10. BÖLÜM
"Hiçlikten Doğan"Uzattığım elime öylece durup baktıktan sonra bileğimi kavradı. Baş parmağı ile neredeyse hissedemeyeceğim şekilde bileğimi okşadı.
"Seni bu bataklıktan çıkaracağıma dair bir söz verdim," dedi kendinden emin bir sele.
Bileğimde duran ellerini yavaşça tenimden çekti. Gözlerini karşı duvara sabitlemişti. Hiçbir şey söylemedim. Ona daha fazla ne söyleyebilirdim ki...Verilen bir söz uğruna ne olursa olsun elimi tutacağını dile getirdi. O zamana kadar her şeye katlanacak kadar güçlü olmayı diledim. Kapı çaldığı zaman odanın içinde yankılanan gür sesi güvende hissetmemi sağlıyordu.
Daha önce hiç görmediğim bir doktor içeri girdi. İçeri adım atması ile birlikte Mehan ayağa kalkıp yanına gitti. İtalyanca konuştukları için hiçbir şey anlamıyordum. Ara sıra doktorun bakışlarını üzerimde hissediyordum.
Doktor cebinden çıkardığı kağıdı Mehan'a uzatıp yanıma geldi.
Siyah saçlarının arasına karışmış beyaz saçları geriye doğru taranmıştı. Koyu kahverengi gözlerinin kenarlarında kırışıklıklar vardı. Bu işe tüm zamanını harcadığı koyu halkalarından belli oluyordu. Doktor'un bakışları kısa süreliğine gözlerimde takılı kaldı. Kendini toparlayıp gülümseyerek elini uzattı.
"Merhaba Ronya."
Gözlerime bakarken şaşıran insanlara alıştığım için pek umursamamıştım. Uzattığı elini baktıktan sonra çekinerek tuttum.
"Merhaba" dedim elimi çekerken.
"Ben Ermes," dedi kollarını birbirine dolarken. "İyileşme sürecini beraber geçireceğiz. "
Bakışlarım Mehan'ı buldu. O ise bana bakmak yerine elinde duran kağıda bakıyordu. Bakışlarımı yeniden doktora çevirdim. İngilizce bildiğim için bir kez daha kendimi şanslı hissettim.
"Fazla zaman kaybetmek istemiyorum," dedim düz bir sesle. "Hemen hastaneye yatırılmak istiyorum."
Doktor samimi bir şekilde gülümsedi. "Hevesli olman ekstra iyi oldu Ronya. Bu süreçte hastalarımın kendilerine inanmaları benim için çok daha önemli."
Konuşmak yerine başımı usulca salladım. Doktor konuşmayacağımı fark ettiği zaman Mehan'a döndü ve yeniden İtalyanca konuşmaya başladılar. Onlar konuşurken dirseklerimden destek alarak sırtımı yatağın başına yasladım.
Öylece onları dinlerken uyuşan kolumu ovaladım. Bedenimin uyuşturucuyu istediğini biliyordum. Daha önce fark edememiş olmam büyük bir aptallıktı. Eğer ilaçlarımı düzensiz kullansaydım belki de fark etme şansım olabilirdi. Uyuşukluk artmaya başladığı sırada biri omzumu kavradı. Doktor Ermes kolumu sıkıp bıraktı.
"Uyuşukluk çok normal,' dedi kolumu ovalarken. "Kasılmalara dönmemesi için iğne tedavisi yapacağız."
"Söylediğim gibi," dedim mesafeli bir tonda. "Eğer hemen bugün yatırılma gibi bir fırsatım varsa lütfen hemen tedavilere başlayalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHU RUHUMA DOLANAN ADAM
Teen FictionKadın, uçurumdu. Adam, onu boğacak olan okyanus. Kadının kalbi kırıktı. Adam, kırılacak kalbe bile sahip değildi. Kadın, sessiz çığlıkların içinde büyütülmüştü. Adam, sert rüzgârla birlikte karanlığa savrulmuştu. Kadın, hayatına giren adamın onun s...