BİR DOST

164 81 95
                                    

"Hayatımızda da sınavlarda olduğu gibi iki şık arasında kalabiliriz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hayatımızda da sınavlarda olduğu gibi iki şık arasında kalabiliriz. Lütfen sallamayın."

🎵 Şarkı önerisi: Sertap Erener: Ateşle Barut🎼

Bilge ile konuşmam bitmişti ama üzerimde ki şaşkınlık hala devam ediyordu. Acaba gerçekten o Mert, o Mert miydi? Yani bunca zaman sonra annem sayesinde mi kesişecekti yollarımız. Düşününce bile o kadar uzak bir ihtimal gibi geliyordu ki inanamıyordum. Ayak direnerek gideceğim buluşmaya bir anlamda koşarak gitme nedenim olmuştu. Acaba beni tanır mıydı? Acaba ben onu tanır mıydım? Mert, Bilge ve ben üniversiteyi aynı şehirde okumak istemiştik ama nasip olmamıştı, sonra hayat karmaşası bizi öyle bir sürüklemişti ki görüşüp konuşamaz olmuştuk. Eskilerden bir dost, kimi mutlu etmezdi ki?

Bütün bunları düşünmek iyiydi güzeldi de bu sabah klinikten kovduğum yabancı aklımdan çıkmıyordu. Eğer Bilge haklıysa ayıp etmiştim işte. Şöyle bir düşününce adam da haksız değildi hani, o kadar konuşmaya çalıştı ama onu dinlememiştim. İşte bu hiç iyi olmamıştı. Hani senin işin insanları mutlu edip, dertlerini dinlemekti Asya? Oldu mu bu yaptığın şimdi? Nereden bulup konuşacaktım onunla? Hayatta buraya adım atmazdı, en azından ben olsaydım kovulduğum yere asla gelmezdim. İlknur ile konuşup randevu isteyen numarayı bulmasını söylemeliydim. Özür dilemek için değil tabi ki, vicdan azabı çekmemek için yapacaktım bunu. Arayıp, gelebileceğini söyleyebilirdim. Bir kereye mahsus olarak ona öncelik tanıyabilirdim. Ben yastıkların arasında kara kara düşünürken çalan kapıdan içeriye Gamze Hanım girdi. Vay canına bu ne neşeydi?

-" Asya, güzelim."

Gamze Hanım kendine has bir üslup ile söylemişti bunu. Ses tonu o kadar naif ve zarifti ki. Sanki 90' lardan fırlamış gibiydi. Bunun yanında Marilyn Monroe havası da es geçilemezdi. Yerimden doğrulup Gamze Hanım'a doğru ilerledim,

-" Hoş geldiniz Gamze Hanım."

-" Ahh tatlım, seni görmek ne hoş." deyip yanaklarımdan öptü.

-" Sizi görmekte öyle." Boydan boya cam kaplı köşede ki berjerlerden birini işaret edip,

-" Buyurun böyle." dedim.

Gamze Hanım, pembe ve pudra tonlarında ki berjeri beğenir ve her zaman ona otururdu. Bende karşına yerleştirdiğim açık yeşil ve koyu yeşilin birbirini sardığı berjeri tercih ederdim, dahası başka seçeneğim yoktu. Bu köşe özellikle hastalar ile konuşmak amacıyla oluşturduğum bir köşeydi. Yastıklar daha çok benim içindi. Berjerin ortasında bulunan zigon sehpalar da kahve, çay ve çerezler olurdu. Yani anlayacağınız kendinizi psikoloğa değil de arkaşınıza misafir olarak gidiyormuş gibi hissedin diyeydi her şey. İlknur'u arayıp iki kahve istedim ve bir anlamda seans da başlamış oldu.

-" Çok iyi gördüm sizi" dedim neşeyle.

Az önceki Asya camdan dışarıya atlamıştı galiba, Gamze Hanım o kadar neşeli bir karakterdi ki onun yanında moralinizin bozuk olma ihtimali yoktu.

ALDATMAYAN ERKEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin