6

184 120 13
                                    

Kendimi toparlamaya çalışarak en yakındaki sandalyeye oturdum. Son iki haftadır hayatımda çok garip olaylar oluyordu ama bu son yaşadığım beni daha da ürkütmüştü. Adam her kimse belli ki beni tanıyordu ve engelleyemediğim iç güdüm bu adamın hiç tekin biri olmadığını söylüyordu. 

Artık benimde etrafımda dönen bu dönme dolabın bir bölgesine oturmam gerekiyordu. Olaylara dahil olmamın çoktan zamanı gelmişti. Kafam hiç olmadığı kadar az çalışıyordu. Bir an önce kendimi toparlamam ve hamleler yapmam gerekiyordu. Yoksa hayatımın kontrolü başkalarının eline geçmeye başlayacaktı.

Bir süre sonra kendimi toplamış olarak ayağa kalktım. Aklıma gelen şey ile bir ipucu bulabilirdim. Hemen hastanenin güvenlik görevlisini buldum ve iki hafta boyunca güvenlik kamerasının kaydettiği tüm görüntüleri incelemem gerektiğini söyledim. 

Bir saat sonra güvenlik kamerası görüntüleri iki hafta öncesinin tarihini göstererek bilgisayar ekranımda belirmeye başladı. Bu tarih, benim arabamda kutuyu bulduğum tarihti. Tekrar güvenlik görevlisini arayarak bir gün öncesinden başlamasını söyledim. Çünkü o gizemli notu kutuyu bulmamdan bir gün önce almıştım.

Biraz bekledikten sonra ekrandaki görüntüler geri akmaya başladı. Bu tarih ise tam o günü gösteriyordu. 

3 Mart 2015

Ekranda yüzlerce insan vardı. Sonuçta burası bir hastaneydi benim yaptığım samanlıkta iğne aramaktı. Ama ben o iğneyi o samanlıktan çıkarmak zorundaydım.

Yavaş yavaş görüntüler akmaya devam ediyordu ki çıkan bir görüntü o iğneyi bulacağıma dair içimde bir şeylerin filizlenmesine sebep olmuştu. Ekranda görünen yüz bana o notu veren çocuktu. En fazla yirmi beş yaşında olmalıydı. Kumral tenli saçları bir erkeğe göre oldukça uzundu. Üzerinde siyah bir kot ve deri bir ceket vardı. Elleri cebinde gayet kuul bir imaj sergiliyordu. Acil servise girmesine rağmen hastaya benzer bir hali yoktu. Bir de hareketleri sanki birini arar gibiydi. Sürekli etrafına bakınıyordu. Hatta soru sorup yardım etmek isteyen hemşireleri bile geri çevirmişti.

Ekranı biraz dondurup yüzünü iyice inceledim. Yüzüne göre büyük bir burnu vardı. Sakalları yüzünü kapatacak bir şekilde uzundu. Aklıma bu sakalların bilerek uzatılmış olma olasılığı geliyordu. Çünkü sakalsız halini tanıyabilir miyim bilmiyordum. Şuan tanımamın sebebi o gün gördüğüm görüntünün aynısının karşımda olmasıydı.

Ekranı tekrar oynattığımda bir kaç saniye sonra görüntüye bende takıldım. Ve çocuk beni görür görmez giriş kapısının arkasına geçti. Görüş alanımda değildi. Zaten olsa da o an birini fark edecek durumda değil gibi görünüyordum. O gün gerçekleşen trafik kazası yüzünden de acil servis oldukça yoğundu ve hastadan hastaya geçiyordum. 

Bir kaç dakika sonra yavaşça ve kimsenin dikkatini çekmeyecek bir şekilde kapıdan çıkıp gitti.

Bende tekrar güvenlik görevlisini arayarak bahçe kamerasının görüntülerini istedim. O da ekranıma hem ön bahçenin hem arka bahçenin görüntülerini yolladı. Teşekkür edip telefonu kapattım ve yeniden görüntülere döndüm.

Görüntülerde beni arayan çocuk önce ön bahçede belirdi. Sonra arka bahçeye geçip sigara içmeye başladı. Hareketleriyle sıradan birine benziyordu. Sonuçta burası bir hastaneydi. Hastane bahçesinde sigara içen insan kimin dikkatini çekerdi ki. Ama artık ben biliyordum ki bu çocuk bu hareketleri bilerek yapıyordu.

Sonra görüntüleri biraz ileri aldım. Saat o gün çıktığım saate yaklaşmıştı. Çocuk görüntülerde hala biraz ön bahçede biraz arka bahçede takılıyordu. Sonra elini cebine götürüp telefonunu çıkardı ve konuşmaya başladı. Ve o an adımları birden arka bahçeye doğru hızlandı. Bende hemen aynı saatte arka bahçenin görüntülerine geçtim ve gördüğüm görüntü karşısında elim bir an farenin üzerinde dondu. 

TILSIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin