3. Bölüm "Gülüm!"

24.1K 1.4K 102
                                    


Öncelikle ilginiz için teşekkür ederim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Öncelikle ilginiz için teşekkür ederim. Umarım okurken keyif alırsınız. Bölümler hakkında yorum yapan herkese teşekkür ederim. Umarım bu bölümde de yorumlarınızı eksik etmezsiniz. :) Kapak resmi için Zübeyde'ye teşekkür ederim. :)

******

Aldığı kötü haberden beri gözünden yaş dinmeyen kadın bahçe kapısından içeriye giren arabayı görünce hızla yerinden kalkarak arabaya doğru koşmuştu. Beklediği kişiyi göremese de yıllardır en büyük destekçisi olan eltisini görünce ağlaması daha da şiddetlenerek arabadan inen kadına sarılmıştı. Yaren endişeli bir şekilde Asude'ye sarılırken onu teselli etmeye çalışmış ama kadının daha çok ağlamasına engel olamamıştı.

"Yaren kızıma bir şey oldu, içim acıyor."

"Yapma abla, Yağız Melek'in iyi olduğunu söyledi."

"Duymakla olmuyor, kızımı görmem gerek," dediğinde Yaren, ağlamaktan kızarmış gözlerden düşen yaşlarını silmek için Asude'nin yüzünü avuçlarının arasına almıştı. "Abim seni böyle görürse çok kızar abla, yapma artık." Asude bir türlü kendisini sakinleştiremiyordu. Vücudu endişe ile titrerken kızını görmeden rahat edemeyeceğini biliyordu.

"Yaren ben kızımı görmek istiyorum."

"Anne!" Yezda arabadan inerek ağlayan yengesinin yanına giderken annesinin de ağlamaya başladığını görünce ona seslenmişti. "Anne sen neden ağlıyorsun? Melek ablama bir şey mi oldu?"

"Yezda hadi sen odana çık kızım. Merak etme Melek ablan iyi."

"Yaren?" Asude ağlayarak genç kadının yüzüne bakarken Yaren daha fazla dayanamayarak arabaya dönmüştü.

"Hadi seni kızına götüreyim!" Kadın telaşla arabanın ön koltuğuna otururken Yaren evdeki yardımcı kızdan Yezda'ya dikkat etmesini istemişti. Araba ardından bir toz bulutu bırakarak konaktan ayrıldığı sırada Sedat ve Yağız yiyecek bir şeyler alarak Melek'in kaldığı odaya doğru ilerlemeye başlamıştı. Hastane oldukça hareketli görünüyordu. İkili hastaları gördükçe yüzünü asmıştı. Yanlarından hızla ilerleyen genç adam Yağız'ın dikkatini çekmişti.

"Şu bizim doktorun soyadı sana da bir şey hatırlatmadı mı?"

"Arıkan?" Sedat kısa bir süre düşündükten sonra omzunu silkeleyerek "Karşı köyün beyinin soyadı sanırım," dediğinde Yağız gülümseyerek "Oğlu doktor olmuş olabilir mi?" diye sordu. Sedat işi gereği birçok beyle istişare yaptığı için onları tanıyordu. Daha önce Arıkanların oğlunu görmemişti. "Olabilir, daha önce hiç görmemişti." Sedat ne kadar umursamaz bir şekilde cevap verse de Yağız abisine takılmaya bayılıyordu. "Ne dersin, senin kız bu oğlana..." Sedat kardeşinin sözlerinin gideceği yeri fark ederek öfkeyle Yağız'a dönmüştü. Bir elini yukarıya kaldırarak "Sakın o sözü tamamlayayım deme!" diye onu tehdit ederken Yağız iki elini de havaya kaldırarak onu durdurmuştu. "Tamam, sakin ol artık. Bu gidişle kızının turşusunu kuracaksın." Sedat dişlerini sıkarken kardeşinin yakasını tek eliyle kavramıştı. Gözlerini genç adamın gözlerine dikerek "Kız benim kız, ister turşusunu kurarım ister kurmam sana ne?" diye konuşurken onları uzaktan izleyen gözleri fark etmemişlerdi. Yağız abisinin öfkesi konusunda yine şaşkına dönünce bir adım geriye atmak zorunda kaldı. Söz konusu Melek olunca abisinin tüm mantığı yok oluyordu.

KARA DUVAK (Yeniden)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin