2:İnanç Yayınevi

6.9K 487 36
                                    

Aynanın önüne doğru yürüdü. Kol düğmelerini zarif hareketlerle taktı. Komodinin üstünden yıllardır kullandığı parfümü alıp sıktı. Yakasını düzeltip son kez aynada ki yansımasına baktı. Lacivert takım tam oturmuştu bedenine. Egolu biri olmamıştı hiçbir zaman ama yakışıklı olduğu aşikardı.

Yavaş adımlarla odadan çıktı. Mis gibi kokular geliyordu yemek odasından. Adımlarını hızlandırdı çünkü güzel kokular midesinden garip sesler çıkmasına yol açmıştı. Odaya kocaman bir gülümseme ile girdi annesi ve babası masaya oturmuş onu bekliyordu. Bu evde herkes masaya oturmadan yemeğe başlanmazdı.

"Günaydın oğlum. "dedi annem, buram buram şevkat ve huzur kokan sesiyle. Annem kapalı dinine bağlı biriydi. Hayalim onun gibi birinin hayatımda olmasıydı hatta onun gibi birisiyle evlenmekti. Ama bu zamanda annesi gibi birini bulmak imkansız ile yarışırdı.

" Günaydın güzel annem. "

Bende daha fazla onları bekletmemek için hemen masaya oturdum. Durumu iyi bir aileydik. Bir inşaat firmamız var. Dedemden babama, babamdan bana yönetimi kalan köklü bir şirket... Bunun yanı sıra hayalimde ki yayınevini altı yıl önce açmıştım. İsmi konusunda çok düşünsemde annemden ilham alarak ismini İnanç yayınevi koymuştum.

Beş yıldır ise yarışma düzenliyordum. Yeni yazarlara bir şans tanıyordum bu sayede. Kalemi gerçekten sağlam bir genç nesil yetişiyordu. Bu yarışma onlar için bulunmaz bir fırsattı.

Asaf düşünceler içinde kahvaltısını bitirip annesi ve babası ile vedalaşıp evden çıktı. Kapıda şoförü Ali onu karşıladı. Arabasının kapısını açıp binmesini beklemedi çünkü kimsenin kapısını açmasına gerek yoktu kendi açabilirdi. Kapı açmayı saygı gösterisi olarak görmek çok saçmaydı. Saygı sözle olurdu. Saygı karşında ki insanın gözünden okunurdu. Hem Asaf için saygı hak edilmelidiydi.

"Günaydın Ali. Nasılsın? "dedi. Her zamanki bir rutindi bu. Hal hatır sorar sonra arabaya binerdi.

" İyiyim Asaf bey çok şükür. "

" Allah iyiliğini daim etsin Ali. Neyse bugün şirkete değil yayınevine gideceğiz. "

Arabanın her zamanki gibi arka sağ koltuğuna oturdu. Ali arabayı çalıştırdı, yola koyuldular. Tam işe gidiş saati olduğu için trafik vardı. Sıkıcı bir yolculuğun ardından yayınevinin önünde durdu araba.

" İyi günler Ali. Burada beklemene gerek yok eve gidebilirsin. Çünkü akşama kadar yayınevinden çıkmayı düşünmüyorum. "

Ali kafasını sallayıp, arabaya binip oradan trafiğe karıştı.

Asaf güvenlikçilere selam verip içeri girdi. Yüzüne samimi bir gülümseme yerleştirip ona bakan çalışanlara selam verdi. Asansöre binip 5. katta ki odasına çıktı. Sekreterine de selam verip odasına girdi. Annesi hep derdi "Allah'ın selamını kimseden esirgeme birde suratını asma insanlara karşı, gülümsemek sadakadır güzel oğlum." Annesinin bu öğüdü uygulamaya özen gösterirdi.

Koltuğa oturdu, dün editörlerinin incelediği ve son üçe kalan hikayeler masasının üzerindeydi. Bugün bu hikayeleri bir de kendisi inceleyip birinciyi seçecekti.

Hikayeleri okumaya başladı. İlk hikayeyi bitirdiğinde güzel bulmuştu ama tam anlamıyla onu etkilememişti. İkinci hikayeyi okumaya başladı hiç ara vermeden. Bu hikayede güzeldi ama son hikayeyi okuduktan sonra karar verecekti. Son hikayeyi de ara vermeden okumaya başladı.

Okuduktan sonra ne kadar zaman oldu bilemiyordu ama hikayeyi onu derinden etkilemişti. Umut kokuyordu satırları. Asaf gülümsedi. Bu sene çalışacakları yazar adayını bulmuştu. Dosyanın arkasını çevirdi ve yazarın ismine baktı.

"Elif Karaman sizinle tanışmak için sabırsızlanıyorum. "
.........
Medya da Asaf bey var. Umarım bölümü beğenirsiniz. Yorumlarınızı eksik etmeyin.

ElifHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin