Tutkuyla Harmanlanmış Bedenler

SAVAŞ DEVRAN: "Dolmasın O Güzel Yeşillerin"

SAVAŞ VE BADE'nin bu bölümdeki istek üzerine yazdığım hikayesi "Aşk Sarhoşu" nu profilimden bulabilirsiniz. Sevgiler ❤️

Bölüm 5 Mart 2017/ 18.33 tarihinde yayımlanmıştır.!!

Olayın üstünden geçen 10 gün sonunda Ufuk'un durumu hiç iyi değildi.

Kaçan 41 kişiden 36 kişiyi bulduğumda, 35'ini öldürmüştüm.

(Geçen bölümde sayıyla ilgili yapılan hata düzenlenmiştir. 49 kişi vardı. Acar 8'ini silahla öldürmüştü hatırlarsanız.)

Bir kişiyi sağ bırakmamın sebebi diğerlerine haber vermesini sağlamaktı.

Geleceğimi öğrenmeleri, panik yapmaları gerekiyordu.

Bade zaten kafamı bozuyorken, ben de sinirimi bu piçler üzerinde atabiliyordum.

Kapıyı açtığımda Ufuk'u betonun üstünde kanlar içinde gördüm.

-50 kişinin tecavüz etmesi sana pek yaramamış sanırım Ufuk. Ne düşünüyorsun bu konuda?"

-Anneciğim..." dedi bana cevap vermeden sayıklayıp, ağlamaya başlayarak.

Tecavüze uğraması ve dayak yemesi yüzünden geceleri sinir krizi geçirdiğini duymuştum bu 10 gün içinde.

Yanımdaki adamıma baktığımda Ufuk'a tam bakamadığını gördüm. Adamın bu midesi bulanmış bakışlarını görünce çıkmasını söyledim. İkimiz kalmıştık.

-N'oldu? Sen aynısını Elvin'e yapmayacak mıydın lan?!" Ağlamaya başladı ama zerre etkilenmemiştim.

Tecavüzü düşünmenin bile, hiçbir bahanesi olamazdı. Bir de uygulamaya çalışmıştı.

Son pişmanlık da fayda etmezdi. En azından benim gözümde.

-Özür diliyorum, Elvin'den de dilerim...Yemin ederim...Ben hastayım, düşünemedim. Annemi özlüyorum, ağabeyimi özlüyorum lütfen..." dedi ağlamaya devam ederek.

-İyi o zaman herkes hastayım desin, sarhoştum desin, uyuşturucu kullandım pişmanım desin, tahrik etti desin, bütün kadınların anasını ağlatsın...YOK YA?! Dua et adil davrandım da 50 kişi tecavüz etti. Sana bir orduyu sokardım ben..." Hala ağlamaya devam ederken kapıyı açarak adamlardan birine işaret verdim.

-Buyur ağabey.."

-Bağlayın şunu masaya." Kafasını sallayarak işe koyuldu. Masanın üstündeki suyu içip, ceketimi ve gömleğimi çıkardım.

Üstümdeki pahalı bir takımdı. Bu şekilde kirlenmesini kesinlikle istemezdim.

-Lütfen, öldür beni..." diyen Ufuk'a döndüm.

-Aa olur mu ama kaç kadın tecavüze uğramasına, senin gibi orospu çocuklarının sokakta gezmesine rağmen bu yükle yaşıyor haberin var mı senin? Zihniyetine soktuklarım..." Boş büyük pet şişeyi ve yanındaki pürmüz ısı tabancasını alarak yanına ilerledim.

Plastik şişeyi kapak tarafından tutarken, pürmüz ısı tabancasını çalıştırarak plastik ters tarafına tuttum.

Hızla eriyen plastik Ufuk'un gövdesine alev topu damlalar gibi düşmeye başladı.

-AHHHHHH!!!!!!!" Şu çocuğun çığlık atması, gariptir ki beni hafifletiyordu.

O çığlık attıkça, Acar'ın ve Elvin'in gülümsediğini, çocuklarının bana doğru "Amca!" Diyerek koştuğunu görüyordum.

Güzel günlermiş.

-Ahhhhhh yapmaa nolurr!!" Ufuk'un sesiyle hayallerimden ayrılarak ona baktım. Plastiğin tamamı erimiş, göğsünde kalıcı olacağından emin olduğum izler bırakmıştı.