7- VEBAL

21.2K 1.3K 477
                                    

Medya; Açelya'nın giydiği kıyafet.

🎶 🎶 Elvana Gjata - - Kuq ezijeti ft.


Eğer bilinmeyen numaradan mesaj atan kişi katilse ve dedikleri doğru ise acele etmemiz şarttı. Aksi taktirde Zafer Soylu' nun sonu olacaktı. Ve yaşanmış veya yaşanacak bu olayda, en büyük suçlu biz olacaktık.

Kanunen suçlu olduğumuz ispatlanamazdı belki ama vicdanımdan gelen ses beni bir ömür boyu rahatsız ederdi. Bundan kesinlikle emindim.

Gözlerimi Yiğit'in üzerinden çekerken katilin yatağının üstündeki bir zarf gözüme çarptı. Kafam ile işaret edip
"Şunu gördünüz mü?" Dedim.

Yiğit ve Fatih önce bana, daha sonra kafam ile işaret ettiğim yatağın üzerindeki zarfa bakarken, ben yatağa doğru hızlı adımlarla yürüdüm.

Bu arada yürürken elimdeki telefonu arka cebime koymayı da ihmal etmedim.

Kirden rengi sararmış olan yatağın yanında durdum.
Dikkatlice zarfa bakarken, yolda filizlenen içimdeki "Kötü şeyler olacak." Duygusunun bitmemiş hatta daha da büyüyerek "Çok kötü şeyler olacak." Duygusuna dönüşmüş olduğunu vücudumun her zerresinde hissettim.

İç sesimi olumsuz şeyler düşünmemeye zorladım ve yatağın üstüne doğru hafif eğilerek küçükte olsa yaşadığım tereddüt ile kağıdı elime aldım ve doğruldum.

Arkamı döndüğümde onların yanıma gelmiş, merak dolu gözlerle elimdeki kağıda baktıklarını fark ettim.

Hiç ses etmeden, önünü kapatmadığım paltomun cebine koydum kağıdı.

İkisinden birinin soracağından emin olduğum "Okumayacak mısın?" Ve benzeri soruları duymak istemediğim için, bu tip soruları sormalarına fırsat vermeden "Sonra okuruz. Zafer amcanın hayatı daha önemli," dedim.

Önce Fatih daha sonra da Yiğit kafa sallayarak söylediklerimi onayladılar.

Elimi cebimden çıkartırken, dün Esmira evime gelmeden önce giydiğim koyu yeşil gömleğimi ve onun üstüne de güzel kombin olacağını düşünerek ekleme yaptığım koyu gri yeleğimi görünce pasaklı olduğumu düşünmeden edemedim.

İlk defa bir kıyafeti bu kadar uzun zaman üstümde tutmuştum. Gerçi elimde değildi. Yiğit'in aniden gelmesi, Fatih'in evine apar topar gitmemiz ve adam gibi uyumaya bile fırsat bulamadan bu iğrenç yere gelmemiz bana bırak kıyafetlerimi değiştirmeyi; tuvalete gitmeme bile imkan tanımamıştı. Aslında tuvalete gitmem için bir neden de yoktu. Çünkü dünden beri bir lokma ekmek yemeye dahi zaman bulamamıştım. Bu sabah yapamadığım kahvaltı da cabası.

Midem guruldamaya başlamıştı. Az önce açlığımı düşünmesem, şimdi onu fiziki olarak hissetmezdim. Her zaman olduğu gibi yine suçlu bendim.

Cebimden çıkarttığım elimi, Kenan babamın bana doğum günümde hediye ettiği, gömleğimin üstünden boynuma taktığım kolyeme götürdüm.
Kolyemin boncukları ne iri denecek kadar büyük ne de ufak denilecek kadar küçüktü. Ortasında ve ortanın bir boncuk solunda da iki tane absürt bir görüntü yaratmayan küçük anahtarlar aksine, güzel olan görüntüsüne ayrı bir estetik katmıştı.

Nasıl bir oyunun içinde olduğumuzu biliyordum bilmesine ama nasıl kurtulacağımız hakkında en ufak bir fikrim dahi yoktu.

Kolyemin ufak anahtarını işaret ve baş parmağımın arasına alıp okşarken, ne yapmamız gerektiği hakkında akıl yürütmeye çalıştım.

Kendimi zor durumda hissettiğim zaman sürekli bu hareketi yapardım. Çünkü kolyemin ve yaptığım bu hareketin bana yol göstereceğine ve beni koruyacağına bütün kalbimle inanıyordum.

İNTİKAM YEMİNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin