“Kızım ne diye oyalıyorsun beni?” Eda yine mızıldanmaya başlamıştı.
“Biraz daha bekle dur ya çok güzel şeyler olacak.” Arkadaşıma baktım gözleri bağlıydı ve heyecanlı olduğu belliydi. Onu sonunda istediği şeye ulaştıracaktım. Arkadaşıma iyilik yapıyordum ve kötü hissediyordum. Bu daha da moralimi bozdu ama Eda kafayı yiyecekti. Hatta şimdiden yedi galiba.
“Bak Beren var ya şaka falan hazırladıysan seni parçalarım.” Kahkaha atmaya başladım. Tam o sırada Oktay’ı gördüm bizi daha görmemişti. Eda’nın gözlerini açtım.
“Eda çıldırma, sakin davran ve sürprizima bak.” Gözlerini bir açtı ve kıpkırmızı oldu. Bana baktı minnettar bir gülüş çaktı ve sakin olmaya çalıştı. Tabi pek beceremiyordu. Oktay sonunda bizi gördü. Anında sırıtmaya başladı. Ama bu sefer bu sırıtış benim içimi ısıtmadı sinir olmama neden oldu. Tabi bunu kimseye çaktırmadım. Yanımıza ulaştığında bir şey demesine izin vermeden konuşmaya başladım.
“Merhaba Oktay. Geldiğin için ne kadar memnun olduk bilemezsin. Tabi burda daha çok Eda adına konuşuyorum.” Nefes almak için durduğumda Oktay alay eder gibi baktı ve araya girdi.
“Emin misin papatyam? Ben pek inanmadım da.” Biraz kızardım ve Eda’ya baktım o da şaşırmış gözüküyordu. Ben de sanki ne söylediğinden haberim yokmuş gibi omuz silktim. Oktay’a tekrar dönünce bana bakıp göz kırptı. Sinirlendim. Buz gibi bir bakış attım. Bu sefer Oktay daha çok eğlendi gülümsemesi iyice yayıldı. Daha fazla Eda’yı bekletmemeye karar verip olaya girdim.
“Aslında bayaa eminim. Buraya seni Eda’yla tanışman için çağırdım. Benim en yakın arkadaşım. Hem hazır üçümüzde boşken birlikte bir şeyler içeriz diye düşünmüştüm.” Biraz hızlı konuşmuştum. Moralimin bozuk olduğunu çaktırmamak için inadına sırıttım. Oktay bana uzun uzun baktı ve pek önemsemeden Eda’ya baktı. Çekici bir gülümseme attı. Hafifçe eğilip yanağından öptü.
“Ben Oktay. Tanıştığıma çok memnun oldum. Ayrıca seninle bir şeyler içmekten de zevk duyarım.” Hadi canım resmen oyun oynuyor. Peki madem öyle istiyor. Umrumda değil ben de oyununa devam edebilirim. Eda taş gibi kalakalmışken telefonum çalıyor gibi yapıp hemen kulağıma götürdüm.
“Alo. Aaa merhaba beni aramana çok sevindim. Gerçekten mi burda mısın? Çok isterim tabi ki arkadaşlarımın bana izin vereceğine eminim sonuçta en sevdiğim adam taa buralara beni görmeye gelmiş dimi? Tamam yarım saate oradayım. Öptüm.” Resmen kendi kendime diyalog kurmuştum. Saçmalamaya başladım biliyorum ama bunu o istedi. Oktay soran bakışlarla bakıyordu ben de sanki çok mutlu olmuşum gibi gülümsüyordum.
“Çocuklar çok özür dilerim ama ben gelemeyeceğim. Çok önemli bir şey oldu ve gitmem gerek. Üzgünüm ama siz zaten çok iyi anlaştınız bile.” Biraz duraksadım. Eda mutlu olmuştu ama Oktay’ın ifadesi bir an değişmişti sanki ama bir saniye geçmeden hemen geri sırıtışını yerleştirdi yüzüne.
“Haklısın gerçekten çok iyi anlaşacağız gibi duruyor.” Gözlerimi kısıp ifademi değiştirdim. Manalı manalı bakıp iyi eğlenceler diledim. Tabi Oktay altta kalır mı?
“Eğleneceğiz zaten sen bizi merak etme kendi eğlencene bak.” Sahte bir gülücük yollayıp. Eda’ya döndüm. Oktay görmeden göz kırptım ve hadi gidin anlamında kafamı salladım.
Arkalarından üzgün üzgün bakarken onlar yokken ne yapacağımı düşünüyordum. Belki de Oktay’ın dediği gibi kendi eğlenceme bakmalıydım. Biraz kafa dağıtmanın iyi geleceğini düşündüm ve koşturarak odama çıktım. Deri bir şortla askılı şık bir bluz giydim. Yüksek bir topukluyla kombinimi tamamlayınca yurttan çıkış için izin aldım. Hava kararıncaya kadar alışveriş merkezlerini gezdim. Amacım bir şeyler almak değildi ama görünce dayanamayıp birkaç bir şey aldım. Hava kararınca bir taksiye atlayıp geçenlerde kantinde bahsedilen popüler bir mekana gitmeye karar verdim.
Taksi durunca ortalıkta hiçbir şey olmadığını farkettim tam şoföre soracakken aşağı doğru inen merdivenleri gördüm. Işıklı küçük bir tabelası vardı. Pek bana uygun bir yer olmadığını düşünmeye başlamışken şüpheleri kafamdan silip taksiden indim. Kararlılıkla kapıdan içeri girdim. Girdiğim gibi kalakaldım. Önümde iki tane adam belirdi. Güvenlik olduklarını düşünerek biraz korktum. Tahmin ettiğim gibi güvenlik çıktılar. Yaşımı sordular on dokuz dedim. Yalan söyledim. Uzun uzun bana bakıp birbirlerine sırıttılar. İyice geri dönmeye karar vermişken geçiş izni verdiler. Ürkekçe içeri geçtim.
Hem sağır hem kör oldum galiba. Bu ne ışık bu ne ses arkadaş? Nereye geldim ben ya? Her yerde insan var. Tıkış tıkış sanki. Dans edenler mi içenler mi ararsın? Ne ararsan var burada. Yavaşça bar sandalyelerinden birine oturdum ve buraya çok iğreti durduğumu düşündüm. Oktay gıcığını hatırlayınca bir cesaret geldi ve ortama alışıp eğlenmek için kendimi bırakmam gerektiğine karar verdim. İçki alıp hızlıca içmeye başladım. Ben hayatında ağzına içki sürmemiş insan neler yapıyordum böyle? Sonradan değmiyeceğini bile bile arka arkaya bir sürü içtim. Kendimi özgür hissetmeye başlayınca bıraktım. Hemen kalkıp dans etmeye başladım. Yetmedi masalardan birine çıktım. Deli gibi dans ediyordum. Sonra bir elin beni masadan çektiğini farkettim. Yakışıklı sayılabilecek bir adam beni kendisine yaklaştırıyordu. Kafam yerinde değildi. Ne olduğunun farkında değildim. Beni çekiştirmeye başladı. Sesler azalıyordu git gide. Kulüpten çıktığımızı sonradan anladım. Sessiz bir yere geldik. Bir sokaktı galiba. Her şey bulanıktı. Beni duvara yasladı. Bir şeyler mırıldanıyordu ama sesi boğuk geliyordu. Hiçbir şeye odaklanamıyordum. Üstüme eğilmeye başladı. İtiraz etmedim çünkü ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum. Birden adamın yüzüne bir şey geldi. Yerdeydi. Kan görüyordum. Ayakta zar zor duruyordum. Adama ne olduğunu anlayamamıştım. Etrafa bakınınca birini daha gördüm. Yerdeki adama eğilip daha çok vurmaya başladı. Sonra beni kucağına aldı. İyi olup olmadığımı sordu. Sesi sıcacıktı. Gözlerimi kapadım. Kendimden geçmişim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Deneyimler
RomanceDaha önce okul hayatı yaşamamış her şeyi yeni yeni öğrenen bir kız ve herkesçe bilinen, tanınan biraz da çapkın bir çocuğun hikayesi.