Gözlerimi araladım. Nasıl ya? Asfaltta mıyım ben? En son yürüyordum. Bayılmış olmalıyım. Hava hala karanlık. Demek ki kimse beni bulmamış. Aslında baya rahatlatıcı. Yavaşça ayağa kalktım. Baş dönmem arttı. Etrafta oturacak yer aradım, yoktu. Tekrar yere çöktüm. Biraz nefes alıp. Tekrar yürümeye başladım. Elbet tanıdığım, yardım bulabileceğim bir yere ulaşacaktım. Hafif üşümeye başladım. Taytımı nasıl çıkarıp attım hala aklım ermiyor. Kafam o kadar bulanık ki. Elimi ceplerime attığımda bir not buldum. 'Şanslısın ki seni koruyacak biri vardı prenses. Yoksa bu mahallede ve üstündeki mini elbiseyle baygın halde kendini koruyamazdın.' Bu da neyin nesiydi şimdi? Prenses mi? Çok saçma ve gülünç. Niye biri bana prenses desin ki?
Uzaklarda tanıdık imgeler belirmeye başladı. Sonunda bir yerlere varabilmiştim. Bi anlık sıkıntıyla kendimi ne hallere sokmuştum. Kendime kızarken biri kolumdan yakaladı. Çığlığı bastım tabi doğal olarak. Ama yüzünü gördüğüm an çığlık boğazımda kaldı. O yeşil gözler bana alayla bakıyorlardı. Simsiyah saçları yağmurdan dolayı ıslanmıştı ama ona rağmen çok güzel gözüküyordu. 'Notumu buldun mu PRENSES?' Dudaklarından kelimeler dökülürken zar zor dinleyebildim. 'Evet?' Ağzımdan soruymuşçasına çıkmıştı. bir kaç saniyede kendimi toplayıp kolumu elinden çektim. 'Ayrıca kimsin sen? Prenses de nereden çıktı? Tanımıyorum seni git başımdan.' Dümdüz ilerlemeye devam ettim. Git başımdan demiştim. Aslında onu kastetmemiştim halbuki. Onu tanımak istiyordum ama o sadece arkamdan 'Sen nasıl istersen meleğim.' dedi. Bu lakaplar da neyin nesiydi? Ah adımı bilmiyordu ki ne desindi. Arkama yavaşça döndüm ama gitmişti.
Yurda döndüğümde iyi bir azar yedim. Onlar benden sorumluydu, nerelerde sürttüğümü bilmek istiyorlardı. Ama ben onlara hiçbir şey anlatmadım. Hem ne diyecektim ki? 'Ya, ben sinirlendim kayboldum bayıldım ve sonra yabancı bir adamla tanıştım.' mı diyecektim. Beni öldürürlerdi. benimle işleri bitince odama çıktım. Çok yorgundum uyumak istiyordum ayrıca pistim. Bembeyaz çarşaflarıma yatmadan önce iyice temizlenmeliydim. Saate baktım sabah dördü biraz geçiyordu. Duşu bu saatte kullanmam yasaktı ama umursamadım. Sıcak su üzerimden akıp gidiyordu. Sinirlerimi yatıştırıyor, gerginliğimi azaltıyordu. Uzun bir süre duşta kaldıktan sonra çıktığımda kıyafetlerimi bıraktğım yerde bulamadım. Hadi ama şimdi eşek şakasının zamanı değildi. Kim bilir hangi gerizekalı aldı. Lavabonun kenarında bulduğum pis bir havluya sarındım. Bedenimi yeterince kapattığına karar verip çıktım.
Nutkum tutuldu. Yine karşimdaydı. Bu sefer pis bir sırıtışla beni inceliyordu. Her ne kadar kontrolü elden bırakmanın eşiğine gelsemde kendimi durdurdum. 'Her yerde karşıma çıkıyorsun ha? Beni takip etmeyi bırakmanı isteyeceğim. Bide yolumdan çekilirsen?' Ona doğru yürüdüm ve çekilmesini bekledim. Nafile. Gülümsemesi daha da yayılarak konuşmaya başladı. 'Bir kaç kere karşılaştık diye bana karşı önyargılı olman beni ne kadar üzdü bilemezsin. Ama kendi kendine yanlış tahminlerde bulunmuşsun. Ben burda yaşıyorum güzelim.'

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Deneyimler
RomanceDaha önce okul hayatı yaşamamış her şeyi yeni yeni öğrenen bir kız ve herkesçe bilinen, tanınan biraz da çapkın bir çocuğun hikayesi.