14. Bölüm

972 29 3
                                    

"Abla bana bi tost atsana." 

Tostumu alıp kantindeki masalardan birine oturdum. Yemekhanede yeni bir politika izleniyordu. Haftanın beş günü sebze çıkartıyorlardı ve yurtta kalan herkes kantine hücum ediyordu. Tabi aralarında Nergis'le Kıvanç da vardı. Onlar da kantinden birer hamburger alınca benim oturduğum masaya doğru gelmeye başladılar.

Onlar gelirken Eda masaya atladı resmen. Sırıtmasından dün geceyi anlatacağını anlayınca gözlerim doldu bir an. Başımı öne eğip görmemesini sağladım. 

"Beren dün neler oldu inanamazsın. Hani sen benle Oktay'ı tanıştırmıştın ya. O günden sonra hiç konuşmamıştık biz ama sonra dün yanıma geldi. Biraz lafladık falan işte. Sonrası da şey işte." 

Şeymiş. Göstereceğim ben sana şeyi. Madem utanacaksın yapma arkadaşım. Ben ne yaptım da böyle ieylerle karşılaşıyorum acaba ya.

"Ya işte sonra da şey oldu. Uf anladın sanırım."

Kıvranıyor önümde. Fakat o yüzündeki sırıtış kıvranmasını umursamamı sağlıyor. Bana bunları anlatmaması gerek cidden. Sinirlerim tavan yaptı. Gözlerimden yaşlar akmak üzereyken Eda'nın zırvalamalarını bölen arkadaşlarıma minnetle bakıyorum.

"Naber bebek?" 

"İyiyim Kıvanç gelin oturun hadi. Bak Eda bunlar Nergis'le Kıvanç ikizler. Gerisini Nergis seve seve anlatır diye düşünüyorum." 

"Ahahaha bak bu konuda haklısın şekerim gel Eda'cım seve seve sana hakkımızda her şeyi anlatabilirim. İlk olarak bilmen gereken en önemli şey konuşmayı çok severim. Neyse..."

Nergis Eda'yı meşgul tutarken biz de Kıvanç'la laflamaya başladık. O bana okula yeni gelen kızdan bahsederken ben de onu dinliyor gibi yapıyordum.

"Ama Beren yok böyle bir şey. Nasıl görmedin taş gibi kızı hala anlayamadım ya neyse."

"Ben her dakka kızlara mı bakacağım acaba Kıvanç bunun hakkında konuşur mu diye?" 

"Tabi bakacaksın kızım. Ben senin için bakıyorum yakışıklı erkek var mı Beren'imin güzelliğini kaldırabilecek var mı diye."

"Ayyy Kıvanç! Çok tatlısın yaaa. Yeriim! Ayrıca bakma boşuna yok öyle bir insan doğmadı daha." 

Ben göz kırpınca Kıvanç kahkaha atmaya başladı. Ben de ona eşlik edince Nergis konuşmasını kesip bizi süzmeye başladı. Eda da ona katılınca susup ben de onlara bakmaya başladım. Gözlerim Eda'nın gözleriyle birleşince gerildim. Aklıma dün gece geldi. Gözlerim tekrardan doldu. Kıvanç bana endişeyle bakıyordu. Nergis ise merakla bakıyordu. Oktay bana bunu nasıl yaptı ya? Daha doğrusu ben onun için hala nasıl üzülebiliyorum? O hiçbir zaman benğim olmadı ki. Ayrıca ben biliyordum zaten beni umursamadığını. Niye böyle bir şey olunca sinirlerim bu kadar alt üst oldu? Belki de Eda'yla olduğu içindir. Tanımadığım başka bir sürtükle olsaydı bu kadar acıtmazdı belki de.

Gözlerimen yaşlar akmaya başlayınca Nergis hemen beni kolumdan tutup tuvalete soktu. Dün gece ona her şeyi anlatmıştım. Beni oradan götürmesi iyi olmuştu. Sessiz kalıp benim içimi dökmemi bekliyordu. Ben ise ağlamak yerine hemen gözlerimi silip yüzüme soğuk su serptim. Bu kadar süre Nergis'in susabilmesine şaşırmıştım.

Biz tekrar masaya dönünce Eda'ya toz alerjim olduğuyla ilgili saçmalayıp sorularını geçiştirmiştim. O da geçiştirdiğimi anlayınca biraz gücendi galiba çekti gitti. Kıvanç da yine yeni gelen kızla ilgili bir şeyler geveleyip kalktı masadan. Nergis de şu konuşmama olayına bir son verip bana yeni aldığı ayakkabıyla ilgili bir şeyler anlatmaya başladı. Dinlemiyordum ama bu onun için farketmezdi galiba. 

Birden susunca ona ne oldu der gibi baktım. 

"Sağ çaprazında çok yakışıklı bir çocuk var Beren ve sana bakıyor. Oha Bereeen görmen gerek. Hii! Şimdi de buraya geliyor. Senle konuşacak galiba. Beren var ya çok şanslısın inanamıyorum yaa!

Masadan bir sandalye çekilince Eda kendini zar zor susturdu. 

"Papatyam naber?" Hayır hayır. Sinirlerime ve gözyaşlarıma hakim olmam gerek. Evet evet. Bunu yapabilirim. 

"Sen nasıl bir insansın ya? Dün gece Eda'yla çok eğlenmişsin bakıyorum. Bir daha benle konuşma. Bir daha bana papatya falan deme." Ups! pek beklediğim gib olmadı. 

"Ooo kıskanmışız. Merak etme sevgilim sen ondan daha özelsin." Salağa bak ya. Bir de dalga geçiyor benle. Şu aptal sırıtışı yüzünden silmek istiyoruum! Gerizekalı hayvan! Beni nasıl üzdüğünün farkında bile değil.

"Manyak mısın sen? Dalga mı geçiyorsun benle? Boşuna geçme kıskandığım falan yok. Onu anca rüyanda görürsün sen. Ben sadece arkadaşımı düşünüyorum." Yaa evet Beren sadece arkadaşını düşünüyorsun. Yer mi bunu o sence?

"Anca rüyamda mı görürüm? O zaman şu an uyuyor olmalıyım." Sözlerimden hiç etkilenmiyor hayvan. Bağırdım sinirimi attım da üzüntü mü ne yapacağım? Gözlerimden yaşlar süzülürken Oktay'ın sırıtan ifadesinin yerini başka bir şey aldı. Vay be endişe miydi o? Yok canım bu öküz ağlamamdan etkilenemez ki. Duygusuz bu odun! Anca alay eder bu.

Nergis tam bana doğru uzanacakken Oktay ona bana bırak bakışından attı. Bana yavaşça yaklaşıp başparmağıyla gözyaşımı sildi. Yüzümü ellerinin arasına alıp gözlerime bakmaya başladı. Yüzünü yüzüme yaklaştırdıkça kalp atışlarım hızlanmaya başladı. Gözlerimden yaşlar akmıyordu artık. Bakışları iyice derinleşmişti. Gözleri gözlerimden kayıp dudaklarımı bulunca beni öpeceğini anladım. Dudaklarım hafifçe aralanınca daha fazla beklemeden dudaklarıyla dudaklarımı örttü. Dudaklarım alev almıştı sanki. Öylece sonsuza kadar kalablirmişim gibi hissediyordum. Tabi bende şans nerede? Arkadan gelen bir cırlamayla birbirimizden ayrıldık. Eda'dan şaşırma ve kızgınlık arası bir nida yükselmişti. Benim hayatım niye sessiz sedasız mutlu bir şekilde ilerlemiyor acaba? 

Yeni DeneyimlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin