□BÖLÜM 33□

98 20 12
                                    

Niye Ahsen ile Kaya ayrıldı diye bana özelden söven iki okuruma gitsin bu bölüm 😂 Multimediadaki şarkı çoooook hoş. Lütfen dinleyin. Ha birde multide Kaya var 😍 İyi okumalar 😇😇

...

Emre'nin Ağzından
Tam 2 saatten beri yoğun bakıma alınmış olan kiremit in başında nöbet tutuyordum. Kesin Kaya piçi birşey yapmıştı, en son onunlaydı. Bu panik atak krizi daha ağır geçmişti diğerlerine göre. Küçükken geçirdiği kalp yetmezliği yüzünden çok hassastı. Benim kızıma bir zarar gelsin kimse alamazdı Kayayı elimden. Evet rahatça kızım diyebilirdim. Ben ona bebekliğinden beri hem baba hem abi hemde arkadaş oldum.

Benim ellerimde büyüdü. Onun sorumluluğu bendeydi. Ailelerimiz siktir olup gitti ve biz birbirimize aile olmayı öğrendik dört arkadaş. Koray ilk başta hiç sevmedi Ahseni. 5 yaşındayken bile hiç haz etmezmiş. Büşra ise Koray ile yakındı o zamanlar. Ahsen çocukluktan beri çok farklıydı. Yalnız kalmaktan haz duyardı. Diğer çocuklar oyun oynarken o ya uyurdu yada kendi kendine ağlardı. Her akşam babasını ve annesini özlediği için zırlardı başımda. Bende özlüyordum ailemi, o kadar küçük yaşta zordu bakıcılarla büyümek. Annelerimiz ayda bir arasada babalarımız kimdi onu bile bilmeden büyüdük. Sonra biz 6 yaşındayken bir akşam yine Ahsen bana sarılıp ağlıyordu. O gün fısıldamıştı kulağıma 'Emre, benim babam olur musun bundan sonra?' diye. Bense 'Sen bana annelik yapıyorsun ya, ben neden sana babalık yapmayayım?' demiştim.

Ben onsuz bir hiçtim. Benim tek ailem oydu. Ondan başka kimsem yoktu ki. Halada öyle. Onun bir saç teline zarar vereni dünyadan silerim.

Baktım Ahsen hala yoğun bakımda, odayada almıyorlar, şu Kayanın hesabını alayım diye düşündüm. Sonra yere oturup duvara dayanmış uyuklayan Umut, Gizem, Koray ve Büşrayı gördüm. Serkan ve Selin bu aralar ortalıkta yoktu. Yavaşça Büşranın yanına gittim. Bir kolumu bacaklarının diğer kolumuda boynunun altına koyup kucağıma aldım. Ahsen daha zayıftı Büşradan. Yavaş adımlarla Büşrayı hastahane koltuklarının üstüne yatırdım. Yerde üşütebilirdi. Sonra hızlı adımlarla arabama bindim.

Nasıl bir sinir ve hızla sürdüysem şuanda Kayaların evinin önündeydim. Hızlı hareketlerle arabadan inip eve ilerledim. Işıklar yanıyordu. Kapıyı yumruklamaya başladım. Şimdi sıçtım ağzına Kaya.

Kapının açılmasıyla içeri daldım. Kapıyı Onur açmıştı. Salondada Kayanın diğer ev arkadaşı Mete oturuyordu. Gözlerimle etrafı taradım ama Kayayı ortalıklarda göremedim. Onur mırıldandı. "Valla Kayaya bakıyorsan hiç zaman kaybetme. Bodrum kattaki spor odasında. Yaklaşık 2 saattir çıkmıyor ve kapıyıda açmıyor. Çok denedik. Kaya nın kaç senelik arkadaşıyım onu ilk defa böyle görüyorum. Kum torbası yumruklamaktan elleri morardı artık. Ahsen yenge ile ayrılmışlar gailba. Bir olay olmuş eve geldi, kimsenin suratına bakmadı."

Tehditkar ve yüksek ses tonumla karşılık verdim. "Eğer benim kızıma bir şey olursa... Hiç acımam onun azraili olurum. Sizde şaitsiniz." Onur lafımı yarıda kesip sordu "Yengeme ne oldu ki? Yani eski yengeme. Barışıcaklarına eminim ben yenge demeye devam edicem. Ne oldu ona?" Sesli bir şekilde nefes verip cevap verdim "Yoğun bakımda şuan. Kalp yetmezliği geçirdi eskiden. Ağır geliyor böyle şeyler ona. 2 saattir orada. Siz gelecekseniz Kayayı sakın getirmeyin yoksa elimden bir kaza çıkar bu sinirle. Hisar Hastanesi oda 8."

Bir hışımla evden çıktım. Demek Kayada bu kadar kötü durumdaydı ha? Ne olduğunu çok merak etmiştim. Arkamdan gelen Mete ve Onurun konuşmalarına kulak misafiri oldum. Mete soruyordu "Ahsen yengeyi daha önce bir kez gördüm oda onların evindeki partideydi. Hani şu kızın başına içki döktüğü gece. Ben o kızdan korkuyorum gailba lan.. Birşey yapar mı bana?"

Mete bize veya Onura benzemiyordu. Boyu biraz daha kısaydı ve gözlüklüydü. Sorduğu soru sırıtmama neden olurken sorusuna ben cevap verdim. "Onu ben yetiştirdim. Adam dövmeyi, silah kullanmayı ben öğrettim. Benden korkmadıysan ondan hiç korkmazssın. Gerçi benden daha iyi bıçak kullanıyor ama.." Mete ise cevap verdi "Kim söyedi senden korkmadığımı?" Bendende korkuyordu demek gerizekalı. Kafamı yana atıp sırıttım ve bir teklifte bulundum "Ben götürürüm sizi atlayın." Onur sırıtarak "Saol Emre." dedi. Sonuçta bu olayda onların bir suçu yoktu. Tek sorumlu Kaya idi. Belkide Ahsenin suçu da olabilirdi. Ara sıra fazla alıngan ve ısrarcı olabiliyordu. Olayı bilmediğim için yorum yapamazdım. Arabaya binerken Metenin fısıldamasını duydum. "Olum Emre Abi falan de. Şimdi Emre dedin diye sorun çıkmasın."

Bu çocuk harbi harbi koruyordu bizim çeteden. Onur Metenin kafasına vurup "Mete bin şu arabaya beni daha fazla sinir etme. Olum yaşıtız lan yaşıt. Kim sikti senin beyini?"dedi. Benimse sırıtışım aklıma gelen piç fikir ile gülümsemeye dönüştü. Ahsen iyileşince şu Meteyi korkutacaktım biraz.

Hastaneye vardığımızda hastahanenin önünde ağlayan Gizemi ve onu sakinleştirmeye çalışan Umutu gördüm. Kesin birşey olmuştu. Arabadan indiğim gibi anahtarı Onura atıp "Kilitle!" diye seslendim. Direk Gizemin yanına koşup bağırdım "Ne oldu?!" O ise gözyaşlarında boğulurken "O benim hayatım boyunca edindiğim tek arkadaşım, onu kaybedemem anladın mı?!" diye bağırmakla yetindi ve kendini Umutun kollarına bıraktı. Bir panik atak krizi daha..

Hemen içeriye koştum. Ahsenin kapısının önünde zırlayan Büşranın yanına.. "Ne oluyor? Birinizde cevap verin artık."

Büşra bağırmaktan kısıldığını tahmin ettiğim sesiyle fısıldadı "Komada, o komaya girdi."

O an ne yapacağımı bilemedim. Hayatım boyunca biraç kez gördüğüm babamı kaybetsem bu kadar üzülmezdim. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü sanki. Ağlayamıyordum. Ben ağlayamazdım zaten. Ani bir baş dönmesiyle duvara tutundum. Ailemdi ya o benim. Yasak falan dinlemeden Ahsenin odasına girdim. İçerideki doktor bana "Beyefendi girmek yasak...." vb laflar söylerken, doktorun boğazına yapıştım. "Sus lan! Kapat çeneni yoksa senide komaya sokarım başka bir odada senin için ayrılır." Doktor kesik kesik soluyordu. O verdiği nefeslerin arasından "Ta-tamam çık, mayın" dediğini duydum. Elimi doktorun boğazından çektim ve sordum "O ne zaman uyanacak?" Doktor kısık sesle cevap verdi "Beyefendi komalar bir gün, bir hafta, bir ay, bir yıl bile sürebiliyor. Ama Ahsen hanım çok güçlü bir yapıya sahip. Tam tedavi yapılırsa bir aydan az sürede komadan çıkartabiliriz." Güçlü kızım benim. "Tam tedavi istiyorum." dedim. Doktor tek kaşını kaldırdı ve "Baya masraf çıkartır ama." dedi.

Derin bir nefes verip alnımı sıvazladım "Bakın doktor bey. Anlamamak için ısrar ediyorsunuz gailba. Orada yatan kız benim herşeyim. Ne kadar masraf çıkarttığı umrumda bile değil. Herşeyin en iyisini ayırın ve uygulayın. O benim ailem. Annesi babası var ama arayıp söylesem bile umurlarında olacağını sanmıyorum. Onun sorumluluğu bende."

Doktor 'tamam' anlamında kafasını salladı. Tam çıkacakken bana dönüp sordu "10 dakika görüşüp çıkın desem dinlemezssiniz değil mi?" dedi. "Sizce dinler miyim?" diye sordum ve doktorun odadan çıkışını izledim. Hemen Ahsenin yatağının yanındaki sandalyeye oturdum ve onu izlemeye başladım.

Büyük ihtimal yüzünü yıkamışlardı çünkü makyajı yoktu. Üstünde yine ona bol gelen bir hastane tişörtü vardı. Bu bol mavi tişört ona o kadar büyük geliyordu ki dizlerine kadar uzanıyordu. Altındaki şort görünmeyecek kadar.. Yüzü sıfır makyaj olmasına ramen hala aklımı başımdan alacak kadar güzeldi. Gözleri şişmişti. Yatağın soluna doğru iyice kaymıştı. Yatak zaten tek kişilik yataktan daha büyüktü özel oda olduğu için. Hemen yanına yattım. Kokusunu özlemiştim. Eskiden bizim birlikte yatmamızın sebeplerinden biride bensiz uyuyamamasıydı. Küçükken her gece annesi ve babasını özleyip ağlarken her seferinde benim yanıma gelirdi geceleri. Bende git demezdim tabii. Hep ona sarılırdım ve herşeyin geçeceğini söyleyip saçlarıyla oynayarak uyuturdum onu. Ama hiçbirşey geçmedi. Aksine dahada kötüye gitti.

Ona doğru dönüp kolumu kafasının altına koydum. Uykuya dalmadan önce fısıldadım ona;

"Beni bırakma. Sakın beni bırakma kiremit. Sen benim ailemsin ve ben ailesiz bir hiçim anlatabiliyor muyum? Sen çok güçlü bir kızssın. Ben sana öğrettim güçlü olmayı, ağlamamayı. Başını dik tut prenses, tacın düşmesin."

Külkedisi Depresyonda #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin