12. Bölüm = Silahsız Kalmayın Bayım

113 61 27
                                    

Soranlar için, şu işe bir açıklık getirelim kartanelerim;
Bölüm başlarında yazdığım sözler de bana ait, hiç birisi alıntı değil :)♡

Deli adam savaş sırasında aklını değil, yüreğini kullanır...

Kuruyan boğazını yumuşatmak ve almakta zorlandığı nefeslerini sıklaştırmak için çabaladı Befra. Yanında oturan adamın, kirli sakallarla bezenmiş sûretine baktı.

"Çiçe-ğe ne olmuş?"

"Çiçek, sıradan adamın bu sonu gelmez sevgisinden habersizmiş aslında... Acımasız kralın, adama yaptıklarından sonra, ne kadar çok sevildiğini anlamış güzeller güzeli çiçek. Anlamış ama çok geçmiş artık. Sevse bir türlü, sevmese bir türlü, sıradan adamın yaşamı mahvolduktan sonra..."

Derin bir sessizlik oldu. Alparslan, Befra'nın hüzünle parlayan ve büyük misketleri amdıran gözlerine baktı.

"Çok acıyor mu?.." Acılarını alıpta ben sırtlanayım.

Befra, Alparslan'ın sorduğu sorunun yanıtını dolan gözleri ve ince bir çizgi halini alan dudaklarıyla verdi. İnce ince gözyaşı süzülmeye başladı gözlerinden. Çok acıyor...

Alparslan içindeki bitmek bilmeyen yankıları aldırmadan boşta kalan elini kaldırdı ve sevdiği kadının gözlerinden süzülen yaşları usulca sildi. Kemikli eli, kızın pamuk beyazı çehresine değince kalp ritimleri değişir gibi oldu. Elini kızın yanağından hiç çekmek istemedi, süzülmeye devam eden yaşları kurulayabilmek için... İçinin deli isteklerine boyun eğmeden elini usulca çekti.

"Abi, hastaneye geldik."

Alparslan ruhen savrulduğu boşluktan bir an olsun çıkamadı. Şöförün ikinci ikazı üzerine kendine geldi. Adam, Befra'ya ve kendisine şüpheli gözlerle bakıyordu. Bir şey sakladıklarını anlamış gibi.

Arabanın kapısını açarken, "Şimdi geleceğim, burada bekle." dedi ve koşar adımlarla hastaneye yürümeye başladı Alparslan.

Kapıdan içeri girer girmez, gişenin başında dosyalarla uğraşmakta olan hemşirenin yanına yöneldi. Kadın, Alparslan'ı fark edince "Buyrun?" diyerek kaşlarını kaldırdı.

"Buranın en iyi ameliyat uzmanı kim?"

"Doktorlarımızın hepsi, alanlarında uzmandır beyefendi."

"Ben, en iyisini sordum!" Adeta sessizce haykırdı Alparslan.

"Levent Bey..." dedi kız.

"Odası ne tarafta? Bugün herhangi bir ameliyatı var mı?"

"Levent Bey'in bugün herhangi bir ameliyatı yok, hastalarını kontrole gelmişti sadece. Şimdi çıkmak üzeredir."

Alparslan kendini kaybetti, cılız hemşirenin koluna yapıştı, "O adam çıkmadan, beni yanına götür!"

"Ne yapıyorsunuz beyefendi? Güvenliği çağıracağım!" Hemşire kolunu hışımla çekmiş, kaşlarını çatarak etrafa bakınmaya başladı.

"Yalvarırım..." dedi Alparslan, dolan gözlerini saklamaya lüzum görmeden. "Durumu çok kötü..."

Hemşire, karşısındaki adamı kararsız gözlerle süzdü, yüreği bu adamın görüntüsüne ve yalvarışına dayanamamış olacak ki, yürümeye başladı. Alparslan da hemen ardından zemindeki adım sayısını artırarak yürüdü.

Asansörler tıka basa dolu olduğu için, öetdivenleri yürüyerek çıkmak zorunda kaldılar. Saniyeler içerisinde bir kaç kat çıkmayı başardılar, Alparslan'ın aklı Befra'daydı. Ya O'na bir şey olursa? Yaşayabilir miydi bu acıyla?..

KARTANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin