8.Bölüm"Sakın o düğmeye basma!"

6.5K 313 30
                                    

Shin Hye şirketteki işlerini tamamladığında evime gitmiştik.Yani artık eski evim.Annemle babamın evi.Benim değil.Herneyse.

  Annem normalde çok konuşan bir kadın değildir ama Shin Hye'yi sevmiş olmalı ki ilk dakikadan muhabbeti kurmuşlardı.Hem de ne muhabbet!Konu yine benim üzerime kurulmuş olan yarı öven yarı ezen bir konuşmaydı.Yani ezen taraf annemdi tabiki,konu çocukları dahi olsa çok mütevazıdır kendisi.Ama anneminki de biraz mütevaziliğin su katılmış haliydi,yerden yere vurmuştu beni.Düşünüyorum da annemin Sm' şirketine alınma olasılığı aşırı fazla.Belki Shin Hye'nin yanındaki yardımcı eleman olarak...

"Sera düşünmeyi bırakıp tuzu uzatır mısın,yoksa baban sabah eve geldiğinde ondan isteyeyim mi?"

Annem yine konuyu benim yavaşlığıma bağlarken neyse ki Shin Hye odamı görmek istediğini söyleyip yanımızdan ayrılmıştı.Yoksa annemin azarlamalarını dışarıdan duyan biri beni işe almayı bir kez daha düşünürdü.

"Tabi canım." diye homurdanıp tuzu annemin eline verdim.Annem tuzu bir yandan dökerken bir yandan da elinin altından bana bakışlar atıyordu.

"Shin Hye bugün bizde kalacak, neden ona bir yatak hazırlamıyorsun?"

"Kendi yatağımı veririm."dedim hemen."Ben de bir yerde yatarım artık."Sözlerimle ne kadar düşünceli olduğumu adeta haykırıyorum değil mi?Ya da ne kadar tembel olduğumu?Siz bana hangisinin daha iyi uyduğunu biliyorsunuzdur.

"Olmaz öyle şey."dedi annem.Kaşları yine 'Ben sizin babanızım..cık-cık.cık-cık.Ben ne dersem o olur..'şeklinde çatılmıştı.Annem de böyle inanılmaz mimiklidir işte.Suratındaki tek bir hareketten akşam yemeğinde ne yaptığını bile anlayabiliriz.

"O yatak hazırlanacak."

Annemin son sözüne karşılık bayramlık-Annem söz konusu olunca bana her gün bayram- ağzımı açıp isyan edecektim ama Shin Hye içeri girmişti.Masaya tekrar oturunca annemle konuşmaya başladılar.Neyseki bu sefer konu ben değildim.Yani doğrudan konu ben değildim.

"Yarın erkenden yola çıkmalıyız.f(x)'in şirkette provası varmış ve evden erken çıkmaları gerekiyor.Hem senin de yarın şan derslerin başlayacak."

Shin Hye motora bağlayıp annemle konuşmalarını bana özet geçerken yemeğimin yarısında bile değildim.Ayrıca sayelerinde sıkıntıdan da patlıyordum.Ayrıca o kadar saçma şeyler düşünmeye başlamıştım ki... Mesela bu masa örtüsü neden bugün daha beyaz?Annem hangi çamaşır suyunu kullanıyor?Sonra D.O'nun telefonunu ne yapmalıyım?

   Tabi ya...D.O'nun telefonunu ne yapmalıyım?Aslında karıştırmayı deli gibi istiyordum ama bir şeyler sürekli beni engelliyordu.Ya telefonundan Amanda'nın fotoğrafı çıkarsa?Ya ben bunu görüp kendimi en yakındaki pencereden aşağı atarsam?

Ve tabi D.O vardı.Onun bana'sana güveniyorum Sera' demesi vardı.Sonra benim ona'Telefonun güvende'demem vardı...

"Sera?İyi misin?"

Annemin sesi beni nazikçe uyarırken düşüncelerimden sıyrılıp kafamı yukarı kaldırdım.Ne yazık ki annemin gözleri ses tonuyla aynı şeyi ima etmiyordu.

Yakarım,keserim.Kadın iki saattir konuşuyor,sen nerelere dalıyorsun?

"Ah,evet eşyalarım hazır,erkenden çıkalım yarın."diye en son duyduğum şeyi kendime şeker kız Candy ses tonuyla uyarladım.

Annem ucuz atlattın bakışını atarken-bugün ne kadar çok mimiklerini konuşturuyordu.- Shin Hye sevinçle-benden de heyecanlı.- ellerini çırpıp "Harika!"dedi.

Ama benim aklıma takılan şeyler vardı.Madem f(x) ile kalacaktım, o zaman neden onlarla dans provası da yapmayayım? Yani ne gerek var Taemin'e? Hayır yani,bunu beni sürekli eze eze çalıştırdığı için ya da Kai dans ederken odaklanamadığım için söylemiyorum tabi ki ! Sadece kırk yılda bir Taemin'i düşüneyim dedim,yazık ona da.Bana abilik yaparken kendini paralıyor.Zaten Kai de hiç olmayan kardeşim, iki kere yazık!

D.O.mestic Diary √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin