buradaydı ben de geleyim dedim."diyerek gülümsedi D.O.Yüzüme onunkisi gibi olmasa da bir gülümseme yerleştirdim.
Ama D.O ve annem Krystal'in hala dinlendiği salona geçerken kafamda binbir tilki dönüyordu.
Sen onu benim külahıma anlat petito-cuk.Madem herkes burada,hani Kai nerede?
Ha?Salona onların peşinden girerken Krystal bir elinde telefon hızla salondan fırladı.Bana çarptığı için sendelese de kendini toparlayıp ikinci katın merdivenlerini tırmanmaya başlamıştı bile.
Hız kaybetmeden salona girdim.Koltuklar ıslak olduğu için D.O ile annem puflara oturmuşlardı.
Yeşil puf.. O benimdi!Annem yerine oraya ben oturmalıydım.
Sırf D.O'nun karşısına oturmak için mi öyle diyordum?Tabi ki hayır!
Hayır."Sera?"diye sorar gibi adımı söyledi annem salonda olduğumu farkedince.
"Evet anne-cim?"diyerek ikinci kez zorla gülümsemeye zorladım kendimi.Yüzümdeki gülücük daha çok sırıtma gibi olmuştu.Merakımdan mimiklerimi kontrol edemiyordum.
Annem ona canımlı cicimli hitap etmemden bir şeyler sezinlese de bozuntuya vermedi."Neden diğerleriyle beraber değilsin?Her şey bitti mi?"
Bakın,normal bir anne 'Her şey bitti de biz oturduk mu?' derdi.Cümleyi yarıda kesmezdi yani.Bu da annemin farkı olsa gerek.Kendisi pek temizlik yapmadığı için..
"Hayır,ben de şimdi gidiyordum."dedim ve tekrar salondan çıktım.Annem sağolsun,petito ayıcık bizi izlemesine rağmen dönüpte ona bakamamıştım.Ve..Az önceki konuşma o kadar anlamsızdı ki!Ben niye girmiştim ki oraya?
Harika,bir de bu yaşta hafıza kaybı başladı.Seneye ne yapıyorum?Saçlarda beyazlar falan galiba?
D.O ve annemin ne konuştuğunu dinleyecektim.Bu düşünceyle koridorda salonu gören köşeye kıvrıldım ve içeriyi gözetlemeye başladım.
Hiçbir hareket yoktu.Sadece konuşuyorlardı ve ben onları duyamıyordum.
"Sera?"
Tam arkamdan gelen sesi duymamla irkildim.Hızla arkama baktım ve Tao ile karşılaştım.
Pembe eldivenli bir Tao'yla diyecektim.Karşımdakinin kliplerde tekmeler savuran Kung fu Panda Tao ile pek te ilgisi yoktu da.
"Ne oldu?"diye fısıldadım.Sesim salona gitmesin diye elimden gelen her şeyi yapıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
D.O.mestic Diary √
Hayran KurguSera'nın hikayesi SM şirketine kabul edilmesiyle başladı.Ve eskiden ulaşamayacağı kişi yalnızca bir adım yakınındaydı. @haybinekso ile ortak yapım -2013 Not:Yaoi değildir.