11:Aşk

4.1K 332 78
                                    

İlk önce bölüm bu kadar geç geldiği için özür dilerim. Bir daha bu kadar uzun süre bekletmeyeceğim sizi.

.....
Elif'in Anlatımından:

Fazla aksiyonlu bir gündü. Hâlâ adamın kafasına yangın tüpünü vurduğuma inanamıyorum. Çok korkmuştum elindeki bıçağı Asaf Beye doğrultunca. O korkuyla da aklıma gelen ilk şeyi yapmıştım.

Polislere ifade verip evlere dağılmıştık. Şimdi de yatağımda olanları düşünüyordum. Yatağımdan gerinerek kalktım. Çalışma masama doğru yürüdüm bir şeyler yazmak bana iyi gelebilirdi. Bilgisayar da yazmak yerine sarı renkli ajandamı açıp yazmaya başladım. Bu ajandaya arada bir hissettiklerimi yazardım. Kalemi elime aldım ve cümleleri kağıtla buluşturmaya başladım.

"Karmaşık hissediyorum. Hissettiğim şeyi kendime bile itiraf edemezken sana yazıyorum. Asaf'ı ilk gördüğüm andan beri garip şeyler oluyor. Ama ben bu garip şeylerden kaçıyorum. Çünkü bana yabancı bu hisler. Başta ufak bir etkilenme sanmıştım ama bugün olanlardan sonra böyle olmadığını gayet iyi anladım. Galiba ben aşık oldum. Bugün ona bir şey olacak korkusunu hissetmek mahvetti beni. Öldüm sanki. Şu an iyi olduğunu bilmek bile içimi huzurla dolduruyor. Neyse fazla uzatmayacağım. Zaten bunları yazmam bile mucize. "

Ajandayı kapatıp, arkama yaslandım. Kendime bile itiraf edemediğim duyguyu yazmak iyi hissettirmişti. Annem beni çağırdığında ajandayı saklayıp aşağı indim.

"Hadi kızım sofrayı hazırlayalım. Baban da gelir birazdan. "

"Tamam sultanım." dedim ve beraber sofrayı hazırlamaya başladık.

Asaf'ın Anlatımından:

"Hey! Ne düşünüyorsun?"

Emre'nin cümlesi ile düşünceler denizindeki maceramdan sıyrıldım.

"Bugün olanları düşünüyordum."

"Varya Elif yenge sağlam geçirdi adama."

Dedikleri beni gülümsetmişti. Elif'in böyle bir şey yapması beni şaşırttı aslında. Yani bu kadar cesur davranması. Hayatımı kurtarmıştı. Ona minnettardım.

"Yenge lafına kızmadın, hatta gülümsedin. Ben demiştim ateş bacayı sardı diye."

Ateş bacayı sarmış olabilirdi ama Emre'nin bunu bilmesine gerek yoktu.

"Yok öyle bir şey. Sadece sağlam geçirdi lafına güldüm ben. Sen de hemen her şeyi aşk konusuna bağlama."

"Kime aşıksın oğlum? "

Annemde geldiğine göre benim kurtuluşum yoktu.

"Hani yeni yazar adayı varya ona aşık."

"Emreee." diye adeta kükredim. Şimdi annem bir sürü soru soracaktı.

"Ne bağırıyorsun be. Annenin bunları bilmeye hakkı var."

"Evet Asaf, kızma Emre oğluma. Eee anlat bakalım şu kızı."

Derin bir of çekmek istesemde bu istekten vazgeçtim.

"Emre'nin uydurması yok öyle bir şey anneciğim."

"Aaa oğlum annenden mi saklıyorsun aşk olsun sana."

"Aşk olmuş zaten olacağı kadar. AsEl aşkı listeleri sallayacak."

Koltuğun yanındaki sehpada duran çini mavi vazoyu Emre'nin kafasında hayali olarak parçaladıktan sonra anneme döndüm:

"Anne sen onun zevzekliğine bakma. Yok öyle bir şey olsa ben söylerdim sana."

"Tamam oğlum öyle diyorsan öyledir. Ama artık yaşında geldi be güzel oğlum evlensen, ben de torun sevsem güzel olmaz mı?"

Bir çocuğum olmasını bende istersim. Bir an hayal alemine daldım.

Elif, oğlumuzu kucağına almış bana doğru geliyordu.

"Asaf, oğlumuzu emzirdim hadi sen de gazını çıkart."

"Tabii karıcığım."

Kafamı sağa sola salladım. Oğlum olduğunu hayal etmem garip değildi ama annesini Elif olarak hayal etmem çok garipti. Galiba Emre haklıydı ateş bacayı sarmıştı.

"Neyse ben odama gidiyorum. Siz de şu aşk mevzusunu kapatın." deyip merdivenlere yöneldim.

Annem benim yukarıya çıkmamı fırsat bilip:

"Eee anlat bakalım Emre oğlum. Nasıl bir kız?" diye sordu. Tabii Emre de ballandıra ballandıra anlatmaya başladı. Fırsatı asla kaçırmazdı. Ben daha fazla merdivende beklemeyi kesip odama çıktım.

Elif'in Anlatımından:

Yemeği yemiş, sofrayı toplamıştık. Aslında ailem ile sohbet etmeyi düşünsemde bugün yaşadıklarımı onların bilmesini istemiyordum. O yüzden izin isteyip, odama çıktım.

Yorgundum. Bugün yaşananlar ve kabullendiğim duygu yormuştu beni. Şimdi ne olacaktı? Hiçbir fikrim yoktu. İlk defa böyle şeyler hissediyorum. Nasıl davranacağımı, neler yapacağımı bilmiyorum.

Duygularımı söyleyemem. Karşılıksız olması düşüncesi bile çok ağırken onun dudaklarından dökülecek cümleler beni bitirebilirdi.

En iyisi beklemekti. Zamanın getirilerini beklemek...
Hayat çok garip silsileler üzerine kuruluydu. Hayalimi gerçekleştirmek için katıldığım yarışma hayatımı değiştirmişti. Yazar olmaya bir adım yaklaşmıştım. Belki de hayatımın aşkını bulmuştum. Bakalım hayat karşıma daha neler çıkartacak. Yaşayıp göreceğiz.

Kütüphanemden bir kitap seçip yatağıma oturdum. Kitabın adı:Kız Kulesinden Galata'ya Mektuplardı. Alalı uzun zaman olmuştu ama okumak bugüne kısmetmiş.

Kitap bir saat içinde bitmişti. Zaten ince bir kitaptı. İçime işlemişti yazarın aşk ve acı dolu cümleleri.

"Allah'ım aşkın acı halini kimseye yaşatma." duası dudaklarımdan semaya karışmıştı. Umarım aşkım acılarıda beraberinde getirmez.

......

Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı bekliyorum. Bu kadar beklettiğim için tekrar özür dilerim.





ElifHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin