□BÖLÜM 21□

208 27 18
                                    

Yine her zamanki uyuzluğumu yapıp çok kötü bir yerde bıraktığımı biliyorum. Bu bölüm telafi edeceğim. Tanıtım videosunu izleyen kişilerden olumlu mesajlar alıyorum ve bu çok hoşuma gidiyor 👄 Vote unutmayalım.💓
MULTİMEDİA: Egemen - Cem Adrian Seni kaybettim

...

Ne yapacağımı bilemez hale gelmiştim. Bağırabilirdim ama ailemi riske atamazdım. Zaten beni bir yere götürse bile hiçbir bok yapamazdı. Onun boş bir anını yakalayıp kaçmalıydım. Daha doğrusu kaçmalıydık. Tek kişi olsaydım daha rahat olabilirdi fakat yanımda Gizem de vardı. Yolda kaskatı kesilmiş ilerlerken o hiç birşey yokmuş gibi davranıyordu. Birden genç, mini etekli, sarışın bir kız yanımıza yaklaştı ve Egemen e birşeyler sormaya başladı. Elleriyle biryer tarif ediyordu fakat Egemenin gözleri kızın mini eteğindeydi. Bende bu fırsattan yararlanmaya karar verdim. Yabancı kitabındaki Doğanın planı gibi kaçacaktık. Hemen Gizem e yaklaşıp fısıldadım. "Ben işaret verdiğimde koşmaya başla ve ilerden sağa sap. Bende sola sapacağım. Beni takip edecektir. Sende sonra direk Kayayı ve Emreyi ara." Acaba Egemen Ediz kadar zeki miydi? Bunu öğrenmenin tek yolu vardı.

Uygun anı bekledim ve emanetine diğer değişle küçük Egemen e dizimi geçirdim. Malum yerini tutarak yere düştü bende "Gizem, şimdi!" diye bağırdım. İkimizde topuklarımızı götümüze vura vura kaçtık. Tahmin ettiğim gibi olmuştu. Baya arkamda kalmış olsada beni seçmişti.

Kaya'nın ağızından;
"Lan it bunlar ne böyle?!" diye bağırdım Onur'a. Tam bir gerizekalıydı. Banyo ya otel şampuanlarını toplamış it. Birde duşan çıkmış sırıtıyor... Saçlarını kuruladığı havluya kaydı gözüm. "Bu havlu nereden?" Omuz silkti ve sırıtarak cevap verdi. "Otel havlusuu." Hızlıca elinden havluyu alıp yüzüne attım. Bu çocuk harbi kafayı yemişti. Elimden bir kaza çıkmasın diye salona doğru yürüdüm. Bir hafta önce otele gitmiştik ve bu pezevenk te her boku çörlemişti odadan.

Tam koltuğa yayılacaktım ki telefonumun kayıtlı olmayan bir numara tarafından çaldırıldığını duydum. (Hayatımda duyduğum en saçma cümleyi kurdum az önce.) Hemen telefonumu aldım ve açtım.
-Alo kiminle görüşüyorum?
+Sanki söylesem tanıyacaksın. Kim olduğumu boşver. Şu Egemen denilen pislik Ahsenin peşinde. Hatta sanırım onu yakaladı.

Biliyordum. O piçin rahat durmayacağını. Of Ahsenim be. Niye beni dinlemiyorsun?! Neden??? Açlık mı artar? Dünyanın ekseni mi kayar? Ne olur yani?! Ahsen ile aramızda tarif edemediğim bir şey vardı. Yani... Sadece arkadaş değiliz ama.. Arkadaşlıktan 1 tık öte bir şey yaşıyorduk. Tamam tamam 2 tık. Ve şimdi benim yüzümden başına bir dert açılmıştı. Tabii onu kurtarmak için elimden geleni yapacaktım. Hızlıca telefonu kapatıp Egemen piçini aradım. Yaklaşık 1 dakika çalan telefon açıldı.

+Alo Kaya. Merhaba bizde senin aramanı bekliyorduk. Dur hapörlere alayım. Ahsen de duysun sesini.

-Bak Egemen. Senide belanıda sikerim. Duydun mu lan beni. Bir derdin varsa benimle halledeceksin. Onun bir suçu yok. Ahsen sen iyimisin?

Telefon biraz cızırdasada Ahsenin sesini duyabildim. Büyük ihtimal ağzı bağlıydı. Garip mırıltılar çıkarttı. Kızın ağzını bağlamıştı piç kurusu.

-Aç lan kızın ağzını! O kıza zarar gelirse varya...

Ve Ahsenin sesi telefonu doldurdu.

+Sonunda be Kaya. Cidden şiştim burada. Ayrıca bu Egemen denilen çocuk one direction dinliyor. Bana göre hava hoş. Burası biraz soğuk sadece. Ama şu müzik... Nolur birşey yap.

Kız kaçırılmışken nasıl bu kadar rahat olabiliyordu?! İyi bari halinden memnundu.

-Ahsen merak etme. Eninde sonunda orayı bulacağım güzelim. O herif sana bir zarar verdi mi?

Külkedisi Depresyonda #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin