🎶🎶Sertab ERENER - BİR ÇARESİ BULUNUR ELBET
Boğazını temizledikten sonra heyecanlı bir şekilde devam etti sözlerine.
"Yıllardır aradığım savcı Esmira 'nın babasıymış Açelya."
Ben söylediklerini idrak etmeye çalışırken o öne doğru eğilmiş, dirseklerini dizlerinin üstüne yatırarak parmaklarını birbirine geçirmişti. Ve konuşurken bir an mutluluktan uçacağını sandım ki Yiğit bunu fazlasıyla hak ediyordu zaten.
Çok şaşırmıştım. Zafer Soylu işinde çok başarılı bir insandı ve ben onu, zalim insanlara karşı dik duruşuyla tanıyordum. Hatta yalnız ben değil bütün ülke onu böyle biliyordu. Zaten ün kazanmasının temel sebebi mazlum yanlısı kararlar vermesiydi.
"Şimdi Zafer Soylu senin ailenin davasına bakan savcı mı yani?"
"Evet Açelya sabahtan beri ne diyorum ben?"
"Bu kadar başarılı bir savcı bu işin peşini neden bırakmış olabilir ki? Ayrıca böyle bir olay -bir ailenin büyük bir bıçakla katledilmesi- çok sık rastlanan bir durum değilken?"
"İşte sıkıntı da orda Açelya. Yani senin sorduğun soruların cevabını bulursak katilin kimliğini de bulmuş olacağız, diye tahmin ediyorum."
Taşlar şimdi yerine oturmaya başlıyordu işte.
"Demek sen o yüzden beni arayıp, Esmira 'ya benimle ilgili hiçbir şey söyleme, dedin. Böylece Esmira babasına haber veremeyecekti."
"Her ihtimale karşı tedbir aldım diyelim. Sonuçta Zafer Soylu o adamla veya adamlarla suç ortaklığı yapmış olabileceği gibi delil yetersizliğinden de takibi bırakmış olabilir."
Ben Yiğit'i dikkatli bir şekilde dinlerken aklıma gelen bir soru beynimin en ücra köşesinde tepiniyordu.
Ve bazı taşların hâlâ yerine
oturmadığını fark etmem uzun sürmedi."Peki ya Esmira 'nın bundan haberi olduğunu nereden biliyordun?"
Birbirine kenetlendiği ellerini açarak, "Bunun ne önemi var ki?" Dedi.
"Nasıl yani?"
Yiğit sorduğum soruya cevap vermek için konuşmaya başlayacağı sırada telefonu çaldı.
Gözlerini benden ayırmadan sol elini siyah kumaş pantolonunun sol cebine soktu, sağ eliyle sol cebinin alt kısmını destekleyip hafif bir şekilde sağ kalçasına doğru ağırlığını verdi ve telefonu çıkardı.
Biz birbirimizi izlerken, o bir yandan da telefonu açıp karşısındakinin konuşmasını bekliyordu.
Yiğit'in huyu böyleydi. Biri onu aradığında önce karşısındakinin konuşmasını bekler, karşısındaki konuşmaz ise o da konuşmazdı. Ben bu durumu gözlemleyerek fark etmemiştim, kendisi bana söylemişti. Nedeniyse babasının da öyle yapmasıymış.
"Evet buradayım ve seni dinliyorum Fatih."
Fatih'in söylediği şey Yiğit'in doğrulamasına neden olmuştu.
"Ciddi misin sen?"
Fatih bir şeyler daha söyleyince, "Tamam geliyorum." Dedi.
Ayağa kalkıp aramayı sonlandırdı ve üst kata çıkmak için, hızla merdivenlere doğru yürüdü.
Ayağa kalktım. "Yiğit neler oluyor?"
Merdivenlerden çıkarken,
"Anlatacağım, bekle bir dakika," dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM YEMİNİ
Mystery / ThrillerTÜM HAKLARI SAKLIDIR © "Ölüm, bedenin uykusu ruhun özgürlüğüdür. " ------ İçlerinde vuku bulan duygular arasında ezilip giden hayaller ve onların bi çare, mahçup ve mahzun olan mazlum dostları... Acı, kaybetme ve olgunluk arasında, acımasız hayatın...