Asaf'ın anlatımından:
Dosya işlerini hallettim bu aralar çoğunlukla yayınevi ile ilgileniyordum. Şirketi biraz boşlamıştım. Ne yapayım yayınevinde vakit geçirmek daha cazip geliyordu. Hem hayallerimi yaşıyordum burada. Yazma yeteneğim olmasa da yeteneği olan kişilere şans verince ve onların yüzlerinde ki mutluluğa tanık olunca ben de mutlu oluyordum.
Yazmak yetenek işiydi ama bir o kadar gönül meselesiydi. Gönülden kopup gelen satırlar daha bir güzel oluyordu. Elif'in yazdıklarının da gönlünden kopup geldiği belliydi. Cümlelerini okurken bunu hissetmişti. O yüzden Elif'i birinci seçmişti. Çünkü cümleleri gönülden gelen insanların cümleleri tükenmezdi.
Elif'in ileri de çok iyi bir yazar olacağını hissediyordu ama hâlâ önünde kat etmesi gereken uzun bir yol vardı. Elif şu anlık bu yolun üstesinden gelebilecek gibi gözüküyordu. Umarım pes etmez ve hayallerini gerçekleştirirdi.
Elif'in anlatımından:
Eve geleli birkaç saat oluyordu. Annesine bugün olanları anlatmış sonra odasına çıkıp yazacağı roman için bayağı bir kafa yormuştu. Kendisine inanıyordu. Zaten başarmanın en büyük adımı inançtı. Elif'in inancı tamdı.
"İnşallah hem kendimi hem de bana inanan insanları kara çıkarmam Allah'ım. " diye dua etti." Amin. " diyen sese doğru döndü annesi kapıda ona bakıyordu. Sesli dua ettiğinin farkında bile değildi.
" Hadi güzel kızım yemek hazır aşağıya gel. "
" Tamam anneciğim. Babam geldi mi?"
"Babam emekli olduktan sonra hayalini gerçekleştirmiş, bir sahaf dükkanı açmıştı. Hem çok sevdiği kitapların arasında bir gün geçiriyor hem de dükkana gelen insanlarla kitaplar hakkında muhabbet ediyordu. Elif bu aralar pek gidemese de babasının yanına orayı çok seviyordu çünkü orada kitaplar vardı.
Merdivenleri inip, mutfağa geçti. Masada ki yerine oturdu.
"Herkese afiyet olsun. " deyip yemeğe başladı. Besmele çekmeyi de unutmamıştı tabii.
Yemeklerini yiyip, annesi ile beraber masayı topladılar. Sonra içeri geçtiler.
" Nasıl geçti günün kızım?"
"Güzel geçti babacığım. Yayınevine gittim. Yazacağım roman hakkında editör ile konuştum. Bana çok yardımcı oldu, sağ olsun. "
"Ben sana güveniyorum kızım. Sen bu işin içinden de alnının akı ile çıkacaksın inşallah."
Babamın bu güzel sözlerinden sonra ona kocaman sarıldım. İyi ki varlardı sevdiklerim. Şükür sebeplerimden biriydi onlar benim.
Saat geç olunca odama uyumaya çıktım. Yarın okula gitmem lazımdı erkenden.
Sabah alarmın kulak tırmalayıcı sesi ile uyandı. Kollarını açıp bir esneme seansı geçirdi. Elini, yüzünü yıkayıp hazırlandı. Siyah eteğinin üstüne, koyu yeşil gömleğini giydi. Başına da siyah şalını güzel bir şekilde yaptı. Sonra aşağı kahvaltıya indi. Annesi her zamanki gibi kahvaltıyı hazırlamıştı. Güzelce kahvaltısını yaptı. Annesi ve babası ile vedalaşıp evden çıktı. Durağa yürüdü daha okula giden otobüsün gelmesine beş dakika vardı yani pek beklemeyecekti. Otobüs tam saatinde gelmişti. Kartını okutup boş yer var mı diye baktı. Maalesef hiç boş yer yoktu hemen rahatça tutunabileceği bir yere geçti.
Otobüsün okulun önüne gelince indi. Kartını okutup okula girdi. Masal bir kamelya da oturmuş onu bekliyordu. Yanına gitti.
"Hoş geldin taze yazar. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elif
Spiritual"Ama Asaf." "İsmimi söylerken ilk 'a' harfini uzatma." "Neden? " "Çok tatlı oluyorsun ve biz şu an kavga ediyoruz. " " Kavga mı ediyoruz? " dedim en şeker sesimle biliyorum buna dayanamazdı. " Zaaflarımı kullanma karıcığım. " " Tamam kocacığım. " ...