15:Şaşkın Ördek

3.2K 226 91
                                    

Asaf ve ailesini yolcu ettikten sonra aileme döndüm. Sadece yemeğe geleceklerini sanan ben beklenmedik bir isteme faslı ile karşılaşmıştım.

"Anne bana bu akşam olacaklardan bahsedecek var mı?"

"Çok yorgunum kızım. Bahsesilecek bir şey yok ki zaten."

Tam ağzımı açıp bir şey diyecekken odalarına doğru yol almışlardı bile. O zaman ben de yarın müstakbel sözlümden öğrenirdim her şeyi.

Ben de yorgunum. Bugün temizlik uğruna canım çıkmıştı tabiri caizse. Üzerimden tır geçmiş gibi hissediyordum. En iyisi uyumaktı. Hem içimdeki merak duygusunu bir yere fırlatmam iyi gelecekti. Vücut yorgunluğuma bir de mental bir yorgunluk istemiyordum.

Tam uykuya dalacakkken telefonumun mesaj sesi bütün uykumu buharlaştırmaya yetmişti.

"İyi geceler prenses. Numaram yoktur belki ben müstakbel kocan."

Ah ah kalbim neden bu kadar pır pır ediyordu? Müstakbel koca lafı yüzümdeki sırıtışın en büyük nedeniydi. Ama yine de sitem dolu bir mesaj atmaktan geri durmadım.

"Müstakbel koca olayını yarın konuşacağız. İyi geceler."

"Konuşalım. Seve seve."

Bu adam fazla tatlı galiba. Ya da ben fazla aşığım. İnşallah her şey güzel olurdu. Yüzümdeki sırıtış, kalbimde uçuşan kelebekler ile uykuya daldım.

Asaf'ın Anlatımından:

Bugün Elif'i istemiştik. O şaşkın yüzü gözümün önüne geldikçe gülesim geliyordu. Ona büyük bir sürpriz olmuştu. Hem sürpriz evlilik teklifi oluyor da isteme neden olmasın?

Ailesi ile tanışmış ilk önce onları ikna etmiştim. Elif'e giden yolun ailesinden geçtiğini biliyordum ailesini çok seviyordu ve saygı duyuyordu. Hem Elif'in bu şekilde daha çok hoşuna gideceğini düşünmüştüm. Tabii ona haber versem daha iyi olurdu. Ama şaşırmış yüzünün tatlılığı her şeye değerdi.

Hem sırada süpriz evlilik teklifim vardı. Elif Hanımı biraz daha şaşırtmak güzel olurdu.

Uykuya dalmadan Elif'e yazdığım mesaja verdiği cevap yarın sorguya çekileceğimin kanıtıydı. En iyisi iyice dinlenmek Elif'in sorgusuna hazır olmaktı.

Elif'in Anlatımından:

Sabah uyandıktan sonra ilk işim hazırlanıp yayınevine gelmek oldu. Bu kadar bile sabretmem muhteşemdi. Ben meraklı bir kızım.

Asansörün önünde dikilmiş gelmesini bekliyordum. Büyük ihtimalle Asaf gelmişti. Aslında onu arayabilir ya da mesaj atabilirdim ama bir çekiniklik vardı üzerimde. Duruma daha alışamamıştım.

Asansörden inip Asaf'ın odasının önüne geldim. Kapıyı tıklattım. İçerden Asaf'ın "gel," diye bağıran sesi kulaklarıma doldu.

Yavaşça kapıyı açıp içeri girdim. Asaf önündeki dosyayı büyük bir dikkatle inceliyordu. Bana bakmayınca yalandan öksürdüm. Gözleri sonunda bana döndü.

"Aaa sen miydin Elif ben de kapıyı çalınca başka biri sandım. Hoş geldin. Erkencisin."

"Hoş buldum. Konuşacağımız için erken geldim. Umarım müsaitsindir."

"Senin için her zaman müsaitim. Buyur otur konuşalım."

Çalışma masasının önündeki koltuğa oturdum Asaf da karşımdaki koltuğa oturdu. Ona bakmayı kesip etrafı incelemeya başladım. Gözlerimi ondan kaçırmak için en ufak detayı bile inceliyordum.

"Sen soracak mısın yoksa ben anlatayım mı?"

"Sen anlat." dedim. Çünkü tam olarak ne soracağımı bilmiyordum.

"Her şey hastaneden sonra başladı. Zaten sana aşık olduğumu anladığımdan beri sana duygularımı nasıl anlatacağımı düşünüyordum. Sonra sana giden yolun ailenden geçeceğini düşündüm. Onlara sana nasıl aşık olduğumu anlattım. Kendimi en iyi şekilde tanıtmaya çalıştım. Sonra baban "çok seviyorsan gel usulünce kızımı iste," dedi. Zaten benim canıma minnetti. Aşık olduğun kızla evlenecektim daha ne olsun? Sonrası malum işte."

Uzun açıklamasını şaşkınlıkla dinledim. Bana aşıktı. Ailemi ikna etmsi falan çok hoşuma gitmişti ama hâlâ neden benim haberim olmadığını anlayamamıştım.

"Neden benim haberim olmadı bu durumlardan? Ya seninle evlenmek istemeseydim?"

Son söylediğim cümle külliyen yalandı. Aşık olduğum adamla evlenmek en büyük istediğimdi.

"Sürpriz olsun istedim. Ailende beni kırmadı. Evlenmemek isteme mevzusuna gelirsek, seni kaçırabilirdim."

"Evet çok büyük süpriz oldu. Kaçırmak mı mafya mısın sen?"

"Yok estağfurullah ben sadece aşık bir adamım."

Asaf'ın yanaklarını mıncırmak istiyordum. O böyle tatlı konuştukça içim eriyordu.

"Elif ben senin istemediğin hiçbir şey yapmam. Evlenmek istemiyorsan seni zorlamam."

Ne kadar utansamda onu üzmemek adına ona aşık olduğumu dile getirmem gerekiyordu.

"Hayır. Seninle evlenmek istiyorum. Ben de sana aşığım." dedim. Son cümlede sesim biraz kısık çıkmıştı.

"Sana deli gibi sarılmak istiyorum ama olmaz. Sen sarıldım farz et. Hem son cümleni biraz yüksek sesle söylesen mi? Anlamadım."

"Asaf gayet iyi anladın utandırma beni."

Odayı güzel kahkahası doldurdu. Galiba bu sesi sonsuza kadar dinleyebilirdim.

"Tamam sen nasıl istersen. Utangaç prenses. Eee nişanı düğünü ne zaman yapalım?"

Ağzım bir karış açıldı galiba. Biraz acele mi ediyordu?

"Ne bu hız?"

"Hızdan değil tarihleri ayarlayalım ona göre işlerimizi düzenleriz."

"Anladım. Bu duruma tek başımıza karar vermeyelim bence. Ailemize de danışalım."

"Haklısın. O zaman hafta sonu sizi evimde ağırlayayım. Orada konuşuruz."

"Olur."

"Bunu da kararlaştırdığımıza göre bir şey içer misin?"

Aslında onunla biraz daha vakit geçirmek istiyordum ama okula gitmem lazım.

"Benim okula gitmem lazım. Masal da bekliyor hem."

"Tamam istersen ben seni bırakırım."

"Ben giderim sen zahmet etme."

"Ne zahmeti. Size hizmet benim için gururdur."

Asaf beni okula bırakıp gitmişti. Şimdi beni bir sorgu bekliyordu. Masal'a bu olanları anlatmam lazım. Yoksa meraktan çatladığı için beni de çatlatır.

Masal'a her şeyi anlatmış onun şaşkın yüzünü izliyordum. Demek ki tek şaşkın ördek ben değilim.

......

Umarım beğenirsiniz. Lütfen yorum yapın. Çok az yorum geliyor üzülüyorum.



ElifHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin