□BÖLÜM 34□

124 19 7
                                    

Merhaba sevgili okurlarım. Okuyan vote atsın lütfen. Voteler artınca kitabımız daha çok okunacak, bu yüzden voteler benim için çok değerli. Sizi seviyrem. İYİ OKUMALAR :")

MULTİMEDİA: Onur

...

1 HAFTA SONRA
Ahsenin hastaneye kaldırılmasının üstünden 1 hafta geçmişti ve o hala komadaydı. Doktor bir haftanın sonunda iyileşir dediği için bugün tüm gecemi hastanede geçirecektim. Normalde her gecemi barlarda geçiriyordum. Ev Ahsensiz çok sessizdi çünkü. Koray bile espiri yapmıyordu artık. Çok etkilenmişti. Oda benim gibi her geceyi barda tamamlıyordu.

Tam tedavi uygulandığı için bugün uyanması gerekiyordu. Ahsen güçlü bir kızdı. Hep beraber hazırlanıp hastaneye gittik. Bugün cenaze evi gibi herkez siyah giyinmişti. Annelerimiz yine yurt dışına çıkmışlardı, Kumsal Teyze iki gün ağlayıp gitmişti.

İki gün önce bugün için getirttiğim siyah gül buketimi aldım. Pahalıya mal olmuşlardı ama değerdi. Çünkü Ahsene kırmızı güller yakışmazdı. Ona kendisi gibi siyahları armağan etmek gerekirdi.

Büşra ve Selin siyah elbise giyimişlerdi. Ben ise siyah bir pantolon ve siyah salaş tişört. Koray ve Serkan da aynıydı benimle. Ben elimde siyah güllerim arabaya binip diğerlerini beklemeye başladım. Büşra yine krize girmişti. Çığlıklar atarak ağlıyordu. Selin ve Koray onun kollarına girmiş arabaya getiriyorlardı. Korayı ilk defa ağlarken görmüştüm Ahsenin komaya girdiği gün. Şimdiyse ikinciye görüyordum. Dolunay bile bir garipti artık. Havlamalarını duyamıyorduk geceleri. Yemekte yemiyordu.

Herkes binince arabayı çalıştırdım. Anayola saptım ve 'Hisar Hastahanesi' yazan tabelayı takip etmeye başladım. Bizim arabanın yanında Gizemin arabasını gördüm. Yanıma geçip korna öttürdü. Onlarında haberi vardı Ahsenin bugün uyanacağından. Onların arabaya bir göz attım. Gizemin ev arkadaşı Bora ve birkaç kişi vardı arabada. Onlarda siyah giyinmişti. Gizemin ev arkadaşları Ahseni pek iyi tanımasalarda onu seviyorlardı. Hep aramışlar ve hep hastaneye gelmişlerdi. Onur ve Metede gelecekti ama onlar nerede kalmıştı?

Onur'un Ağzından
Son kez bodrum katındaki spor salonuna indim ve seslendim "Lan Kaya! Sevgilin uyanıyor lan bugün! Kız komadan çıkacak sen daha odadan çıkamıyorsun. Böyle kapıyı kilitlemişsin nereye kadar olum? Bari su içmeye çıkıyorsun arasıra da yüzünü görebiliyoruz. Ellerinide ne hale getirmişsin" Bir haftanın sonunda içeriden ilk defa bir ses geldi. "Abi ben dayanamam. Ahsenimi o halde görürsem vicdan azabından ölürüm ben. O kız benim yüzümden yaşam mücadelesi veriyordu daha geçen hafta. Ben ne boklar yedim? Onu çok özledim Onur. Kokusunu özledim, ona sarkan abazaları dövmeyi özledim, elimi beline koyduğumda kalbinin hızlanan atışını özledim. Onur ben onu çok özledim!"

Bal gibi aşıklardı hala. Ahsen onu o kadar çok seviyordu ki ayrılmalarına kalbi bile dayanamamıştı. Kaya ise berbat durumdaydı. Bunları barıştırmazssak ya ikisinden biri intaar edecek, diğeride vicdan azabından ölecekti. Derin bir nefes alıp seslendim "Valla Kaya yarına kendini toparla yoksa ben seni toparlarım."

Zaten geç kalmıştık. Hemen Meteye sesledim. Arabaya atlayıp hastahaneye sürdüm. Kısa sürede hastaneye ulaşmıştım. Arabayı uygun bir yere park ettim ve arabadan Mete ile indik. 'Hisar Hastanesi' yazan girişi geçince tahmin edin kimleri gördüm?;

SAVAŞ VE KÖPEKLERİ

İyi bari, en azından düşünmüşlerdi. Onlarda sanırım Ahsenin odasını arıyorlardı. Yanlarına yaklaşıp seslendim "Oda 8!" Herkes onaylayan bakışlarla oda sekize ilerlerken bende onların peşinden gittim. Korkak Mete yine yanıma sinmiş beni takip ediyordu. "Olum yaklaşma şuanlara. Eroinci bunlar kesin. Böyle piercingler dövmeler falan." Ani bir göz devirmesiyle Meteye cevap verdim. "Mete benimde dövmelerim var ve benimde eskiden piercing im vardı. Ayrıca biliyorsun ki eskiden eroin bağımlısıydım." Evet malesef öyleyDİM. Bundan bir sene kadar önce..

Oda 8 yazan odanın kapısına geldik. Odanın kapısı kapalıydı fakat duvar camdan olduğu için içerisi çok net görünüyordu. Ahsen yine tüm güzelliği ile yatakta uzanıyordu. Emre içeriye sadece Büşra ve Korayı sokuyordu ve kendisi giriyordu. Zaten odanın önü dolmuştu. Siyah giyinmiş koca bir ordu gibi. Gizem, Umut, Bora ve onların arkadaşları bir duvar kenarına oturmuş ve duvara yaslanmışlardı. Savaş ve çetesi ise kendilerine anında yer bulmuşlardı, onlarda bir duvar kenarındalardı. Bizde kapının yanına oturduk Mete ile.

Emreden öğrendiğim kadarıyla Ahsen bu gün içinde uyanacaktı. Komadayken kalp kan dolaşımını tam sağlayamadığı için kan desteği veriliyormuş. Ve Ahsen yengenin kanı da 0rh- yani en nadir bulunan kandan. Emrenin kanı da 0rh- olduğu için hep o kan veriyormuş. Belli oluyordu zaten. Artık cildi beyazlamıştı. Oda gelip yanımıza oturdu.

Tatsız muhabbetler ve Emrenin Savaşa attığı ölümcül bakışlar ile geçen koca bir saatin sonunda doktor geldi. Bu kadar kişiyi görünce şaşırmıştı. Yüksek sesle konuşmaya başladı. "Arkadaşınız bu gün içinde komadan çıkacak diye tahmin ediyoruz. Komadayken kalbin kan pompalaması yeterli olmuyor. Bundan dolayı Ahsen Hanım için 0rh- kana ihtiyacımız var."

Emre bunu duyduğu gibi ayaklandı fakat doktor onu yeniden oturttu. "Emre Bey bir haftadan beri siz kan veriyorsunuz. Daha fazlası sizin sağlığınız için zararlı. Hastane protokollerine göre-" derken Emre doktorun lafını böldü. "Siktirtme protokolünü! Benim yaşama sebebim bu kız iken- Hem ben neden size hesap veriyorum ki?! Benim sağlığımdan ve benim kanımdan ben sorumlu değil miyim?!" Doktor derin bir nefes verdi ve cevap olarak uzun bir konuşma yaptı;

"Emre Bey. Ahsen Hanım sizin kardeşiniz gibi, onu çok seviyorsunuz. Bu zaten her gece gözünüzü kırpmadan onun başında beklemenizden anlaşılıyor. Fakat ben protokollere göre sizin sağlığınızı tehdit edecek birşey yapamam. Bir haftadan beri düzenli olarak kan vermenizde pek sağlıklı değil. Biliyorum 0rh- kan nadir bulunu-" derken Savaş aniden ayağa kalktı. "Benim kanım uyuyor, ben veririm."

Savaş Emrenin ölümcül bakışları altında kan verme odasına giderken doktor sitemle söylendi "İstifa edeceğim o olacak. Önüne gelen lafımı bölüp duruyor. Aklımda o kadar konuşma hazırlıyorum şuana kadar hiç bitiremedim!" Savaşların çeteden birkaç kişi bu lafa gülerken diğerleri mimiksiz kaldı. Bizim gülecek halimiz mi vardı ki? O çete Savaşın zoruyla gelmişti zaten.

Bir süre sonra Savaş kan verme odasından çıkıp yanımıza geldi ve oturdu. Emre ise zaten hiç oturmuyordu ki. Bir odaya giriyordu, bir doktorla konuşuyordu, bir hemşireye bağrıyordu..

7 saat sonra
Saat gece 3 idi. Savaşın çeteden birkaç kız uyumuştu. Gizem yine kriz geçirmişti. Büşra ve Emrenin durumu ise hiç iyi değildi. Umutları gittikçe azalıyordu. Bu saatlerde uyanması gerekiyordu. Açıkçası bende merak etmiştim çünkü Kaya'nın ilk defa bir kıza bu kadar değer verdiğini görüyordum. Tamam badboy hikayelerindeki gibi her gece farklı kızla yatmıyordu ama kızları tişört gibi değiştiren biri için bir aydan fazla süren bir ilişki bence önemliydi. Badboy hikayelerinde çocukların her gece farklı kız ile yattığını nereden mi biliyorum? Boşverin o konuya hiç girmeyelim XD

Emre hala Ahsen'in yatağının dibinde oturuyordu. Elinde solmuş gülleri, gözünü Ahsen'in üstünden ayırmıyordu bile. Sonra doktor yanımıza geldi ve seslendi

"Ahsen Özcanın arkadaşları malesef-

Heyecanlı yerde kesen piç yazar bakışı 😂 Bunu söylemek istemezdim ama söylemek zorundayım;
Vote sayısı bir önceki bölümü geçmediği sürece yb gelmeyecek. Üzgünüm japon balıklarım..

Külkedisi Depresyonda #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin