31. Bölüm "Yüzük!"

13.7K 1.4K 191
                                    




Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar.

******

Genç kız girdiği odadan çıktığında ayaklarına beton dökülmüşçesine ağır adımlarla ilerliyordu. Kulaklarında yankılanan her bir söz adımlarına pranga olurken ruhuna yüklenen ağırlıkla sendeleyerek duvara yaslandı. Derin derin soluk alırken kaderinin kendisine oynadığı oyunu düşünmeden edememişti. Gülüm'ün kendisini gördüğünde gösterdiği yakınlık Melek'i mutlu etse de sonradan yaptıkları konuşma genç kızı tamamen gafil avlamıştı. Ellerini yumruk yaparken avucunda hissettiği fazlalığı fark ederek duraksadı. Az önce Gülüm'ün eline tutuşturduğu temsili figüre bakarken içinde kopan fırtınaya engel olamamıştı. Aslında elinde tuttuğunun kendi kalbi olduğunu sonradan fark edecekti. Umutsuzca yanarken kendisine verilen figüre sarılacağı çok gece olacağından habersiz gülümsedi...

Sadece gülümsedi!

Daldığı hülyalı dünyadan kulağında yankılanan bağırtıyla çıkarken kendine gelip hızla dışarıya çıktı. Hacer Hanım elinde çantası olan Gökçe'yi kolundan tutmuş çekiştirerek konağa sokmaya çalışıyordu. Genç kız korkuyla sinmiş bir şekilde annesine direnirken Melek'in içi acımıştı.

"Sen kimden izin aldın da gidiyorsun? Bir yere gidemezsin." Gökçe annesine yalvarırken Hacer Hanım ileri giderek genç kıza sert bir tokat atarak yere düşmesine neden olmuştu. Melek hızla merdivenlerden aşağıya koşarken birden olduğu yerde donup kalmıştı. Hacer Hanım tekrar Gökçe'ye vuracağı sırada Vedat'ın araya girmesi ile tokadı yiyen genç adam olmuştu. Kadın eli havada öfkeli bir şekilde genç adama bakarken Vedat'ın bakışlarını görünce bir adım geri atmak zorunda kalmıştı.

"Sakın bir daha o kıza elini sürmeye kalkma. Anası demem seni yaptığına pişman ederim." Vedat'ın sesinde ki tehdit ortamı buz gibi yaparken olanları seyreden Güler Hanım bir eli ağzında hayretini saklamaya çalışıyordu. Vedat yerde korkutan titreyen genç kızı kaldırarak "Arabaya geç!" dedi. Bakışlarını Hacer'den çekmeyerek genç kıza emir verirken Melek yanlarına gelerek Gökçe'nin koluna girerek onu arabaya yönlendirmişti ki Hacer Hanım bu kez Melek'e saldırmaya kalkmıştı.

"Hepsi senin yüzünden... Sen bu eve felaket getirdin. Her şeyin sebebi sensin." Melek kendisine saldırmaya çalışan kadına cevap vermek yerine susmayı tercih ederken onun suskunluğuna daha da sinirlenen kadın genç kızın üzerine saldırmış ama hiç beklemediği bir sesle olduğu yerde donup kalmıştı.

"Kendine gel Hacer!" Sesler odalara kadar ulaşırken abisiyle sohbet eden Vural Bey ne olduğunu anlamak için odadan çıkarken abisinin isteği üzerine onu da Asaf'ın getirdiği tekerlekli sandalyeye koyarak odasından çıkarmıştı. Merdivenlerin başına geldiklerinde gördükleri ile öfkelenen Osman Bey tok sesinin avluda yankılanmasını sağlamıştı. Onun sesi avluda yankılanırken merdiven başında ki balkondan öfkeli bir şekilde kendisine dönen kişilere bakıyordu.

"Haddini bil kadın, sen ne zamandan beri benim sözümün üzerine söz söyler oldun?" Osman beyin sesi her saniye daha da artarken Vural Bey bir eli abisinin omzunda olanları seyrediyordu.
"Bu kız geldi geleli huzur kalmadı konakta." Hacer Hanım öfkeyle genç kıza bakarken Melek hiç aldırmayarak ona başı dik bir şekilde bakmaya devam ediyordu.

"Şimdide kızımı alıp götürecek, kendisi gibi aşüfte yapacak!" dediğinde Melek ileri atılmış ama Osman Bey duyduklarına daha da öfkelenerek kendisi bile anlamayarak hızla sandalyesinden doğrulmuştu. Elleri balkon traverslerini sıkarken Vural ve diğerleri ona şaşkınlıkla bakıyordu.

KARA DUVAK (Yeniden)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin