13:Hastalık

3.5K 255 24
                                    

Elif'in anlatımından:

"Merhaba İnci Hanım."

Asaf'a bakmamak için önümde ki hikayeme odaklanmaya çalışıyordum. Çok yakışıklıydı.

"Yeni çıkacak kitap basıma yetişecek değil mi?"

"Evet Asaf Bey tam dediğimiz gün de matbaaya gidecek."

"Güzel. Size iyi çalışmalar."

Asaf gitmişti. Keşke biraz daha kalsaydı. Onu dinlemek çok güzeldi.

"Elifciğim istersen bugün burada bırakalım. Benim diğer kitaplada ilgilenmem lazım."

İnci Hanımın sesi ile düşünce denzinden çıktım.

"Olur İnci Hanım. İyi günler."

İnci Hanım ile vedalaşıp odadan çıktım.

Yayınevinün çıkışına doğru dalgın dalgın yürürken birine çarptım.

"Ah pardon."

"Önemli değil Elif Hanım."

Duyduğum ses ile çarptığım kişiye baktım yani Asaf'a. Ah ne güzel adama rezil olmuştum.

"Siz miydiniz Asaf Bey? Cidden kusura bakmayın."

Küçük bir tebessüm yerleşti dudaklarını. Ona bakmamın doğru olmadığını düşünüp bakışlarımı kaçırdım.

"Cidden sorun değil Elif Hanım. Bir sorun mu var? Dalgınsınız.

"Sorun sana aşık olmam Asaf." demek istesemde diyemedim. Bu kadar cesur değilim.

"Bir sorun yok Asaf Bey. Öyle dalmışım işte farkında değilim."

Tam Asaf bir şey söyleyecekken telefonum çaldı. Annem arıyordu. Hemen açtım.

"Alo Anne."

"Kızım baban fenalaştı acile getirdik. Sen de gel bizim oradaki hastaneye yanımıza."

"Anne ne diyorsun sen babam iyi mi? Ne oldu?"

"Ben de bilmiyorum kızım. Sen gel hadi."

"Tamam anne hemen geliyorum."

Asaf konuşma sırasında beni dinlemiş bir yere gitmemişti.

"Elif Hanım ne oldu? Önemli bir şey yok ya."

"Ben de tam bilmiyorum Asaf Bey gidince öğreneceğim."

"Tamam o zaman ben sizi bırakayım."

"Zahmet olmasın. Ben kendim giderim."

"Ne zahmeti estağfurullah. Hem taksi falan beklemek ile vakit kaybetmeyin."

Normalde kabul etmezdim ama bir an önce hastaneye gitmek istiyordum.

"Tamam o zaman gidelim."

Asaf ile dışarı çıktık. Arabayı güvenlik getirdi. Hemen bindik. Bir an önce babamı görmeden içim rahat etmeyecekti.

"Hangi hastaneye gidiyoruz Elif Hanım."

Hastanenin adresini söyledim Asaf'a.

"Çok stresli görünüyorsun. Biraz sakin ol baban iyi olacak eminim."

Asaf'ın şefkat dolu sesi biraz olsun stresimi almıştı.

"Umarım. Kötü şeyler düşünmek istemiyorum."

"Dua et Elif. Bu zamanda yapılacak en güzel şey odur."

Bu dediğine kafamı salladım. Ah be güzel adam. Nasıl güzel bir tavsiyedir bu? Elif demişti bir de bana. Elif olmak onunla güzel olmuştu.

Araba durunca geldiğimizi anladım. Asaf'ın bir şey demesini beklemeden arabadan indim ve hastaneye girdim.

Acil de annemi aradı gözlerim. Birkaç yere bakındıktan sonra annemi gördüm. Hemen yanına gittim.

"Anne."

Annem seslenmem ile bana döndü ve sarıldı.

"Anne ne oldu kötü bir şey yok ya."

"Bilmiyorum bir an da evde fenalaştı. Hemen ambulansı arayıp hastaneye geldik."

Biz konuşurken doktor odadan çıkıp yanımıza geldi. Annemden önce ben konuşup:

"Durumu nasıl babamın?"

"Hastanın tansiyonu aşırı yükselmiş. Bu da fenalaşmasına en büyük etken. Hasta tansiyon ilacı falan kullanıyor mu?"

"Hayır doktor bey. Bu zamana kadar kocamın öyle bir sorunu yoktu."

"Anladım. O zaman hastanın tansiyonunu size vereceğim karta gün gün ölçüp yazın. Ona göre ilaç başlayıp başlamayacağımıza karar veririz. Hasta taburcu olabilir. Geçmiş olsun."

"Sağ olun."

Annem ile doktor arasında geçen konuşmayı dikkatle dinledim ama benim haricimde dinleyen biri daha vardı. Asaf buraya gelmişti ben gitmiş sanmıştım.

Annem bana dönmüştü. Yanımda duran Asaf'ı görünce soru dolu gözlerini bana çevirdi.

"Geçmiş olsun efendim."

Asaf'ın söyledikleriyle ona döndüm kısa bir süreliğine olsa da.

"Sağ ol evladım."

"Bu arada tanıştırayım anne. Asaf Bey yarışmayı kazandığım yayınevinin sahibi. O getirdi beni hastaneye."

"Aaa öyle mi?"

"Evet öyle efendim."

"Böyle ayak üstü tanışma olmadı hem de hastane de. Seni bir gün akşam yemeğine beklerim evladım."

"Tabii seve seve gelirim. Benim eve gitmem lazım geçmiş olsun tekrardan."

Anneme şaşkınlıkla bakıyordum. Asaf'ın gidişini bile umursamıyordum. Az önce Asaf'ı annem yemeğe davet etmişti. Asaf da seve seve gelirim demişti. İnanamıyorum.

"Anne ne gerek vardı yemeğe davet etmeye."

"Teşekkür maksadında davet ettim işte. Neyse babanın yanına gidiyorum ben sen de taburcu işlemlerini hallet. Bir an önce çıkmak istiyorum hastaneden."

"Tamam anne hallediyorum."

Annem babamı hazırlamıştı ben de taburcu işlemlerini halledip eve gelmiştik.

Üzücü ve garip bir gündü. Allah'a şükür babam iyiydi. Allah onu başımızdan eksik etmesin. Kaybetme korkusu, heleki sevdiğin bir insanı, çok kötüymüş. Kimse bu duyguyu tatmaz umarım.

.....
Özür dilerim. Bu kadar beklettiğim için.








ElifHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin