Hikaye Hep Seni Bekledim hikayesi bitince başlayacaktır. Benim Küçük Gelinim ve Göremediğim Sen kitabından tanıdığınız Asude ve Sedat'ın kızı Melek'in hikayesidir. Umarım hikayemi seversiniz. Ben heyecanla yazmaya başladım. Umarım sizde severek okur...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Güzel bir bölüm oldu, bakalım siz ne düşüneceksiniz. Durağan ama güzel! :) Keyifli okumalr... Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim..
****
"Abla! Bu doğru mu? Tüm köy senin bebeğin olacağını konuşuyor!" Küçük oğlanın sözleri genç kızın kanının donmasına neden olurken Yağız yeğenin sözlerine karşılık öfkeyle ona dönmüştü. "Sen ne diyorsun Suat?" Sesi o kadar yüksek çıkmıştı ki bütün konakta yankılanmıştı. Asaf ilk kez birinden bu kadar çekindiğini düşünmüştü. Küçük çocuğun yerinde kesinlikle olmak istemezdi. Yanlış bir zamanda geldiğini düşünürken gözleri sedirin üzerinde oturan yüzü beyaza kesen genç kıza kaydı. İçinden "Demek hamile!" diye düşünürken sonradan aklına gelen hastane macerası ile bunun imkansız olduğunu fark etmişti. Kızın hamile olmasına imkan yoktu. Yapılan tüm testler de böyle bir sonuç çıkmamıştı. Elinde ki dosyayı avucunun içinde daha da sıkarken yeğeninin omuzlarını sıkan Yağız'a bakmıştı.
"Yağız Bey, böyle bir şey olmasına imkan yok. Eğer yeğeninizin eşi çocuk..." Asaf'ın sözleri karşısında öfkeli bakışlarıyla hızla genç adama dönen Yağız, "Sen ne diyorsun doktor? Yeğenimin çocuğu olması imkansız. Nitekim evli olmayan bir kızın hamile olması bu topraklarda ölüm getirir," dediğinde Asaf yutkunmadan edememişti. Melek'ten hala bir tepki gelmemişti. Gözlerini kapatarak düşünmeye çalışıyordu. İlginç bir şekilde kardeşinin sözlerini kısa bir sürede atlatan genç kız oldukça sakindi. Bir süre gözleri kapalı bir şekilde duran Melek, kendisi hakkında bu dedikoduyu çıkaran kişiyi adı gibi biliyordu. Öfkeyle dişlerini sıkarken sakin kalmak için elinden geleni yapıyordu. Yağız yeğeninden bir tepki gelmeyince hızla genç kızın ayağının dibine çökmüştü. "Merek etme hayatım, bu dedikoduyu kimin yaydığını bulacağım. Onu kendi ellerimle..." Melek hafif gülümseyerek amcasına bakarken Yağız yeğeninin sakinliğine hayranlık karışımı şaşkınlıkla bakmıştı. Asaf kızın gülümsemesi karşısında içinden 'Delirdi sanırım!' diye geçirirken hala midesi kötü olduğu için ağır bir şekilde ayağa kalkmasını dikkatli gözlerle izledi. "Melek, amcacım?" Yağız korku dolu gözlerini yeğenine dikerken merdivenlerden aşağıya inen Sedat ile endişesi daha da artmıştı.
Abisi çıldıracaktı!
Abisi kesinlikle çıldıracaktı! Köyü ateşe bile verebilirdi...
"Melek, kızım?" Sedat kızının başucuna toplanan kalabalığa bakarken doktoru görmesi ile kaşları çatılmıştı. Kızının yüzü hiçte iyi görünmüyordu. "Seni hangi rüzgar attı buraya doktor?" Sedat keskin bir sesle genç adam sormuştu. Asaf az önce olanların ceyranında kalmamak için hızla elinde ki dosyayı göstermişti.
"Eşinizin test sonuçlarını getirmiştim."
"Bunun için buraya kadar zahmet etmenize gerek yoktu. Haber etseydiniz ben gelirdim." Asaf adamın kendisinden hoşlanmadığını anlasa da bir şey söylemedi. Yağız doktora bakarken bir yandan da yanlarından uzaklaşan yeğenini kontrol ediyordu. Suat ablasından bir tepki alamadığı için onun peşinden giderken Sedat yeniden konuşmuştu. "Seni dinliyoruz!" Asaf konuşmasına devam edeceği sırada duyulan sesle herkesin bakışı merdivenler dönmüştü. "Melek, kızım!" Asude kocasının peşinden avluya inerken merdivenlerin dibinde yere düşen kızını görünce birden çığlık atmıştı. "Kızım!" Asaf gençliğinin verdiği çeviklikle diğerlerinden önce onların yanına varmıştı. Genç kızı yerde baygın bir şekilde görünce endişelenerek onu kucakladığı gibi az önce kalktığı sedire kadar taşıyıp yatırdı. Asaf kendisine dikkatle bakan gözlerden habersiz görevini yerine getirirken Sedat hızla kızının başucuna çökmüştü.
