□BÖLÜM 35□

119 15 12
                                    

Merhaba sevgili okurlarım. Sizi baya özlemişim 😚. Her bölüme genel olarak düşüncelerinizi yorum yazarsanız sevinirim. Bu arada bu bölümde i
şarkı var. Ben sizin için ekledim. Lütfen ben dediğimde şarkıyı açın. Ve zorda olsa bir karar aldım. Son yayınladığım bölümüm vote sayısı önceki bölümün vote sayısını geçmezsse yb atmayacağım. İyi okumalar.

...

Emre'nin Ağzından
"Ahsen Özcan'ın arkadaşları. Malesef arkadaşınız iki saat daha komada kalacak."
Bunu duyunca birden bire 'Neden malesef diyorsun pezevenk korkttun!' diycektim ama kendimi zor tuttum. Olsundu. İki saat daha bekleyebilirdim. Elimdeki siyah güllere baktım. Kurumaya başlamışlardı. Hemen odadan çıktım ve kapının önünde bir sigara yaktım. Ahsenin duman solumasını istemiyordum, özelliklede bu haldeyken...

İki saat sonra
Artık herkes sabırsızlanmaya başlamıştı. Ama Büşra Koray ve Gizem dışında kimseyi odaya sokmama konusunda kararlıydım. Biz dördümüz Ahsenin odasında beklerken diğerleride dışardaydı. Koray fısıldadı "Olum ben Ahseni ilk defa böyle görüyorum." Büşra da Ahseni süzüp cevap verdi. "Bende..."

Ahsenin iki saatten beri tuttuğum soğuk elini tam bırakacaktım ki birşey hissettim. Eli kıpırdamıştı! Birden hızlıca döndüm ve ellerimle elini kapattım. Ahsen yavaşça alttaki elimi tutup sıktı. Tabii ona sıkmak denebilirse...

Aniden gelen sevinçle bağırdım "Uyanıyor lan!" Bir iki kıpırdanmadan sonra Ahsenin gözleri aralandı. Sanki uykudan kalkmış gibi normaldi. Biraz bakındıktan sonra yan döndü. Biz şaşkındık. Büşra sordu "Kuzum? İyi misin?" Ahsen ise cevap verdi "Değilim"

Amına koyayım sanki az önce komadan çıkan o değildi. Bende sordum "Prenses, ne oldu?" O ise bana döndü ve kısık çıkan sesiyle sordu "Kaya gelmedi değil mi?" Anlaşılan onun aklı hala Kaya daydı. Şeytan diyor git bir güzel sıç ağzına... Ama o zamanda Ahsen ile sorun çıkıcaktı. Elimdeki gülleri ona uzattım ve oturmasına yardım ettim. Gülleri görünce gözleri doldu hemen. Sulugözüm benim. Sonra "Abim..." dedi ve bana sıkıca sarıldı. Bense ilk başta afallasamda sonra bende sarıldım. "Prensesim." Kelimesi döküldü ağzımdan. Ayrılırken yanağıma kocaman bir öpücük kondurdu.

Sonra sıra sıra diğerleride geldi ve Ahsen ile konuştular. Herkes geçmiş olsun deyip siktir olup gitti. Sadece bizim tayfa kalmıştı. Biz Koray la odadan çıktık. Gizem ve Büşra da Ahsenin hazırlanmasına yardımcı oldular o sırada. Yataktan kalkmaya çalışan Ahseni izledim bir süre. Çıkan kamburuna, moraran göz altlarına, inceleşen beline ve narin vücuduna. Baktım kalkamıyor yanına yaklaştım ve onu kucağıma aldım. İyice zayıfladığını öyle anlayabildim. Sanki 20 kilo birşeydi. Önce arabaya sonrada eve gittik.   

Büşra'nın Ağzından
Eve Emrenin kucağında giriş yapan Ahsene uzun uzun baktım. Kaya dan ayrılmak ona yaramamıştı. Zaten bu komanın sebebi de Kaya dan ayrılması değil miydi? O pezevenk elime bir geçse..

Ahsenin koluna girdim ve birlikte merdivenlerden çıkmaya başladık. Onun odasına vardık.  Karşısına geçtim ve sert ses tonumla ona rest çektim "Sen güçlü bir kızssın! Hemen kendine gel. Şuan bokumdan beter görünüyorsun. Bu mu senin sertliğin?!"

Ben böyle deyince onaylayıcı cevaplar verdi. Hemen onu makyaj masasına oturttum. Gözaltı kapatıcılarına ve rimele abandım. Eskisinden daha iyi duruyordu. Son olarakta saçlarını tepeden atkuyruğu topladım. Ahsene atkuyruğu çok yakışıyordu. Sonra Ahsen mırıldandı "Piyano çalmak istiyorum." Kafamı sallamakla yetindim ve onu piyano olan odaya götürdüm. Ben içerdeki piyanoyu yandan gören koltuğa oturdum. Ahsen ise piyano koltuğuna. Önce parmaklarını tuşlarda gezdirdi, ben hemen şarkı söyleyeceğini anladım ve videoya almaya başladım. Çünkü Ahsenin sesi mükemmeldi ve çok iyi piyano çalıyordu. Ayrıca her zaman ne hissediyorsa onu anlatan bir aşkı seçerdi. Kayıdı başlattım  ve dinlemeye koyuldum.

(Şarkıyı açınn multimedia)

Ne kağıt kalemsiz olmayı bilir ne de ben sensiz kalmayı
Neden bir dert biter diğeri gelir ateştir bu iyi bilir yakmayı
Kuşları anladım da senin kanatların yok nasıl uçtun da gittin
Kırık cam misali hatalarım acıtır seni böyle mi kaybettim

Bul beni kaybolmuşum izim silinmiş dilim suskun susmuşum
Bak bana mahvolmuşum senden kendimi almayı unutmuşum
Bul beni kaybolmuşum gecem günüme karışmış bir hoşum
Sanma ki sarhoşum ne var ne yoksa yıkıldı içimde bomboşum

Sensiz ben bomboşum

Ne gün güneşe doymayı bilir ne de ben sana bakmayı
Uyutsun gece beni sevmesem de sensiz hayaller kurmayı
Dikenleri anladım da senin çiçeklerin vardı nasıl soldun da gittin
Fırtınam oldun yıkıldım ben söyle seni böyle mi kaybettim

Bul beni kaybolmuşum izim silinmiş dilim suskun susmuşum
Bak bana mahvolmuşum senden kendimi almayı unutmuşum
Bul beni kaybolmuşum gecem günüme karışmış bir hoşum
Sanma ki sarhoşum ne var ne yoksa yıkıldı içimde bomboşum

Şarkı ses tonuna çok iyi uymuştu ve çok güzel çalmıştı. Üstündeki siyah yarım göbek ve mini siyah şort uyum sağlıyordu. O kadar içten söylemişti ki benim bile gözlerim dolmuştu. Bu videoyu kesinlikle Kayaya atmalıydım. Vee gönder. Hadi bakalım Beyaz Atlı Prens. Bu sefer ne yapacaksın...

Kaya'nın Ağzından
Onur'un zoruyla çıktığım bodrum, yarılmış ve dikiş bile atılmamış ellerim... Ahsen olmadan yaşamak bana çok kötü gelmişti. Dün akşam Onurlar hastahanedeyken bir arkadaşım  gelmiş ve bana uyuşturucu getirmişti. Bende nasıl bir içtiysem o akşam sarhoş kafayla uyuşturucu almışım. Nasıl böyle bir delilik yaptığımı bilmiyorum herşey sarhoşken olmuş fakat sanırım bağımlı oldum.  Ben Ahsensiz alkolik ve esrar bağımlısı bir adama dönüşmüşüm,  haberim yok. Onur ve Metenin söylediğine göre Ahsenim komadan çıkmış, ilk beni aramış gözleri. Orada olmayı çok isterdim fakat her gecem sarhoş geçerken o halde nasıl oraya gidebilirdim ki?

Aniden gelen bildirim sesiyle telefonumu elime aldım. Büşra dan bir video vardı. Whatsapp a girdim ve videoya tıkladım. Anında Ahsenimi buldu gözlerim. Ne özlemişim... Altında siyah bir mini şort, üstünde yarım göbek bir tişört, ama baya kısa bir tişört. Ya olum ille gidicem tüm kıyafetlerini atıcam. Abi göğüslerinin altına kadar kısaydı. İnşallah böyle dışarı çıkmamıştır diye geçirdim içimden. O içinde kaybolduğum, beni sarhoş eden kokusunu özlediğim kırmızı saçları, tepeden toplanmıştı. Gözlerine sürdüğü zımbırtı sayesinde gözleri çok güzel gözüküyordu. Bir piyanonun başına oturmuştu. Ahsen piyano mu çalıyordu?!

Birden şarkı başladı. Ahsen Pera - Sensiz Ben i çalıyor ve bir yandan da söylüyordu. Ama böyle bir ses, böyle bir güzellik yok. Sesi gerçekten muhteşemdi. Sözlere dikkat ettim sonra. Birkaç satır söktü kalbimi göğüsümden.

"Bul beni kaybolmuşum."
"Bak bana mahvolmuşum"
"Senin çiçeklerin vardı nasıl soldun da gittin?"
"Senden kendimi almayı unutmuşum"

Video bittiğinde utanarak söylüyorum ki ağladığımı fark ettim. 2 saat boyunca defalarca, defalarca izledim. Artık replay tuşu hamile kalmıştı o derece. Ama kimse bilmiyordu. Bizimde bir müzik grubumuz vardı. Onur Mete ve ben uzun bir süreden sonra Ahsen için söyleyecektik bu gece...






Külkedisi Depresyonda #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin